Are we going translate Turkish
18,861 parallel translation
No, I mean, how are we going to handle it?
Radyoaktif parçacıklar o şeyleri çok kolay deler geçer cildiniz dahil. Hayır, yani nasıl taşıyacağız?
How long are we going to be in here?
- Burada daha ne kadar kalacağız?
Are we going to die?
Ölecek miyiz?
Where are we going?
Nereye gidiyoruz?
Why are we going for a decision again?
- Niye bir karara varıyorduk?
Are we going somewhere?
Bir yere mi gidiyoruz?
- Where are we going?
- Nereye gidiyoruz?
Are we going to go and look at the house?
Gidip eve bakacak mıyız?
When are we going to know that it's started?
Başladığını ne zaman bilebiliriz?
Are we going to stop?
Bitiriyor muyuz?
What are we going to do with this?
Bununla ne yapacağız?
Where are we going?
- Nereye gidiyoruz?
What are we going to do now?
Şimdi ne yapacağız peki?
What are we going to do about their last emperor?
Son imparatorlarını ne yapacağız?
- Where are we going now?
- Şimdi nereye gidiyoruz?
Harry, how the hell are we going to find her in here?
Harry, böyle bir yerde nasıl bulacağız onu?
Are we going to Dad's tomorrow?
Yarın babamı görmeye gidecek miyiz?
Are you going to do this willingly? Or are we going to have to use... other means?
Bunu gönüllü olarak yapacak mısın yoksa başka yollara başvurmama gerek var mı?
So, how long are we going to be here?
Ne kadar süre burada duracağız?
As in, "Oh, so how are we going to feed our baby?"
"Ah, bebeğimizin karnını nasıl doyuracağız?" der gibi.
How are we going to cause a brownout?
- Voltajı nasıl düşüreceğiz? - Burada sen devreye giriyorsun.
So if this is happening tonight, what are we going to do?
- Peki bu, bu gece olacaksa ne yapacağız? - Tek bir ipucumuz var.
So are we going to try to get the game canceled?
Maçı iptal ettirmeye mi çalışacağız? Hayır, hayır.
How the hell are we going to do that?
Bunu nasıl yapacağız?
Once again... How the hell are we going to do that?
Tekrar soruyorum, bunu nasıl yapacağız?
- Yes. How long are we going to keep this up?
- Daha ne kadar devam edeceğiz?
Okay, so... we are going to inhale on a count of five, hold it for five, then exhale on a count of five, okay?
Tamam, şimdi beş saniyeliğine nefes alacağız, beş saniye tutacağız beş saniye de vereceğiz, anlaşıldı mı?
We are at a tipping point, where humanity... is going to make some difficult choices about... the preservation of our very existence, and these Inhumans... these Inhumans are the key to our survival.
Biz, insanlığın kendi varlığını koruması için İnsandışılarla ilgili zor kararlar alacağı bir dönüm noktasındayız. Bu İnsandışılar kurtuluşumuzun anahtarı.
We are going to that fucking clinic!
O kliniğe gideceğiz ulan!
We are going to keep this orderly.
Düzenli bir şekilde devam edelim.
The kids are very excited and later, we're going to be...
Çocuklar da bu gösteri için çok heyecanlılar ve...
The brakes are out and we're going pretty damn fast.
Frenler tutmuyor ve yola son sürat devam ediyoruz.
But if we are going to arrest Harry, we're gonna need something more concrete.
Ama Harry'yi tutuklayacaksak daha sağlam delillere ihtiyacımız var.
Where are we even going right now?
Şu anda nereye gidiyoruz?
You were afraid of having a conversation about the fact that you are moving away and that we are going to...
Konuşmaktan korkuyordun, gidecek olmanı ve bizim...
We are going to be fine.
Biz iyi olacağız.
We are going to need that prototype.
O modele ihtiyacımız olacak.
We're not going home, are we?
Eve gitmiyoruz, değil mi?
We are simply going to take these men to our camp, and that is that.
Basitçe bu adamları kampımıza götüreceğiz hepsi bu.
'Without going into detail that can harm the investigation 'I can tell you that we are narrowing down'our list of suspects.'
Sorusturmaya zarar verebilecek detaylara girmeden süpheli listemizin daralmaya basladigini söyleyebilirim size.
We are going to figure this out.
Bu işi halledeceğiz.
We are going to agree to disagree on that one for the moment.
Vay canına. Şimdilik aynı fikirde olmamaya razı olacağız bu konuda.
We are going to stop him because it's what we do.
Onu durduracağız çünkü biz buyuz.
We are going to dig.
Kazacağız.
They stole a cyber weapon called Rubicon and now are using it to commandeer the world's nukes, so we have less than 24 hours to stop it, or the world is going to experience the sequel to "Wargames."
Rubicon adında siber bir silah çaldılar ve tüm dünyanın nükleer silahlarını kontrol etmek için onu kullanıyorlar. Durdurmak için 24 saatten az süremiz var yoksa dünya Wargames'in devam filmine bizzat şahit olacak.
Now, you know the way out, so if we can't stop Machin, then you are going to lead the evacuation.
Sen yolu biliyorsun. Machin'i durduramazsak tahliye işlemlerini sen yürüteceksin.
Tomorrow we are going to the mall and returning that thing to the store.
Yarın alışveriş merkezine gidip onu mağazaya iade edeceğiz.
We are going to force all these young boys to be child soldiers.
Burada tüm ufak çocukları çocuk asker olmaları için zorlayacağız.
After 18 hours in the mines, we are going to check your butts for diamonds.
Sizi elmas madenlerinde 18 saat çalıştırdıktan sonra poponuzu elmas sakladınız mı diye kontrol edeceğiz.
And so I say to you, America, we are going to win this war, we're going to end this depression, and there's no reason to suspect that I cannot walk.
Ve size şunun sözünü veriyorum Amerika ; bu savaşı kazanacağız, bu kasveti sonlandıracağız. Ve de yürüyemediğime dair şüphe duymanız için hiçbir sebep yok.
Are we sneaking in, going undercover?
Sızacak mıyız, kılık mı değiştireceğiz?
are we cool 65
are we there yet 168
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we clear 305
are we almost there 21
are we there yet 168
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we clear 305
are we almost there 21