English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / O adam

O adam Çeviri Portekizce

105,836 parallel translation
Botlarımı alan o adam değildi.
Aquele idiota não ficou com as minhas botas.
O adamı bıçaklamadığımı gördün mü?
Viste-me apunhalar aquele tipo?
O adam kim?
Quem é ele?
O adam iyi değildi.
Ele não era agradável.
Bu o adamın arabası değil mi?
Era dele, não era?
Bu adam genç odaklı yardım kuruluşlarında çalışmış.
O Céu Oco está envolvido em caridade baseada em jovens.
Arabadaki adam Holden Matthews.
O tipo no carro é Holden Matthews.
Makineyi inşa ettiğin adam.
O homem com quem construiu a máquina?
Ama pek film adamı değilim.
Mas... Já não sou o tipo dos filmes.
Hedefimiz Holden Matthews adında genç bir adam.
O nosso alvo é um jovem chamado Holden Matthews.
Sarı ceketli adam.
O homem do casaco amarelo.
"Jekyll and Hyde" ı yazan adamın ki gibi.
Como o tipo que escreveu o "Jekyll e Hyde".
Güvenliğimizin başı olan mağara adamı isyancıların bu kampta gittikçe geliştiğini görmek için fazla aptal.
O nosso troglodita chefe da segurança é muito idiota para o ver, mas uma rebelião está a crescer neste campo.
Kaynağım Simon Eckhart idi, Apis'te çalışan İngiliz adam.
A minha fonte era o Simon Eckhart, o britânico da Apis.
Bence seni kandırıyor Şu an sistemdeki en güçlü adam.
Acredito que isso faz de ti o homem mais poderoso do Sistema.
Çünkü o koltukta oturan adam Ateş yerine konuşmaya karar verdim.
Porque o homem sentado nessa cadeira decidiu falar, em vez de disparar.
Yedinci adam...
O sétimo homem.
Yedinci adam, onları takip ediyordu.
O sétimo homem estava a persegui-los.
Yedinci adam, elbiseli bir giyinmiyordu.
O sétimo homem não usava fato protector.
İhtiyar adam netti.
O velhote foi claro.
O yüzden nereden buluyorsanız bulun bana adam gibi, değerli bir dava getirin. Çünkü kendinizi ortaya koyana kadar istediğinizi elde edemeyeceksiniz.
Por isso, vão nus para a rua e tragam-me o raio de um caso monumental porque não conseguem o que querem sem arriscar!
Bu adam bir sanatçı.
O homem é um artista.
Tamago hazırlamayı öğrenmeye on yılını adamış.
Passou 10 anos a aprender a fazer o tamago.
- O adamı duydun mu hiç?
Conhece?
Broussard'ın hücresinin kilit adamı olan Alexander Quayle'i tarafımıza çekmek için beraber çalışmıştınız.
Trabalharam juntos para apanhar o Alexander Quayle, um membro-chave da célula do Broussard.
O görevi gerçekleştiren bir adam.
Ele era um militar orientado.
Drone bu adamı vurdu, fakat ortağı kaçtı Ve yere indim.
O drone abateu este tipo, mas o seu parceiro escapou e chegou a terra.
Şu görmeye gittiğimiz senin adam olayı nedir onun?
Este fulano que tu conheces e que vamos ver, o que faz?
Adam kasabanın en zengini.
Ele é o homem mais rico da cidade.
Siz Montgomery Burns müsünüz, adam yerine konmayan milyarder?
É o Montgomery Burns, o bilionário desprezado?
Rick Ross'u keşfeden adam ve Betsy Ross ile çıkan adam.
O homem que descobriu o Rick Ross, e um homem que namorou com a Betsy Ross.
Burns diye bir adam vardı Oldu artık kötü bir şaka
Eras o maior, Burns Agora és apenas uma piada má
Ustamı elimden aldı adam iş üstündeyken
Despediu o meu faz-tudo
Domuzunu alıp git. İhtiyar adam neyin ne olduğunu anlamadan.
Pega no teu porco e vai-te embora antes que o velhote se aperceba do que se passa.
Göklerdeki babamız, yemek yiyen adamın dostu olduğunu biliyorum.
Eu levo-o!
Sanırım bu,'Yerel adam soyunma odasından atıldı.'dan çok daha iyi.
Eu e o Bart somos outra vez amigos. Faço o meu melhor papel de pai quando não estou por perto.
Dawes gittiğini ve şu bilim adamını da yanına aldığını biliyorsun değil mi?
Dawes desapareceu, sasa ke? E o homem da ciência, oso. Oye!
- Yedinci adam onların peşindeydi.
O sétimo homem. Estava a persegui-los.
- Yedinci adam basınç kıyafeti giymiyordu.
O sétimo homem não tinha fato protector.
Adam Portekizli, yani "J" söylenmez.
Ele é Português, o "j" é silencioso.
Şimdi o zaman benim iyi adamım, Bakewell, değil mi?
Agora, meu bom homem... Bakewell, não é?
Neden hastane bunu adam akıllı tamamlamamış?
Por que faria o hospital isso se era caso encerrado?
O iyi bir adam efendim.
Ele é um bom homem, senhor.
O kaybolan adamı mı araştırıyorsunuz?
Vocês andam à procura do tipo que desapareceu?
"Batıya git, genç adam."
Vai para o oeste, jovem.
Ama bu ölü bir adamın ceketiyse, bu farklı olur değil mi?
Mas se é o casaco do morto, isso é diferente, não é?
Ama senin son 20 yılını barışa adamış Donald Bagley olduğunu sanıyordum.
Mas espero que você seja o Donald Bagley que dedicou os últimos 20 anos da sua vida à paz.
.. bir adam değildi. Yoldan çıkan arabanın yanına geldin.
E, mais tarde, avistou o carro dele, depois de se ter despistado para fora da estrada.
Sen virüsçü adamı göreceksin.
Ias ver o tipo dos vírus.
Sana şantaj yapan adamın boğazını yırttım, Gömleğindeki kandan mı şikayet ediyorsun?
Dilacerei o tipo que te estava a chantagear, e está a reclamar de sangue na blusa?
Olabilir, ama bu adamın arabası var.
Talvez, mas o tipo tem um carro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]