Remember one thing translate Turkish
502 parallel translation
However, please remember one thing.
Ama lütfen bir şeyi unutmayın.
Remember one thing, you wanted to gamble, so you came in here.
Bir şeyi unutma, kumar oynamayı sen istedin ve bu yüzden buraya geldin.
Remember one thing, Inglés.
Bir şeyi bilmeni isterim, İngiliz :
I do remember one thing, he had a very slight limp.
Bir şeyi hatırlıyorum, çok hafif topallıyordu.
You better remember one thing :
Bir şeyi unutmsanız iyi olur :
I want you to remember one thing.
Tek bir şeyi unutmamanı istiyorum.
- Just remember one thing... - Don't be a fool.
- Sadece şunu unutma...
Just remember one thing :
Birşeyi hiç unutma :
And just remember one thing.
Bir tek şunu bil.
Whatever happens, I want you to remember one thing.
Ne olursa olsun, unutmamanı istediğim bir şey var.
Just remember one thing :
Ancak şunu unutmayın :
I'm only asking you to remember one thing.
Senden sadece tek bir şey hatırlamanı istiyorum.
But before we vote on this motion, I think we ought to remember one thing.
Bu öneriyi oylamadan önce, şunu unutmamalıyız bence.
But you remember one thing :
Sakın unutmayın :
And remember one thing.
Bir şeyi unutma.
Remember one thing.
Bir şeyi sakın unutmayın.
Just remember one thing.
Hatırlaman gereken tek bir şey var.
Remember one thing.
Bir şeyi unutma.
Grauman, always remember one thing, you're under contract to me.
Grauman, bir şeyi asla unutma. Benimle bir anlaşma imzaladın.
Oh, I do vaguely remember one thing. Yes?
- Net olmasa da, bir şeyi hatırlıyorum.
Just remember one thing.
Bunlar işe yarayabilir.
When we get outside... and we get to the horses, just remember one thing.
Dışarı çıkıp... atlara vardığımızda... sadece tek bir şey hatırla.
But no matter what happens to us... I want you to remember one thing.
Ama bize ne olursa olsun... bir şeyi hatırlamanı istiyorum.
The most important thing to remember is, we've got one shot at this.
Unutmamamız gereken en önemli şey tek bir şansımız olduğu.
But one thing I shall always remember.
Ama bir şeyi hiç unutmayacağım.
But there's one thing 1 do remember and that's a very kind and wonderful man
Fakat unutmadığım bir şey var ki... O da çok nazik ve aşk dolu, harika bir adam.
In dealing with animals, Eric, there's one thing to always remember.
Hayvanlarla uğraşırken Eric, bir şeyi unutmamalısın.
You just can't remember one single thing.
Bir şeyi de aklında tutamıyorsun.
Oh yes, I remember just one important thing. What?
- Oh evet, ancak bir tek önemli şey anımsıyorum.
There's one thing I remember. Mr. Nugent was the center of the disturbance.
Hatırladığım tek şey, bay Nugent'in kavganın tam ortasında olduğuydu.
- Remember one thing.
- Şunu unutma :
If we marry, remember one thing - you'll be my wife.
Eğer evlenseydik - bunu unutma benim karım olurdun sadece.
You've got to remember this one thing.
Bir şeyi aklından çıkarma.
There's one thing you've got to remember.
Almanlar karanlıkta gezinen insanları sevmezler.
The thing to remember is, a man in the cold cuts is not as attractive as one in the mink department.
Hatırlaman gereken şey, et reyonunda tanıştığın biri vizon bölümünde tanıştığın biri kadar çekici değildir.
There's one thing you got to remember.
Bir şeyi hatırda tutun.
Remember one thing.
Bir şeyi akıldan çıkarmayın.
I think you should remember, Reva, that the one thing I don't want from you is advice.
Sanırım bir şeyi unutmamalısın, Reva, Senden nasihat istemiyorum.
Wouldn't you think that's the one thing I could remember?
Aklımdan çıkmayan bir şey olduğunu görmüyor musun?
There's one thing I do remember.
Hatırladığım tek bir şey var.
Next thing you'll be telling me you don't remember one.
Biraz sonra birini hatırlamadığını söyleyeceksin.
ONE THING I ALWAYS REMEMBER ORDERING
Burada büyüdüm.
One thing about Reno men, they do remember the name.
Reno erkekleri hakkında birşey ; isimleri hatırlarlar.
To remember is one thing. To grow bitter in hatred, that's another.
Hatırlamak bir şey, ama nefretle yaşamak başka bir şeydir.
But there's one thing you must remember now.
Ama unutmamanız gereken bir husus var.
Can't you remember one blasted thing?
Hiç bir şeyi hatırlayamazmısın sen?
One thing you gotta remember. : Half the shop is yours.
Şunu sakın unutma, atölyenin yarısı senin.
Oh, listen There's one more thing Um, you don't remember what your wife was wearing that night, do you?
Oh, dinleyin, bir şey daha var. O gece karınızın ne giydiğini anımsıyor musunuz?
There's only one really important thing to know and remember about the force.
Bu kuvvetle ilgili bilmeniz ve hatırlamanız gereken sadece bir tane önemli şey vardır.
As I remember, there's only one thing made the world run back in'68.
Hatırladığım kadarıyla, 68'lerde dünyada işleyen tek şey vardı.
One thing we should remember is that when France agreed to an armistice, even though we didn't want to lose, how many Frenchmen said,
Unutmamamız gereken bir şey de şu ki Fransa ateşkese razı olduğunda kaybetmesini istemememize rağmen pek çok Fransız şöyle diyordu :
one thing at a time 106
one thing led to another 80
one thing 290
one thing leads to another 21
one thing i do know 17
one thing is for sure 16
one thing is certain 34
one thing's for certain 21
one thing's for sure 81
things 422
one thing led to another 80
one thing 290
one thing leads to another 21
one thing i do know 17
one thing is for sure 16
one thing is certain 34
one thing's for certain 21
one thing's for sure 81
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16