All i know translate Turkish
34,824 parallel translation
That's all I know.
Bütün bildiğim bu.
I mean, you got to know all the details, all the things couples know from spending years together.
- Yani, tüm detaylar bilmelisiniz yıllarını birlikte geçiren çiftlerin bildiği her şeyi.
Sweetie, look, I, of all people, know what it feels like to go from being the center of attention - -
Tatlım, ilgi merkezi olmaktan uzaklaşmanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim.
Of all the women I've institutionalized Babs over, she's the one who meant the most to me. I know.
Babs'le bir ömür geçirdikten sonra kendime en yakın hissettiğim tek kadın O'idi.
I know something that might distract all these news people.
Bu insanların hepsinin dikkatini dağıtacak bir şey biliyorum.
But you know what I found out is that he wanted that moment to be all mine.
Ama meğerse o anın sadece bana ait olmasını istemiş.
Okay, look, I know I have a lot to explain with my leaving the CIA, all of it.
Bak, CIA'yi bırakmam konusunda açıklamam gereken çok şey olduğunu biliyorum.
If I know why, do I have to lie to the press all day?
- Bilseydim tüm gün basına yalan söylemezdim. - Evet.
As far as I know, it's all part of a routine operation to test our battle readiness.
Bildiğim kadarıyla bu, savaş hazırlığı operasyonunun rutin kısımları.
Look... I know this is all very confusing.
Biliyorum tüm bunlar kafa karıştırıcı.
I know that you're making fun of her, all right?
Onunla kafa bulduğunu biliyorum.
And I know you've been making fun of this place all day long.
Ayrıca, sabahtan beri burdaki her şeyle dalga geçtiğini de biliyorum.
I don't know what's going on with you or when you last slept, but you don't get to barge in here, rave like a lunatic, and piss all over the carpet, so knock it off.
Senin sorunun ne bilmiyorum veya en son ne zaman uyuduğunu ama gelip buraya toslamak zorunda değilsin deli gibi bağırmak veya halının her yerini adımlamak.. ... yani kes şunu.
Like, who has a grad show and then gets a viral video out of it and then a great book signing and, like, all this conversation. - I don't know. - All right.
Kimin yüksek lisans sergisinden çikan bir video yayilir ve sonra kalabalik bir imza gününde bunlari konusur?
... when you're in it. But even when I was in it and I saw all those cameras, I'm like, I know what's gonna happen with this.
Ama öfkem sürerken, o kameralari gördügümde neler olacagini biliyordum.
I mean, initially I did, but, you know, he just doesn't see it for the opportunity it is yet, that's all.
Başta konuştum ama henüz bunun iyi bir fırsat olduğunun farkında değil, hepsi bu.
When I think about all that, I don't know why I would... I would give that up to, like... to work more and to fucking stress more.
- Ama hepsini düşününce daha çok çalışıp strese girmek için bunlardan vazgeçmek çok saçma geliyor.
Look, man, I just... I just know that you have so much fucking potential. That's all.
Sadece ne kadar potansiyelin olduğunu biliyorum, hepsi bu.
I, you know, called you out back there in front of all the...
Sen yokken öyle herkesin içinde...
I'm not gonna wait all night, though, you know?
Tüm gece bekleyemem.
You know, when I was a kid... all I wanted was a father.
Biliyorsun, ben çocukken... tek istediğim bir babaydı.
But what I do know is that we all have flaws... all of us, every single one of us.
Fakat bildiğim hepimizin kusurları olduğu... hepimizin, her birimizin tek tek.
- Yeah, I know. I had the same reaction, but she was so sweet with Louie and she got got him giggling, and we all know that kid is a tough laugh.
Hep aynı tepkiyi veriyorum ama Louie'ye karşı çok iyiydi ve onu devamlı güldürüyordu.
Hey, hey, I, you know, I-I just hope all these rules
Umarım tüm bu kurallar olgunluğuna...
- Hey, let me know if they got - All right.
Haberin olsun yemekleri çok başarıIı.
I know they left you out here all night, and you weren't found until the next morning, and that nothing happened to the people who did that to you.
Seni bütün gece burada bıraktıklarını ve ertesi güne dek bulunmadığını biliyorum, bunu yapanlara hiçbir şey olmadığını da.
I know how important it is to stop Flynn, but God knows how long it's gonna take, and I am in for all of it,
Flynn'i durdurmanın önemini anlıyorum. Ama Tanrı biliyor ne kadar sürerse sürsün durduracağım ama şartlarım var.
I know, and I'm sure he's given us all he can.
Biliyorum ve eminim bize verebileceği herşeyi verdi.
Well, I know you and all about how you've joined the Phoenix Squadron.
Ben seni ve Anka Filosuna nasıl katıldığını biliyorum.
And, I don't know, I kept all of them.
Bilemiyorum, hepsini sakladım.
I know this is all confusing, but I need some answers.
Bu işin çok karışık olduğunu biliyorum, ama bazı cevaplara ihtiyacım var.
All right, I know how hard this is for you.
Tamam, senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum.
All I ever wanted was for you to know I love you.
Seni sevdiğimi, her daim bilmeni istedim.
I know the stakes here are high for you and Gabby, but I think I see a way out of it, and I'm gonna put all my resources on it until it's fixed.
Sen ve Gabby için risk çok yüksek biliyorum ama sanırım bir çıkar yol görüyorum ve bu düzelene kadar bütün imkânlarımı kullanacağım.
- Nikolaj is four, but we're sticking with the car seat as long as possible, but you know me- - I'm a "safety at all costs" kind of dad.
Beni tanırsınız, bir baba olarak güvenlik her şeyden önce gelir.
Do you all know what I mean by the Double Decker?
Double Decker'ın ne olduğu biliyor musunuz?
You know, the funny thing is, we had all those pies and I don't think we ever once made it to dessert.
O kadar pasta yapıldığı halde, hiç bir zaman o pastaları yiyemezdik.
I know it feels like you have all the time in the world.
Biliyorum hiç ölmeyecekmişsin gibi geliyor insana.
You know, maybe I've had an artistic side in me all along and nobody knew to empower it.
Belki de, benim de böyle bir yanım vardı, ama kimse beni bu konuda cesaretlendirmedi.
There's no room in here and I don't know where to put all of Frank's food.
Burada hiç yer kalmamış. Ayrıca Frank'in yiyeceklerini nereye koyacağımı da bilmiyorum.
You know, and then when he died... when... when he, when he died, I, um... I... I threw all the models away.
Tabi o ölüp gittiğinde... o öldüğü... o öldüğünde, öldüğünde, ben... yaptığımız bütün model maketleri attım.
I know you did, but this is who we are and all we are.
Biliyorum, ama bu oyunda neysek gerçekte de oyuz.
Next time you say, "I know how to get away from'em," let's all take a vote before you decide to drive us into a ditch.
Bir dahaki sefer "onları nasıl atlatacağımızı biliyorum." dediğinde, bırak da sen bizi bir çukura sokmadan önce kararını oylayalım.
All these years, and I didn't know this is how it happened.
Bunca yıl, bu olayın nasıl olduğunu hiç bilmiyordum.
How do you know all this? I mean, I don't even know this stuff.
Bunları ben bile bilmiyorum.
I know, I know. But they can't all be Shakespeare, right?
Biliyorum, biliyorum ama hepsi birer Shakespeare olamaz, değil mi?
And I know that the best way to ruin Ant-Man and all of the jerks on the Revengers movie is to wipe them out.
Ve Karınca Adam'la İntikamcılar filmindeki tüm ahmakları mahvetmenin en iyi yolu onları ortadan kaldırmak.
I know you mean well, but I do not want you yelling in my ear all the time.
Niyetinin kötü olmadığını biliyorum fakat senin sürekli kulağıma bağırmanı istemiyorum.
I don't know what you were looking for with all this, but I do know you don't have a whole lot of time.
Tüm bunlarla ne aradığını bilmiyorum, ama senin çok fazla zamanın kalmadığını biliyorum.
And rather than get rid of all the angry messages, I thought maybe we should reclaim them, like, you know, how you turn sewage water into delicious drinking water.
Tüm bu kızgın mesajlardan kurtulmak yerine onları yeniden düzenleyebileceğimize karar verdim.
- And before you argue about how risky it is, let me just say we have very little time, and you should listen to me, because I know all about this stuff.
- Ne kadar riskli olduğunu tartışmaya başlamadan önce zamanımızın kısıtlı olduğunu söylememe izin verin. Beni dinlemelisiniz çünkü bu konuyu çok iyi biliyorum.
all i know is 350
all i know is that 26
all in good time 135
all is bright 16
all is lost 36
all in all 173
all in order 16
all is well 128
all in a day's work 35
all in due time 19
all i know is that 26
all in good time 135
all is bright 16
all is lost 36
all in all 173
all in order 16
all is well 128
all in a day's work 35
all in due time 19
all i ever wanted 16
all i'm saying is 353
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i want 30
all i'm saying 76
all is good 22
all i ask 19
all i can say 16
all i'm saying is 353
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i want 30
all i'm saying 76
all is good 22
all i ask 19
all i can say 16