Always remember translate Turkish
1,932 parallel translation
I'll always remember.
Asla unutmayacağım.
I'll always remember this.
Bunu her zaman hatırlayacağım.
I mean, I'm sure she's gonna miss it, but I have a feeling that what she'll always remember is that once upon a time, there was a man who cared so deeply about her,
Özleyecektir tabii ama içimden bir his her zaman şöyle hatırlayacak diyor. Bir zamanlar onu gerçekten önemseyen uğruna her şeyden vazgeçmeye razı bir adam vardı.
Always remember, marriage is a competition, and after 18 years of overtime,
Unutma, evlilik rekabet demektir.
I'll always remember you like a child, girl
# Seni her zaman bir çocuk gibi hatırlayacağım, kızım
And I'll always remember you like a child, girl
# Seni her zaman bir çocuk gibi hatırlayacağım, kızım
And I'll always remember you like a child, girl.
# Seni her zaman bir çocuk gibi hatırlayacağım, kızım
I'll always remember it.
Ben her zaman hatırlayacağım.
It's so funny how you can always remember what i say When you're trying to bolster your argument.
Kendi savını güçlendirmek istediğimde benim söylediklerimi her zaman hatırlayabilmen çok garip.
And always remember, tapping is demeaning to women.
Unutma, step dansı kadınları aşağılayıcı bir şeydir.
Of all my clients, they're the only ones who always remember my birthday.
Tüm müşterilerim içinde doğum günümü bir tek onlar hatırlar.
Yes, but I always remember what Your Majesty told us, about not being lewd and setting a standard.
Evet ama her zaman Majesteleri'nin şehvet düşkünü olmamamız konusundaki dedikleri aklıma geliyor.
- I'll always remember that time he saved us from being burned to death.
Bizi yanarak ölmekten kurtardığı zamanı hep hatırlayacağım.
So on their last night together she traced the outline ofher lover's shadow... so that she could always remember how he looked... on the very last moments they were ever to be together.
Birlikte geçirdikleri son gecede, bir arada oldukları en son anda nasıl göründüğünü hiçbir zaman unutmamak için sevgilisinin gölgesinin hatlarını duvara çizermiş.
Just promise me you'll always remember there are more important things in life than basketball.
Sadece, hayatta basketboldan daha önemli şeyler olduğunu unutmayacağına dair söz vermeni istiyorum.
Balveer. You must always remember. Òhey are your customers.
Balveer, onların senin müşterin olduğunu asla unutmamalısın.
We must always remember that blood ties us together.
Her zaman bizi bir arada tutan şeyin kan bağı olduğunu hatırlamalıyız.
You always remember the first time.
İlk seferi hep hatırlarsınız.
I'll always remember what my mother said before she died.
Annemin ölmeden önce ne söylediğini hatırlıyorum
Liza, always lurking in the shadows. I mean, she's the one who started all this, remember?
Liza, her zaman karanlıkta pusuda bekliyor yani, bütün bunları başlatan o hatırladın mı?
She's always been the one that's there, and now when I try to remember my mom, katara's is the only face I can picture.
Her zaman orada olan kişi, oydu. Ve şimdi, Annemi hatırlmaya çalıştığım zaman,
Vicki, you will always have a choice, remember that.
Vicki, Her zaman bir seçeneğin olacak, bunu unutma.
Just remember, at the end of your books, Kathy Reichs always gets the murderer.
Unutma, kitaplarının sonunda Kathy Reichs her zaman katili yakalar.
And remember, no matter what, I will always love you.
Ve şunu hatırla : Ne olursa olsun, seni daima seveceğim.
It sounds weird, but... what I remember from back then is my mom always being there. is my mom always being there.
Kulağa garip gelecek ama o zamanlardan hatırladığım annemin her zaman yanımızda olduğu.
They will always remember.
Sonra seni asla unutmazlar.
Remember how I always said that the day would come and I'd be done?
Hani hep diyordum ya,... bir gün gelecek bu işler bitecek.
Remember, your Auntie Heather will always be here for you.
Heather teyzenin daima burada seninle olacağını unutma.
Remember, your Auntie Heather will always be here for you.
Unutma, Heather teyzen hep burada seninle olacak.
I'm always gonna remember this.
Hiç unutmayacağım.
You might remember them because one always does all the talking, And the other one would become very uncomfortable if you spoke to him.
Onları, sürekli konuşan biri ve kendisiyle konuşulduğunda rahatsız olan biri olarak tanıyabilirsiniz.
I've always wanted to be a doctor, for as long as I can remember.
Kendimi bildim bileli hep bir doktor olmak istemiştim.
Just remember, information, like crumbs, always trickles down to the vermin on the floor.
Unutma ki bilgiler de ekmek kırıntıları gibi, yerdeki böceklerin yanına düşer.
Remember what you always used to say to me.
Bana hep ne dediğini unutma.
As long as I can remember, I always wanted to be a lawyer.
Kendimi bildim bileli avukat olmak istedim.
I will always live in your memory, and I hope that you will also remember me.
Her zaman anılarınızda yaşayacağım, ve umarım siz de beni hatırlarsınız.
It always made me happy to remember my father and I knew he would have liked this story.
Babamı hatırlamak her zaman beni mutlu etmiştir. Ve biliyorum ki, o da bu hikayeyi severdi.
You used to always shoot blanks, that's what I remember.
Benim hatırladığım, sen hep kuru sıkı atardın.
Papa, remember how you always wanted your little daughter to travel and learn different cultures?
Her zaman farklı kültürleri gören ve seyahat eden bir kız isterdin?
Remember, always floss.
Diş ipi kullanmayı unutma.
Remember that my door is always open.
Kapım sana her zaman açık, bunu unutma.
But remember this always, and you will have the heart of the champion, yes?
Her zaman bir şampiyonun kalbine sahip olacaksınız, değil mi?
Remember, you're Joey Parker, and Joey Parker always gets his girl.
Unutma, Sen Joey Parker'sın, Ve Joey Parker hep sevdiğine kavuşur.
Always make them remember you, or remember something about you and the film.
Sizi hatırlamalarını sağlamalısınız. Ya da filmde sizinle ilgili bir şeyi hatırlamalılar.
To remember he is Superman... He always went out on a mission to help.
Süpermen olduğunu hatırlamak için daima yardım etme görevi için dışarı çıkıyor.
Can we just put our personal differences aside And remember that Madacorp is, and always has been, a great company.
Kişisel farklılıklarımızı bir kenara bırakıp Madacorp'un çok büyük bir şirket olduğunu hatırlasak?
Remember, you'd always make them when we were kids?
Biz çocukken hep yapardın, hatırladın mı?
Do you remember how the kids always played on it?
Çocukların her zaman üzerinde oynadıklarını hatırlıyor musun?
I remember that there always are.
Ne olursa olsun yardım ederim.
Remember he always used to tell us the story of John Henry?
Bize anlattığı John Henry'nin hikayesini hatırlıyor musun?
Well, you see it's something that I've always been facinated with ever since I can remember that how
Şey, gördüğünüz gibi bu benim çok etkilendiğim bir şey hatta hatırladığım kadarıyla
always remember that 22
remember 10256
remember me 722
remembered 17
remember who you are 28
remember your training 25
remember this 223
remember when 16
remember this day 16
remember your promise 19
remember 10256
remember me 722
remembered 17
remember who you are 28
remember your training 25
remember this 223
remember when 16
remember this day 16
remember your promise 19
remember us 50
remember when we were kids 18
remember this one 18
remember what i taught you 16
remember that 729
remember one thing 16
remember last year 21
remember what i told you 67
remember what i said 72
remember what we talked about 38
remember when we were kids 18
remember this one 18
remember what i taught you 16
remember that 729
remember one thing 16
remember last year 21
remember what i told you 67
remember what i said 72
remember what we talked about 38