Çok kötü değil Çeviri Portekizce
907 parallel translation
Ama babamı bile istememesi çok kötü değil mi?
Mas não acha nojento não convidar o próprio pai?
- Ben yedim, çok kötü değil.
- Eu já. Não é mau.
Çok kötü değildi değil mi?
Não foi assim tão mau.
- Çok kötü değil.
- Não é assim tão mau.
Çok kötü değil.
Não fazes ideia.
Urber Düşesi hakkındaki çok kötü değil miydi?
Não foi horrível o que se passou com a Duquesa de Ebra?
Çok kötü değil mi Randy?
Isso seria terrível, não é Randy?
- Çok kötü değil mi? - Evet, öyle.
- Não parece promissor, não é?
- Adam çok kötü değil.
- Não vale muito.
Çok kötü değil.
- Ficará bem, no entanto.
Çok kötü değildi, değil mi?
Não custou, pois não?
Burası için çok kötü değil.
Não está muito mau, para o fim do mundo.
Çok kötü bir hayat değil.
" Não é uma vida tão ruim :
- Dişleriniz çok kötü değil.
Tem a boca em perfeito estado.
Bunlar çok kötü görünüyor, değil mi?
São coisas que impressionam mal.
Evet, çok kötü olmuş, değil mi?
Ficou bem estragado, não?
Çok kötü olsa da, sadece şu an önemli değil.
Não é só agora, embora isto já esteja mau.
Şu Hinkel çok da kötü değil.
O Hynkel não é tão mau como isso.
Kötü olmak çok eğlenceli, değil mi?
Ser mau é um divertimento, não é?
Şimdi çok kötü bir sırrımız var, değil mi?
Agora temos um péssimo segredo juntos, não temos?
- Çok da kötü değilmiş, değil mi?
- Vamos, não está tão mal.
- Bu çok kötü olur, değil mi?
- Seria horrível, não seria?
Çok kötü, değil mi?
Não é horrível?
Çok mu kötü? - Dik olduğu zaman çok iyi değil.
Não é muito bom, quando é sempre a subir.
Çok kötü, değil mi?
É pena, não é?
Senin için çok kötü, değil mi?
É um choque, não é?
Bazen çok kötü hallere bürünebiliyorlar, değil mi?
Elas podem perder mesmo a cabeça, não podem?
Çok kötü biri olduğumdan değil.
Não digo que sou mesmo má.
- Çok kötü değil.
- Não está mau.
Kötü birisinin birden çok iyi olması harika değil mi?
E maravilhoso ver alguém horrível tornar-se tão simpático.
Hayatım çok da kötü değil, ama ben hayatımın geri kalanını sevimli ve güzel... küçük şişman öğrencilere nasıl kayak yapılacağını öğretmeye, harcayarak geçirmek istemiyorum....
A minha vida não é tão terrível, mas eu não desejo passar o resto dela, a ensinar meninos gordos, a esquiar e fazendo-me simpático e pitoresco.
Öteki pek çok çocuk gibi kötü karakterli biri değil.
Ele não é como muitos outros miúdos, um mau carater.
Evlendikten sonra ayrılmam mümkün değil. Çok kötü.
É horrível, eu terei de casar para sempre.
Bu o kadar da kötü değil ama sizi uyarıyorum, çok seçiciyimdir!
Acho que não, ela parece um bom pássaro, amiga. Não metida como você, Duquesa.
Kıpırdama. Çok kötü durumda değil.
Fica quieto.
Çok değişmişsin ama kötü değil.
Mudou muito e não foi para pior.
Aslında sürahinin şekli pek umurumda değil ve telefon da çok kötü yerleştirilmiş
É, não gosto muito da forma do decanter e o telefone está mal colocado.
- Bu, çok da kötü değil.
- Isso não é muito grave.
tek tesellim kenara koyduğum param olur... durumumu değerlendiriyorum... ben kötü biriyim ve böyle kalacağım... bir değişim görmeyeceksiniz ama adiliğin de alemi yok... kimsenin benim yüzümden incinmesini, pisliğe bulaşmasını istemem... bu pis hayat bana göre değil hem artık benim için çok tehlikeli... hiçbir şeyden ödün veremem ama bu durumu kim değiştirecek?
o único consolo pode ser o dinheiro que se poupou vou rever a situação sou má rês e assim vou continuar não contem ver alterações mas é um erro ser apenas um vilão não quero ninguém ferido ou a passar um mau bocado esta vida não é p'ra mim já começa a ser demais já não tenho meio-termo mas quem a muda por mim?
- Çocuklara çok kötü sözler söyledim değil mi?
Eu disse-lhes muitas coisas feias, não é?
Çok da kötü değil.
Bem, não é nada mau.
Pek çok taraf vardır, sadece iyi ve kötü değil.
Existem milhares de lados, não são só heróis e vilões.
Birkaç yıl önce bu çok zordu, ama artık o kadar da kötü değil.
Era pesado há alguns anos atrás, mas agora não é tão mau.
Bu çok kötü. Çok kötü, değil mi?
Isso é uma pena.
Üstelik beni çok kötü buluyor. Ama haksız da değil.
Ainda por cima, acha-me má e aqui entre nós, até tem razão.
Çok kötü bir talep şekli, öyle değil mi?
Muito exigente, não é mesmo?
Bu iş para getirmezse, çok da kötü değil. Doğru yapılırsa.
Se não der dinheiro, não é tão ruim... se dirigido corretamente.
Ben biraz kötü olduğunu düşündüm ama Sheila seni çok sevdi, değil mi Sheila?
Te achei horrível... mas a Sheila adorou você. Não é, Sheila?
Ama durum çok da kötü değil Seibert.
Isso não é uma catástrofe, Seibert.
- Bu çok kötü olur, değil mi?
- Seria uma tristeza...
Çok kötü görünmüyor, değil mi?
Não estás com muito mau aspecto?
çok kötüyüm 33
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kötü durumda 17
çok kötü görünüyorsun 23
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kötü durumda 17
çok kötü görünüyorsun 23
çok kötüydü 74
kötü değil 112
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
kötü değil 112
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66