Uma Çeviri Portekizce
1,425,693 parallel translation
Kariyeriniz hikayesini..... kovaladığınızı sanıyorsunuz. O yüzden kısa keselim.
De certeza que está à procura de algo que pensa ser uma história que vai lançar a sua carreira, por isso, vamos diretos ao assunto.
Tanz Endüstrileri ve Birleşik devletler arasında bir ortaklık. İlk kez görünen bir şey.
Uma missão em coligação com as Indústrias Tanz e o Governo Americano, a primeira de sempre.
Ekibim bir insan kişiliğini ve hayatta kalma yeteneklerini hesaba katarak en iyininde iyisini elde edebilmek için gen haritalarını çıkaran. karışık bir algortima yazdılar.
A minha equipa desenvolveu um algoritmo complexo que tem em conta todo o genoma de uma pessoa, tendo em conta a personalidade e as qualidades para assegurar que temos o melhor dos melhores.
Bu zeki insanlara, ahlaki yapımızı bozmadan bir çözüm yolu ürütebilmeleri için daha fazla zaman vermemiz gerektiğini biliyorum.
Só sei que temos de dar tempo para as grandes mentes apresentarem uma solução que não entre em conflito com a nossa moral.
Odysseus gemisini dar bir boğazdan geçirip Scylla ve Charybdis'le yüzleşmek zorundadır.
Ulisses teve de levar o navio através de uma passagem estreita e confrontar a Cila ou o Caríbdis.
Bir kızım var.
Tenho uma filha.
Öncelik sırası yapmam gerek, içerde röportaj veriyor.
Eu escolho prioridades e ele está a dar uma entrevista.
Bu retorik, anlıyorum.
Presumo que seja uma pregunta retórica.
Maraton bu, kısa mesafe yarışı değil.
É uma maratona, não é uma corrida.
Evet, ne olursa olsun kazananı olmayan bir yarış.
Seja o que for, é uma corrida sem vencedor.
Eğitimli biri gibi bir tahminde bulun.
- Que faça uma suposição estudada.
Liam, bir eşleşme var.
Liam, tens uma correspondência.
Bir eşleşme var.
- Tens uma correspondência.
Eşleşme buldu. Tess eşleşme buldu.
Ela encontrou uma correspondência!
Sizin gibi piçlerin birşey bulabileceğini biliyordum.
- Já sabia que iam arranjar uma solução.
Bunu bulmamızın dünyanın sonuna denk gelmesi kötü haber.
É uma pena ter sido necessário o fim do mundo para o resolver.
Uzay boşluğunda, bir roket filosundan daha iyidir.
No vazio do espaço, é melhor que uma frota de misseis.
Sen bir bilim adamı değilsin, sen bir ünlüsün.
Não és um cientista, és uma celebridade.
Her şey için bir sebebin olduğunu söylüyorsun.
Dizes que tens uma razão para tudo.
Bu bir simülasyon Claire.
- Era uma simulação, Claire.
Darius'tan gelen bir iş teklifi iyi bir fırsattır.
Uma oferta de emprego do Darius é uma oportunidade.
Bir gemi için 160 kişiyi seçiyorsun.
Estás a selecionar 160 pessoas para uma arca.
Bir varsayımsal gemi.
Bem, uma arca hipotética.
Darius'un her şey için bir nedeni vardır.
Bem... o Darius tem uma razão para tudo.
Bu enstrümantasyon hatası olabilir mi?
- Não sei. Isto pode ser uma falha de instrumentos?
Şimdi bir açıklamaya ihtiyacım var.
Preciso já de uma explicação.
Tek bir açıklama yaptım.
Só tenho uma explicação possível.
Samson, sinyal yerini tespit edebiliyor musun?
Samson, está a receber uma leitura da localização do sinal?
Eğer bir sızıntı varsa bilgisayar korsanlarına yardım edebilecek biri ya da dışarda bir yabancı varlık, derhal köstebeği bulmalıyız.
Se há alguma fuga... Alguém que pode ter ajudado os piratas ou uma entidade exterior, temos de encontrar o espião.
Bu numara sende varsa, bil ki benim için önemlisin.
Se tem este número, é uma pessoa importante para mim.
Lütfen ayrıntılı bir mesaj bırakın.
Portanto deixe uma mensagem detalhada.
Okuldaki herkes Müdür Shepherd'ın iyi birisi olduğunu göstermek ve ailelere onaylatmak için 5 maddelik bir liste hazırladı
Todos os alunos da escola tiveram que fazer uma lista das cinco razões por que o Director Shepherd é fixe, e depois fazer com que os pais a assinem.
Onu bir kere elleri götünde pisuvara işerken görmüştüm.
Uma vez vi-o a mijar num urinol com as mãos nas ancas.
Bugün 15.30'da Lorraine'in beni, çocuklarımı ülke dışına çıkarmakla tehdit ettiği bir boşanma sürecine tanık olacaksınız.
Hoje às 15h30, o liceu James Woods vai organizar uma prova de corta-mato, e que acontece que também é para onde a Lorraine ameaçou levar os meus filhos, para o mato.
Oho, tıpkı B B gibi. ( Bed and Breakfast ) Eğlenceli olurdu.
Como uma hospedagem domiciliar? Isso podia ser divertido.
Senle beraber B B açabileceğimizden bahsediyorum.
Estou a falar de nós abrirmos uma hospedagem domiciliar.
Orada bir yatak yapabilirim ama nasıl yapıldığını bilemiyorum
Eu sei que consigo lá colocar uma cama, apenas não sei como.
Biliyorum, B B tıpkı sevgili gibi olacak.
Eu sei, vai ser uma hospedagem domiciliar tão querida.
Kazanımız yok ama kilerde ne yaptığını görmek için bekleyemem.
Bem, não temos uma caldeira, mas mal posso esperar para ver o que fez na cave.
Terkar! Var mı gönüllü?
Mais uma vez, algum voluntário?
James Woods Lisesininn ponpon kızları! Bana bir destek çıkın.
Chefes de claque do liceu James Woods, dêem-me uma mãozinha!
Müdür olarak, geçen yüzyıldan kalma sözcüklerle güne başlama hoşuma gidiyor.
Enquanto director, gosto de começar todas as manhãs com uma referência do século passado.
Bed Breakfast oteli işletiyoruz.
A gerir uma hospedagem domiciliar.
Tuhaf.Bir saat içinde çıkan bu beşinci çiftti. Merhaba.
Que esquisito, é o quinto casal a fazer o check out depois de apenas uma hora.
Popüler bir şarkıyı ustaca bir koreografi ile söylememize ne dersiniz?
Que tal fazermos todos uma coreografia em playback de uma canção popular?
"I'm too hot"
Sou uma brasa
Miss Milikan sadece arkadaşım.
- A senhora Millikan é apenas uma amiga.
Burası artık değişecek ve ne kadar ciddi olduğumu size göstermenin en iyi yolu bu beyzbol sopasıyla masayı parçalamak.
Vão haver algumas mudanças por aqui, e que melhor maneira para mostrar que falo a sério do que destruir uma secretária com um taco de basebol?
Geçen gece dördümüz beraber 11 öğrenci ve 2 öğretmenle ilgili yapman gerekenlerin bir listesini hazırladık.
Nós as quatro juntámo-nos na noite passada e fizemos uma lista de 11 estudantes e dois professores de que precisas de fazer alguma coisa.
Günümüz yeni başlamasına rağmen kapıda kuyruk oluştu.
A nosso dia acabou de começar e já há uma fila à porta.
New Orleans'ta pizza kuryeliği yaptığım zamandan daha kolay.
Isto é muito mais fácil do que quando entreguei uma pizza em Nova Orleães.
umarım 1487
umarım beğenirsin 46
umarım rahatsız etmiyorum 20
umarım öyle olur 109
umarım rahatsız etmiyorumdur 33
umarım beğenirsiniz 29
umarım iyidir 39
umarım olmaz 28
umarım işe yarar 38
umarım ki 19
umarım beğenirsin 46
umarım rahatsız etmiyorum 20
umarım öyle olur 109
umarım rahatsız etmiyorumdur 33
umarım beğenirsiniz 29
umarım iyidir 39
umarım olmaz 28
umarım işe yarar 38
umarım ki 19