At us translate Turkish
20,498 parallel translation
They shot at us!
Bize ateş ettiler!
But the woman kept staring at us.
Ama kadın bakmaya devam etti.
He was pointing a gun at us.
Bize silah doğrulttu o.
Guys, look, there's a real, live unicorn looking in the window at us right now.
Çocuklar, canlı ve gerçek bir tek boynuzlu şu anda tam bize doğru bakıyor.
People are staring at us.
İnsanlar bize bakıyor.
I need you to throttle the propellers to maximum speed and come straight at us. Uh, I'm sorry.
Pardon ama daha çabuk havaya uçmak mı istiyorsun?
And they were pushing the boyfriend at us really hard.
Hem de erkek arkadaşı gözümüze sokup durdular.
Stay looking up at us.
Bize bakmaya devam et.
They're not looking at us.
- Bize bakmıyorlar.
He's looking at us.
Bize bakıyor.
If they arrest her as the inside man, then they come looking at us as the shooters, man.
Eğer köstebek olarak onu tutuklarlarsa sonra tetikçi olarak da bize gelirler.
He shot at us.
Bize ateş etti.
I suspect it's an action figure, and Craig all but told us that she was at PAR that night.
Bir aksiyon figürü olduğunu düşünüyorum ve Craig, Janice'in o akşam PAR binasında olduğunu söyledi.
At least some of us do.
En azından bazılarımız yapıyor.
It puts us at an advantage, gives us a position of strength.
Bu da bize avantaj sağlayacak, bize güçlü bir konum verecek.
She left us at age two years, nine months.
İki yıl dokuz ay yaşadıktan sonra aramızdan ayrıldı. Kan zehirlenmesi. Çok üzüldüm.
Today when Abhimanyu told us about it at the airport... we made it clear to him...
Abhimanyu havaalanında bize bunu anlattığında ona yanlış yaptığını söyledik.
Oh, excellent. I took the liberty of ordering us some appetizers.
Ben de biraz atıştırmalık sipariş ettim.
And can you please have your friend meet us back at the hotel?
Arkadaşına bizimle otelde buluşmasını söyler misin?
Preventing them from... turning the region into a base for attacking us here at home.
O bölgede, yurdumuza saldirmak için bir üs kurmalarini engelliyoruz.
Except Captain was with us when we were attacked at the warehouse. He could have been killed.
Tabi depoda yüzbaşının bizle birlikte saldırıya uğradığını bilmezlerse.
First sign of trouble, meet us at Raleigh Bravo.
İlk sorunda, Bravo buluşma noktasında buluş bizimle.
And at some point, one of us reaches for our wallet, it's gone.
Sonra bir yerde birimiz cüzdanını kontrol etti, ortada yoktu.
Now, the pedicab driver that delivered us to this dive is getting more blitzed at the bar than us.
Bisiklet taksinin şöförü bizi bizden daha sarhoş olanların olduğu bir batakhaneye bıraktı.
They're at EMCON, awaiting further instructions from us.
Emkon uyguluyorlar ve emirlerimizi bekliyorlar.
I got us at 12 to 14 knots, holding steady.
- 12 mil sabit sürat ile ilerliyoruz.
And if you don't tell us exactly what happened at the museum yesterday, we will be forced to give you another injection.
Biz aslında devletten geliyoruz. Bize dün gece müzede tam olarak neler olduğunu anlatmazsanız size bir enjeksiyon daha yapmak zorunda kalacağız.
Forget about the sonar, Apep already has the key. - Meet us at the lobby.
Apep anahtarı ele geçirmiş bile.
Doesn't everything we've already learned tell us that lover-boy Gabe fought with his girlfriend, Amanda, and then smashed her in the windpipe, dumped her body at her childhood home, you know, just to give a good what-for to her mom and dad.
Şuna kadar öğrendiklerimiz bize romantik çocuk Gabe'in sevgilisi Amanda'yla kavga ettiğini, sonra da soluk borusunu parçalayıp cesedini de aileye ders vermek için çocukken yaşadığı eve attığını göstermiyor mu?
We have hundreds of thousands of students staying with us at any given point in time.
Her an her saniye bizle olan yüz binlerce öğrencimiz var.
Let us remember that we come from a background where at one point there were less than a thousand individuals alive, probably down in the southern part of Africa, and we were a hair's breadth away from disappearing as a species.
Şunu unutmamalıyız, biz büyük ihtimalle Afrika'nın güneyinde, bir noktada binden az bireyin hayatta kaldığı bir arka plana sahibiz ve tür olarak yok olmanın eşiğinden dönmüşlüğümüz var.
We're right just at the beginning of that, and so you can see us trying to kind of... feel out and invent this new society and invent these new ideas of what's right and wrong.
Tam da bunun başındayız. Bu yeni toplumu hissetmeye ve icat etmeye çalışmamızı, doğru ve yanlış hakkındaki yeni fikirleri bulmaya çalışmamızı görebilirsiniz.
So, at the end of that investigation, I believed that we got as far as the evidence would take us.
Soruşturmanın sonunda delillerin sunduğu verilerden alabileceğimizi almıştık.
It would be helpful for us to look at employee records, vendors with access.
Çalışanların kayıtlarını buraya girebilen tedarikçilerin isimlerini bulabilmemize faydası olur.
There's no way that pulse-gun will take out all those drones before they get past us.
Bu atım silahının bu kadar dronu bizi geçmeden önce indirmesi imkânsız.
This puts us in a very difficult position, with no-one to vouch for your whereabouts at the time Mr Marley was murdered.
Bay Marley'nin öldüğü saatlerde nerede bulunduğunu onaylayacak hiçkimse olmaması seni oldukça zor bir pozisyona sokuyor.
Your men already frisked us at the door.
Adamların kapıda zaten aradılar bizi.
He saved us at the hotel.
Bizi otelde kurtardı.
Jackson needs us at HQ right away.
Jackson merkezde olmamızı istiyor.
Yeah, that's when Graff, you know, he sent 10 of us out to go pick up this same takeout meal at that Thai place.
İşte o zaman Graff, o Tayland lokantasından aynı yemeği almamız için on kişi gönderdi.
Since you want a D.A. in here to present this evidence, you tell us, what exactly is it that Wildred Darnell does at your trucking company?
Madem bu kanıtı sunmak üzere bir savcı istiyorsunuz önce bize Wildred Darnell'in nakliye şirketinizde tam olarak ne iş yaptığını söyleyin.
Ten years ago, I took a picture with you at a barbecue at your house- - this car was right next to us.
On yıl önce evindeki mangal partisinde seninle bir fotoğraf çektirmiştim. Bu araba yanımızda duruyordu.
Come on. Give us a kiss!
- Öpücük at bakayım!
I'm sorry, we must be, uh, at the wrong place. We're looking for Men Now. Congratulations, you've found us.
üzgünüm sanırım yanlış yerdeyiz biz Şimdi erkeklere bakmıştık tebrikler bizi buldunuz ben karen lütfen gelin fakat siz kadınsınız aynen kadınların çoğıu erkeklerin haklarını destekliyor belki de broşürümüzü görmek istersiniz?
Experience at being a badass, Level 10 Power, interested in making us into a team.
Sert biri olma konusunda deneyimli, 10. Seviye olan bir Power, ve bizi bir takım yapma konusunda istekli.
Here she is at last, amongst us.
Sonunda burada, aramızda.
Pulling out at this late hour would make us look weak.
Bu vakitten sonra geri çekilmek bizi güçsüz gösterir.
It's what he wants, us at each other's throats.
İstediği bu. Birbirimizin boğazına yapışmamız.
My father will be with us at any moment.
Babam her an gelebilir.
If God wills us to die at least let our families not die in hunger.
Madem tanrı ölmemizi istiyor... Çocuklarımız açlıktan ölmesin bari.
And it will be enough to tide us over not enough to pay our debts in full, but keep everyone sated at least until this plague is over and the trade routes reopened.
Bizi bir dertten kurtaracaktır ama borçların hepsi için yetmeyecek. En azından veba bitip, ticaret yolları yeniden açılasıya kadar herkesi hoşnut tutacak.
useful 59
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
ushna 19
use it 260
use your brain 33
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136