English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against us

Against us translate Turkish

3,573 parallel translation
The German is against us, but not as strongly.
Alman bize karşı, ama o kadar da güçlü değil.
He's gonna rule against us.
Aleyhimize karar verecek.
Why is the whole world against us?
Neden tüm dünya bize karşı?
And if you can't, you'll be giving him one more hostage that he can use against us.
ve eğer edemezsen, ona bize karşı kullanacağı bir rehine daha vermiş olacaksın.
My grandmother used to say, "The minute we love, the world has something to use against us."
Büyükannemin bir sözü vardı, "Birini sevdiğimiz an, dünya bize karşı kullanacağı birşeye sahip demektir."
No, it's not smart, but like you said, Marina, the minute that we love, the world has something to use against us.
Hayır, bu akıllıca değil. Ama senin söylediğin gibi, Marina, Birini sevdiğimiz an, dünya bize karşı kullanacağı birşeye sahip demektir.
( Sighs heavily ) Lockhart / Gardner brings costly nuisance suits against us.
Lockhart / Gardner bizim aleyhimize maddi olarak sıkıcı davalar getiriyor.
We need to find who is for us and who is against us.
Yanımızda kim var, karşımızda kim var bunları hep iyi bilmek zorundayız.
So, what if Father turns against us as he's done both the others? !
Ya babam diğerlerine geldiği gibi bize de karşı gelirse?
Warwick and George are sailing for Calais and they will bring the English Garrison against us!
Warwick ve George, Calais'e açılıyor İngiliz Garnizonunu bize düşman edecekler.
It's you lot against us, winner takes all.
Bize karşı siz, kazanan hepsini alır.
Having Gennosuke and Udono trappedNlike rats could work against us.
Bu da Gennosuke ve Udono'nun fareler gibi tuzağımıza düşmesini engeller.
They're getting ready to move against us.
Bize karşı saldırmaya hazırlanıyorlar.
Did I not make it abundantly clear there would be deadly repercussions for warning Daniel against us?
Daniel'i bize karşı uyarırsan ölümcül etkileri olacağı konusunda seni uyarmamış mıydım?
One about why you broke the trash can, one on why you arrested a suspect without evidence, oh, one on why a film company is filling suit against us,
Bir tanesi değersiz kutuyu neden kırdığın hakkında. Ve bir tanesi bir şüpheliyi kanıtsız tutukladığın hakkında Ve bir tanesi neden bir film şirketi bize karşı dolduruşa geliyor.
In an alliance against us - With whom?
Bize karşı olan bir iş birliğinde - - Kiminle?
Casper, you're either with us or against us.
Casper, ya bizimlesin yada karşına alırsın.
Only her twisted vendetta against us.
Sadece bize olan sapkın kan davası onun umurunda.
Every agency, every police force bring their strength against us, and yet we prevail.
Bütün teşkilatlar ve polisler güçlerini bize karşı birleştirdi yine de biz kazandık.
You went against us, down on your knees for Warwick, when you thought that he would make you King.
Bize karşı geldin, Warwick seni Kral yapacağını söylediğinde ona diz çöktün. Richard.
Well, who else would have a vendetta against us?
Başka kim bizden öç almak ister?
This guy's got a vendetta against us.
Bu adam bize karşı kin besliyor.
Richard will not stand a chance against us all united.
Hepimiz birlikteyken, Richard'ın bize karşı hiçbir şansı olamayacak.
There are plenty more people who need to answer for their crimes against us.
Bize karşı işledikleri suçlardan dolayı hesap vermesi gereken pek çok kişi var.
And yet you haven't warded this place against us.
Yine de bize karşı önlem almamışsın.
Reaching England before Edward turns the whole country against us is in everyone's interest.
Edward bütün ülkeyi bize karşı düşman etmeden, İngiltere'ye dönmek hepimizin yararına. - Bu artık senin davan.
You went against us, down on your knees for Warwick when you thought that he would make you king.
Bize karşı geldin ve seni kral yapacağını düşündüğünde... Warwick'e diz çöktün. Richard.
In a plea for their lives, Ms. Clarke offered all the evidence against us as ransom.
Hayatlarını korumak için Bayan Clarke bize karşı elinde bulunan tüm delilleri fidye olarak teklif etti.
Listening to your fatuous, boring, hipster-elitist diatribe against free market capitalism made me want to go purchase a gun and then put us both out of our misery. I just got harder.
Daha da tahrik oldum.
He became a radical imam and organized violence against the US.
Radikal bir imam ve ABD'ye karşı saldırılar düzenlemiş.
Jason's the one who turned us against each other.
Jason bizi açıkça karşı karşıya getirdi.
Well, uh, everything just came together for us, and we came out on top, and we're gonna try to keep it going next week against Snerling.
Bizim için her şey bir araya geldi ve biz de doruğa çıktık ve gelecek hafta, Snerling'e karşı bunu sürdürmeye çalışacağız.
Anthony's statement plus Blaylock's corroborating statement gives us a rock-solid felony murder case against both guys.
Anthony'nin ifadesi artı Blaylock'ın destekleyici ifadesi bize bu iki adam hakkında kaya gibi sağlam cinayet dosyası verir.
Ed Stoltz has built enough of a case against me to make life hell for a long time, and the community here wants no part of us.
Ed Stoltz hayatımı cehennem edebilecek sağlam bir dava hazırlamış ve burada topluluk bizi istemiyor.
Those of us who have gone up against her husband.
Bu kişiler kocasına zıt gittiler.
Sometimes this institution turns us against each other.
Bazen bu gelenek insanları birbirine düşürüyor.
A prisoner who can help us turn the tide against the ogres.
Savaşı devlerin aleyhine çevirmemizi sağlayabilecek bir tutsak.
Turn us against each other.
Bizi birbirimize düşürmek.
That's when resonance happens, whether joining together as a responsible citizenry against the forces standing to divide us
Rezonans o zaman meydana gelir. Amacımız ister bizi bölmeye çalışan güçlere karşı sorumlu vatandaşIık duygusuyla bir araya gelmek olsun
That's debatable, seeing as how you got us pared down to three people against a goddamn Apache raid.
Koca bir kabadayı baskını karşısında sayımızı 3'e indirdiğin için, orası tartışılır valla.
Before we dive in, the event we are coordinating this joint effort around is bound to give us some fluid situations right up through Monday afternoon, due to the incendiary nature of Mr. Swint's rhetoric, the audience for it, and the protestors which will inevitably gather against it.
Başlamadan önce devam etmesi için uğraştığımız bu şov Bay Swint'in konuşmaları seyircileri ve onlara karşı kesinlikle toplanacak olan protestocular yüzünden pazartesi akşamüstüne kadar bazı alengirli durumlarda kalmamıza neden olacak.
and 11 : 00 p.m. on the night of the 24th. She's gonna decide against us.
Aleyhimize karar verecek.
He's terrified we'll use the cure against him to make him mortal, and even if he wasn't, he wouldn't want any of us to derive a moment's worth of happiness from being human.
Tedaviyi ona karşı kullanıp onu ölümlü yapacağımızdan korkuyor. Korkmasaydı bile hiçbirimizin bir anlığına bile olsa insan olmanın verdiği mutluluğa ulaşmasını istemezdi.
If they join us, that gives us a majority against the government
Onları da aramıza alırsak, hükümet dışında bir çoğunluk oluşturmak için tarihi bir fırsat elde etmiş oluruz.
Our backs are against the wall, and we're gonna drain our resources on a case that we can't win just because you boxed us in?
Kuyruğumuz kapana kısıldı ve kazanamayacağımız bir dava için kaynaklarımızı tüketeceğiz.
And experimented on us against our will.
Ve kendi rızamız olmadan üzerimizde deney yaptılar.
us against real NASCAR drivers in real RVs.
Pistte 6 tur yarışacaktık... gerçek karavanlardaki gerçek NASCAR... pilotlarına karşı biz.
Us against the world, huh?
Dünyaya karşı biz, ha?
Well, us and... JT against the world.
Biz ve JT dünyaya karşı.
He's told me what his terms are for joining us against the King.
Krala karşı birleşmek için koşullarının ne olduğunu bana bildirdi.
Once you've rescued her boys, she'll rise with us against Richard.
Çocuklarını kurtardığın zaman, bizimle birlikte Richard'a karşı duracak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]