And here he comes translate Turkish

And here he comes, just in time to get it.

İşte o da geliyor. Tam zamanında.

And here he comes.

İşte geliyor.

And here he comes on the outside.

İşte yolun dış tarafından geliyor.

And here he comes.

İşte geliyor. İri Jack

And here he comes, riding on his little cart.

Ve işte geliyor, kendi küçük arabasıyla.

It's not even enough if he comes here and bows to you, but how dare he tells you to come or go?

Size gelip baş eğmediği yetmedi bir de ayağına nasıl çağırır?

I wouldn't be a bit surprised if he comes in here and presents you with a bill.

Size de bir fatura takdim ederse hiç şaşırmam.

And if he comes here again tell him you don't know where we live.

Eğer yine ortaya çıkarsa, nerede oturduğumuzu bilmediğini söyle.

But here comes Hi Hat between horses, and now he's challenging the leader.

Ama Hi Hat aradan siyriliyor ve lideri zorlamaya baºladi.

He comes here to New York and there's a murder.

Kocanız New York'a geldi ve bir cinayet işlendi.

I'll stay here and shoot him if he comes back.

Burada kalıp, geri dönerse onu vuracağım.

Well, the man's done been here and put us off and if he comes back and finds us still here he's liable to send us to the chain gang.

Adam geldi, bizi kovdu. Dönüp bizi hala bulursa bize pranga taktırtır.

- And here's hoping he comes in mufti, not like his father.

- Umalım da babasının aksine sivil kıyafetlerle gelsin.

I happen to know the bank turned down this loan. But he comes here, and we're building him a house worth $ 5,000.

Bankanın kredi baş vurusunu reddettiğini biliyorum, ama buraya geliyor ve ona 5.000 dolarlık bir ev yapıyoruz.

He put the cub in it, and as he's reaching for his britches here comes a-crashing.

Yavruyu onun içine koyar, Ve pantolonu gibi davranır Bir çarpışma ile buraya gelir.

Here he comes And let him tell you himself

İs te geliyor Size o anlatsın

Only reason he comes here to fix things is because of you, and you know it.

Buraya onarıma gelmesi ise yalnızca seni görmek için, biliyorsun.

If I'm here when he comes to and he sees me after all that's happened... it could be fatal to him.

Eğer uyandığında ben buradaysam ve olanlardan sonra beni görürse bu onun için ölümcül olabilir.

And yet he comes here and he complains he's not satisfied.

Yine de buraya geliyor ve tatmin oladığından şikayet ediyor.

A little mouse of a man comes in here and tries to tell us that he killed the two worst hoodlums in town with an elephant gun.

Bir adamın küçük faresi buraya gelip, bize bir fil tüfeğiyle kentteki en azılı iki gangsteri öldürdüğünü söylemeğe çalışıyor.

After he comes here and deliberately humiliates you?

Adam buraya gelip seni kasten aşağılıyor.

And of course here he comes.

Kesinlikle oraya ait.

A man may be living in Belev or Zhizdra and he isn't bored, but as he comes here, all you hear is " Oh, it's boring!

Bir adam, Belev ya da Zhizdra'daki yaşamından sıkılmış olabilir, ama buraya gelir ve söylenir : "Oh, sıkıcı! Oh, toz var."

And he comes here to eat at our expense.

Ona yemek verelim diye gelmiş.

Then he comes here, and you haven't got a brain in your head.

O buraya gelir gelmez, kafanın içinde beyin kalmıyor.

I stay out here and watch in case he smells us and comes looking for us.

Burada bekleyeceğim... gelip bizi... bulmasına karşı nöbet tutacağım.

You know, if he comes back and finds you here, he'll kill you.

Bu yüzden içiyorum.

I found him, and he's got a castle and he comes here twice a week.

Bir şatosu var. ve haftada iki kez buraya geliyor. - Kim?

He comes here now and then as guest conductor of our own hospital band.

Hastane bandosuna konuk şeflik yapmak için buraya geliyor.

And don't you worry about that sheriff when he comes out here.

Şerif buraya geldiğinde endişe etme.

And if he comes out then... I may not doin'it? - No, you stay here.

Ve o gelirse o zaman... sen burada kal.

Now, listen, if he comes around here and tries to bother you I'll just pull out my pistol and go, "Bang, bang!"

Buraya gelip seni rahatsiz etmeye kalkarsa silahimi çekip ates ederim. Dinle. "Diksin, diksin!"

If he comes back and you need deputies every man here would be glad to help.

Geri gelirse ve yardimci gerekirse buradaki herkes zevkle yardim eder.

He comes in here sometimes and gets drunk.

Buraya bazen gelir ve sarhoş olana dek içer.

He comes with a wig, sits here and there. Orders an ordish, carrot...

Peruklu geldi, buraya ve oraya oturdu.Turp istedi,

Get in here before he comes and gets me.

Asker gelip beni yenmeden buraya gel.

If he comes here, or rides by, you get to town and tell me.

Buraya gelecek olursa kasabaya inip bana haber ver.

Comes from Grosse Pointe, has a big house, eight servants but all he wants to do is come here and scrub out my bathroom.

Grosse Pointe'den gelir, büyük bir evi var, sekiz uşaklı ama tüm yapmak istediği buraya gelip banyomu fırçalamak.

I work hard to get him behind bars then along comes a pardon and here he is.

Onu parmaklıklar ardına göndermek için o kadar uğraştım sonra bir af ve işte burada.

He comes through this door here at this entrance and then he'll open it back like this.

Bu kapıdan geçerek buradaki girişe gelecek ve sonra yine bu şekilde açacak.

Make sure that if he comes down here, you follow him and you don't lose him.

Emin olmanızı istiyorum, eğer buraya aşağı gelirse, onu arabanızla takip edin. Bunu yapabilir misiniz? Tamam.

Every ten days he comes here and makes love to me.

Her on günde bir buraya gelir ve benimle sevişir.

If he could, and if the dentist comes, by the time he gets here, we'll be gone.

Bulabilse ve dişçi gelse bile, o buraya vardığında biz gitmiş oluruz.

The truth is this guy over here comes to me and he says, he thought that I was that little girl, the other one got lost, and he says, he has got to bring me to England to see you.

Gerçek şu ki, bu beyefendi bana geldi ve küçükken kaybolduğumu düşündüğünü söyledi, ve beni sizi görmeğe İngiltere'ye götüreceğini söyledi.

And when she comes back, she's going to live in Cambridge and he's staying here.

Emily döndüğünde Cambridge'e gidecek, Eddie de burada kalacak.

Who, on top of that, is a kind of butcher... who's committing a kind of familial murder... because when he comes out of that room, he psychically kills us... by taking us into a dream world... where we become confused and frightened...'cause the moment before, we saw somebody who already looked dead... and now here comes a specialist who tells us they're in wonderful shape.

Bunun yanı sıra, bütün bir aileyi katleden bir cani de çünkü o odadan çıktığı zaman bizi, kafamızın karıştığı ve korktuğumuz bu rüyalar âlemine çekerek ruhen bizi öldürdü çünkü ondan biraz önce, ölmek üzere olan birisini görmüştük ve şimdi karşımızda, aslında mükemmel durumda olduğunu söyleyen bir uzman vardı.

He comes back here and tells some yarn about him putting out with old mans, and telling him to come back tomorrow and they'll give him some grub and some cast-offs for him.

Buraya geri gelir, bana ihtiyarlarla beraber işten atılmasıyla ilgili birkaç masal anlatır. ... ve ona yarın tekrar gelmesini söylediklerini ona yiyecek bir şeyler verirler ve cebine de biraz harçlık koyarlar.

let me check... yes, there they come now but I see no prisioners the incompetent fools they failed to capture more rebels and now they have lost one of their own men no, here it comes now he must have been struggling

Bir bakayım... Evet, işte geliyorlar. Ama esir göremiyorum.

If he comes over here and bothers us again, I'm gonna give him one of these over here and one of those over there.

Şayet buraya tekrar gelip bizi rahatsız ederlerse, Burada, onlara bunlardan birini vereceğim ve onlardan biri burada biterse.

And he comes around here when he's free.

Müsait oldugunda buraya gelir.

And from the wind-up, here he comes. Haywood swings and crushes one towards South America.

Från kullen kastar han, Haywood Şu anda top güney amerikayı geçmiştir.