English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And here you go

And here you go translate Turkish

2,670 parallel translation
If you're tired, maybe you should just go home, and Aaron and I will stay here and clean up your mess.
Eğer yorulduysan evine gidebilirsin ve Aaron ve Ben burada kalırız ve senin dağıttıklarını toparlarız.
But it was around a long time before you sat down at the board and it will be here after you're gone - players come - players go.
Ama sen oyunun başına oturmandan çok önce de buradaydılar ve sen gittikten sonra da burada olacaklar - oyuncular gelir, geçer.
Lloyd, you stay here and go through the diary.
Lloyd, sen burada kalıp günlüğü incelemeye devam et.
Go here, you are good Serbian faggot and patriot
Sadık bir Sırp ibne ve vatanseversin.
You wait here, I'll go take care of Gary, and you...
Sen burada bekle, ben Gary ile ilgileneyim. Ve sen-
Oh, yes, that's it, mystery solved, oh, wasting my time, now you can go home and I can go to Exedor, goodbye, and here's a lift.
Tabii ya, budur, gizem çözüldü. Burada zamanımı boşa harcıyormuşum, artık sen eve gidebilirsin, ben de Exedor'a gidebilirim,... güle güle, buyur asansör.
Stewie, go on, get out of here, you stupid "laugh and cry, effin'cry." What's the difference?
Stewie, git hadi, defol buradan aptal "güldürüp ağlatan, sövüp ağlatan."
Let's go pack your bags and get you out of here.
Hadi çantanı toplayıp seni buradan çıkaralım.
Well, I watched you watch the boy's hand on the map, and got a general direction, then I waited for your truck to go by and I followed you here.
Oğlanın eli haritada dolaşırken seni izledim ve tahmini yönü öğrendikten sonra aracına binip uzaklaşmanı bekledim ve seni buraya kadar takip ettim.
I go out here to sell a little smack, and you here didn't check it up?
Biraz balık satmaya gittim ve sen de kontrol etmedin mi?
Listen, when they come in through that door, you go in through a window. Do not stop running until you get to Winston and you get the hell outta here.
Dinle, bu kapıdan girdiklerinde, sen pencereden çık ve Winston'a gelinceye kadar sakın durma, gelince de buradan defolup gidin!
Have you both considered what religious instruction you'll give your child? I think we're probably going to encourage him to decide, you know, what spiritual path he'd like to take, make sure he knows about all the options. Yeah, but he's a child, so, in the meantime, he'll go to church here, go to Sunday school, and...
Çocuğunuza vereceğiniz dini eğitim konusunda... kararsızlık yaşar mısınız? her seçeneği bilmesini sağlayacağız. ve...
- You go and see yourself, no icons here at all.
Kendin gel, bak. Burda ikon felan yok.
All right, go home, get the one porno you have, and come right back here.
Tamam eve git porno nu al, ve buraya gel.
I'll go and tell the manager that you've got cancer and are planning to die here.
Müdüre gidip kanser olduğunu ve burada ölmeyi planladığını söyleyeceğim.
Listen, I'm just here to get my computer, and then you two can go back to your little game.
Ben bilgisayarımı almaya geldim. Verin de oyununuza devam edin.
- and where we go from here, and I wanted to ask you -
-... bu noktaya nasıl geldiğimizi, ve senden bir şey isteyecektim...
Do you guys think we should eat here, or do you want to go back to my place, and I can make us all my special breakfast pot pie?
Sizce yemeği burada mı yiyelim yoksa benim mekâna gidelim de size kahvaltılık özel turtamdan mı yapayım?
No, Dad, you said that we could go to get pancakes and now I've been here for an hour and a half.
- Hayır baba krep alabiliriz demiştin. Ben burada 1 buçuk saattir duruyorum. - Şuna bak.
And also if she did, you would have had to go to a funeral and would probably be too sad to come here today. And we wouldn't be here.
Ve ayrıca, eğer ölseydi şimdi cenazeye gidiyor olurduk ve büyük ihtimalle buraya üzgün gelirdik.
Okay. And, here you go.
Çekiyorum.
Why don't you go see if you find some clothes, See if you can find some food, And be quick about it because we gotta get out of here.
Üst baş, yiyecek bulabilecek misin bir baksana, bir de acele et, hemen gitmeliyiz.
And now you're here in the middle of the night wanting to go for a walk.
Şimdi de, gecenin bir yarısı yürüyüşe çıkmak istiyorsun.
Go and find him. When you do, get out of here fast.
Bulduğunuz zaman da en hızlı şekilde buradan uzaklaşın.
Driver, when you've finished unloading here, go straight back to the hospital and find Orderly Wainwright...
Şoför, hastaları indirmen bitince direkt olarak hastaneye dön. Bu taraftan lütfen, beyler.
I cant go back the old fart hates me lf you want to go back. And leave me here all by myself. Go.
... o herif beni sevmiyor... istiyorsan, git bırak beni
Here, you hang these, and I'm gonna go back down and finish the rest of'em.
Al, sen bunlar as. Ben diğerlerini bitireyim.
And I think the closest thing you guys have to it is, here I go...
Ve sanırım sizin yapmanız gereken de bu, İşte...
Speaking of which, why don't you go get me and Mr. Zepeda here a coffee.
Bu arada neden gidip de.. Bana ve Bay Zepeda'ya birer kahve kapıp gelmiyorsun?
Now, you're gonna sit here, you're gonna be quiet... And I'm gonna go deal with your partners.
Şimdi, burada oturup,... sesini çıkartmayacaksın ben de ortaklarınla ilgileneceğim.
You're the ones who decided to go all "Boogie Nights" and fuckin'shoot up the joint, set off a nuclear fucking bomb in here!
Burayı cehenneme çevirmeye ve ve basmaya karar verip, bombanın fitilini çeken sizsiniz!
You go and get her here right away.
Git ve hemen onu buraya getir.
Here we go, you and me.
Haydi, sen ve ben
Go get'em, while I just wait here and think about what I'm gonna charge you with.
Git, getir şunları. Ben de burada durup, sana hangi suçlamada bulunacağımı bir düşüneyim.
Now you're going to just stand here or go and work?
Daha burada dikilecek misin yoksa işe mi döneceksin?
I thought I would come in here and say immediately, "no." I can go back and forth with all of them, you know?
Yani, onu nasıl kullanacağımızı bilemiyorum gerçekten.
- Another word and you no longer need go to the firing range, because I, here, in this place I'll shoot you.
- Bir kelime daha edersen, ateş menziline girmene gerek kalmayacak Yüzbaşı. Burada vuracağım seni çünkü.
Listen, we'll go, uh, I'll get you settled in Jersey, and I'll come back here, I'll wrap up all my... my cases, and then, uh, that's it.
Dinle, sizi Jersey'ye yerleştirir buraya dönüp bütün davalarımı hâle yola koyarım sonra da biter gider.
Probably been going on for weeks, and it just gave way. - Here you go.
Muhtemelen haftalardır o hâldeydi ama yeni meydana çıktı.
Uh, Detective Gabriel, would you please manage the suspect here while I go and inform the parents?
Dedektif Gabriel, ben ailesine haber verirken, şüpheliyle ilgilenir misin?
I know you're all shattered, ladies and gentlemen, but here we go.
Biliyorum, hepiniz çok yorgunsunuz, ama çalışmamız lazım.
Cute. If if you run into my dad, tell him I hate it here and I want to go home.
Babama rastlarsan,... ona buradan nefret ettiğimi ve eve gitmek istediğimi söyle.
I don't know how things are gonna play out. But if they go well, I'd like to bring her here and, you know, reconcile.
İşlerin nasıl ilerleyeceğini bilmiyorum ama olur da iyi giderse onu buraya getirmek ve anlarsın ya anlaşmazlıkları gidermek istiyorum.
You can stay here and make your problems go away, or you can go away with your problems.
Ya burada kalır ve sorunlarının üstesinden geliriz ya da buradan gider ve sorunlarını da yanında götürürsün.
You're gonna stand right there, and we're gonna keep searching in here, then we're gonna go to your office, then we're gonna go to your car.
Biz burayı ararken, sen de tam burada duracaksın. Sonra ofisini arabanı arayacağız.
This is ours Keep it here and go I can't bear your sincerity I am not stealing it I myselfwill remove it and give you
O bize ait onu çıkarda git! Samimiyetine dayanamıyorum! Bunu çalmıyorum, yavaşça çıkarıp geri vereceğim!
My job begins again'cause I have to go back in there, and that's - that's all - also kind of difficult because here you sit with this individual eight or ten hours, all day long,
Benim işim yeniden başlar çünkü içeriye girmem gerekir. Zor bir şey çünkü o kişiyle 8 ya da 10 saat boyunca burada birlikte oturuyorsun.
Oh, here's where you said you were tired and wanted to go to bed.
Bu da yorulup yatacağını söylediğin an.
My idea here is to go on something a bit like a real road and see what the ride is actually like, and it will allow me to show you all the bits of the Top Gear test track that you never normally see.
Burada ki amacım, daha sahici bir yola çıkıp asıl sürüşün nasıl olduğunu görmek..... buda bana size top gear'ın pistinde normalde göremediğiniz tüm numaraları gösterebilme imkanı sağlayacak.
Now, would you rather be a part of a bunch of office space and cubicles and I don't know what would go on here, but I'm sure you've gonna have a lot more turnover with whatever that situation is than if this was recording studio.
Şimdi, sıkıcı bir ofisin ya da kapalı bir hücrenin bir parçası olacaksınız belki ya da artık her ne saçmalıksa bilmiyorum,... ama biliyorum ki burası bir stüdyo olsaydı size dönüşünün ne olduğunu gördüğünüzde pişman olmazdınız.
And I'm gonna go on, and I'm gonna be head cheerleader like you, and I'm gonna find a handsome husband, maybe a doctor or a lawyer, and we're gonna have two children and raise them here in bluebell.
Ve böyle devam edip, senin gibi baş ponpon kız olacağım. Yakışıklı bir koca bulacağım, belki doktor, belki avukat olur. İki çocuğumuz olacak ve onları burada, BlueBell'de büyüteceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]