Because it's the truth translate Turkish
247 parallel translation
It wasn't because of us. The truth is... I think it is our fault that she's dead.
Aslında, bizim yüzümüzden oldu.
I'm saying it because it's the truth.
Gerçek bu olduğu için söylüyorum.
But sometimes the weight of evidence, just because it's in the record... is heavy enough to crush the truth.
Fakat bazan kanıtın ağırlığı sırf kayıtta yer aldığı için gerçeği ezecek büyüklüktedir.
- Because it's the truth.
- Çünkü gerçek oIan bu.
Because it's the truth.
Çünkü doğru olan bu.
Because... because it's the truth.
... Çünkü gerçek
It's easy for you to say that because it's easy for you to tell the truth.
Senin için bunu söylemek kolay çünkü senin için dürüst olmak kolay.
Because it's the truth. And if it's true -
Gerçek çünkü. ve eğer gerçekse...
As far as I'm concerned, whether you call me blind or crippled, I won't object because it's the truth.
Bu konuda endişeliyim ki, kör ya da kötürüm deyip demeyeceğinize, karşı çıkamayacağım, çünkü bu doğru.
To tell the truth it's because I'm not alive in the present.
Doğruyu söylüyorum, şu anda yaşamıyorum.
Because it's the truth.
Çünkü bu doğru.
I would tell the truth the story of black people like it's never been told because you never tell it... I would say what happens to Chicanos because the fruit-growers ain't gonna tell it
Size ne yapacağımı söyleyeyim. Siyahi insanların başlarından geçenleri daha önce anlatılmadığı şekilde anlatacaktım... çünkü siz anlatmıyorsunuz. ... Meksika asıllıların bu ülkede nelere maruz kaldığını anlatacaktım çünkü meyve toplayıcıları bunu anlatmıyor.
- Why do you say that? - Because it's the truth.
- Neden böyle söylediniz?
I did it because it's the truth
Gerçek olduğu için bu filmi çektim.
It may not sound like much, but it is, because it's the truth.
Tam o şekilde olmayabilir ama gerçek bu.
Hua Mu Juet, it's your turn because after I've told the truth even if you don't kill me, I will kill you
hua mu juet, işin bitti çünkü artık gerçeği biliyorsun! seni mutlaka öldürmem gerek
- Because it's the truth.
- Çünkü öyle.
No, I don't have to do better than that, because it's the truth.
Bahane değil, gerçek. Uçağa binemem.
I have Dennis Hopper playing a spaced-out photojournalist with 1 2 cameras who's here because he's gonna get the truth, and it's all, "Man!" You know?
Mesleğe ara vermiş, 12 fotoğraf makinesi ile buraya, gerçeğe ulaşmak için gelmiş bir gazeteciyi oynuyor Dennis Hopper. Tek yaptığı "Adamım!" demek.
The truth is the most important value we have, because if it doesn't endure if the government murders truth if we cannot respect these people then this is not the country I was born in, or the country I want to die in.
Parmak izleri morgda alınmış olabilir. Deliller arasında bağlantı yok. Teksas'ta herhangi bir dükkana girip sahte bir isim vererek... izi bulunamayacak bir tüfek almak varken... neden postadan izi sürülebilecek bir silah ısmarlasın ki?
So without her guidance... if anyone asks, say that we're waiting for the truth to come out... because sooner or later, it always does.
Onun rehberliği olmadığına göre bir şey soran olursa gerçeklerin gün ışığına çıkmasını beklediğimizi ve hiçbir şeyin gizli kalmayacağını söyleyin.
The truth is, I really need you to pose for this calendar because without you, it's nothing.
Gerçek şu ki, bu takvim için gerçekten sana ihtiyacım var. Çünkü. Sensiz takvim hiçbirşey.
The reason the law demands a police lineup, ladies and gentlemen is because it is an accepted truth that when a victim identifies a lone suspect in police custody he is more likely to automatically conclude it's the guy.
Kanun polis sıralaması gerektiriyor çünkü, baylar bayanlar kabul görmüş gerçek şu ki kurban, göz altındaki tek bir kişiyi teşhis ederse hemen O olduğuna karar vermeye daha yatkın oluyor.
I'm gonna tell them everything. They'll believe me because it's the truth.
Gideceğim ve bana inanacaklar çünkü gerçek bu.
You know, the truth is, I'm glad it's just us because there's something I've been wanting to say to you.
Aslında başbaşa kaldığımız için mutluyum çünkü sana söylemek istediğim birşey var.
But the truth was it was because of Millie.
İkinci sınıftan itibaren üç yıl boyunca okuldan eve koşarak gittim. Ama asıl sebep Millie'ydi.
- Because it's the truth.
- Çünkü gerçek bu.
Maybe it's because there's truth to the rumours.
Belki söylentilerde doğruluk payı olduğundandır.
Sensibly, it's not a question of truth versus fiction, but of truths which are incomprehensible, because we have no physics, no real language for explaining Patient X's story, much less the existence of extraterrestrials
Pratik olarak bu, gerçeğin değil, akıl almaz gerçeklerin bilim kurgu ile karşı karşıya gelmesi sorusu, çünkü gibi dünya dışı varlıkların mevcudiyeti gibi Hasta X'in de hikayesini açıklayacak fiziğimiz ve gerçek bir lisanımız yok.
Could you possibly hear it a lot because it's the truth? Don't get snide.
Bunu o kadar sık duymuş olmanızın sebebi, doğru olması olabilir mi?
Because it's the truth.
- Çünkü gerçek bu.
You don't have to believe me... because it's the truth.
Bana inanmak zorunda değilsin... çünkü bu gerçek.
He said I had all the answers. I said yes, because it's the truth.
Bize sorulan sorulara kısa ve kaçamak cevaplar verdik.
It's not history, it's not metaphor and it's definitely not the truth... Stephen, stories like this happen because they exist in a place of truth because there's historical evidence, there's fact. That's what you don't understand.
Bu bir tarih değil ve bu kesinlikle gerçekte değil... bunun gibi hikayeler herzaman vardır Stephen, çünkü bir kısmı gerçeklere dayanır çünkü tarihte bu tür olaylara ait deliller var.
Because it's the truth, you little Mayor of Munchkin Land!
Çünkü gerçek bu, seni küçük cüceler ülkesi başkanı!
- Superintendent Byron Fielding- - You know what kills me is to see an important story done badly because the person covering it has no idea how to decipher truth from popular opinion.
Böyle önemli bir hikâyenin, sırf haberi yapan muhabirin gerçeği genel kanıdan ayıramaması nedeniyle kötü yapılması beni çok üzüyor.
God help you if you get stuck in that system... because it's very easy to get in... and it's almost impossible to get out unscathed... because you're up against an adversary... that has everything going for it except maybe the truth.
Sistem size dokunmak isterse Tanrı yardımcınız olsun. Çünkü, içeriye girmeniz an meselesi ama dışarı sağ salim çıkmanız neredeyse imkansız. Çünkü akıl almaz derecede her şeye sahip bir düşmana karşı savaşıyorsunuz.
Just because we're on the same side, just because I know the truth now, it doesn't change a thing between us.
Aynı tarafta çalışıyoruz diye artık hakkındaki gerçeği biliyorum diye aramızdaki ilişki değişecek demek değil.
If this city's starting to burn, Jack... it's because of guys like you and me... and I may be a goddamn alcoholic... but that doesn't mean I can't tell the truth.
Eğer şehir yanıyorsa, bu senin ve benim gibi adamlar yüzünden. Alkolik olabilirim ama bu doğruyu söyleyemeyeceğim anlamına gelmez.
- how can you justify burying the truth? - Because it's been buried for seven years.
- Çünkü yedi yıldır gizleniyor David.
But it's important to do this in front of these people because they already know the truth.
Ama bunu, bu insanların önünde yapmanın önemli olacağını düşündüm çünkü onlar gerçeği biliyordu.
It's great that you're all gung-ho and slogany now but the truth is, you only ran because Pete suckered you into it.
Heyecanlı ve sloganlı olman harika ama sırf Pete zorladı diye, katıldın seçime.
Because it's the truth.
Çünkü gerçek bu.
Because it's the truth!
Çünkü gerçek bu.
Because it's the truth.
Çünkü, bu gerçek.
No, but my dad says television's important Because it distracts people from the truth.
Hayır, ama babam televizyon önemli der çünkü insanları gerçeklerden uzaklaştırır.
you need to know the truth, because this condition is progressive and it's relentless. It will not stop.
Çünkü bu durum kötüye gidiyor, ve kaçınılmaz.Onu durduramayız, ve yapabilecek hiçbir şey yok.
The truth is that it's because of you Naina is in my heart... in my heartbeat... in every breath and in my room...
Senin sayende Naina kalbimde ve her nefes alışımda... Ve benim odamda.
Maybe it's because telling the truth would make'em feel too vulnerable.
Belki de gerçeği söylemek onları incinebilir yaptığı içindir.
- It's because it's the truth.
- Gerçek bu olduğu için yazdım.
In the beginning, if you hate something, it's good, because you don't recognize the beauty of your own truth.
Başlangıçta bir şeyden nefret ediyorsan, bu iyidir. Çünkü kendi doğruluğunun güzelliğini fark etmezsin.
because it's you 31
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's embarrassing 16
because it's not true 18
because it's 93
it's the truth 602
because it's true 90
because it's fun 25
because it's the right thing to do 30
because it's wrong 29
because it's not 44
because it's embarrassing 16
because it's not true 18
because it's 93
it's the truth 602
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the truth hurts 29
the truth is 1715
the truth will come out 23
the truth of the matter is 23
the truth is that 24
the truth about what 27
the truth was 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the truth hurts 29
the truth is 1715
the truth will come out 23
the truth of the matter is 23
the truth is that 24
the truth about what 27
the truth was 16
because 7201
because i'm happy 21
because i love you 339
because of you 630
because you're stupid 16
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i'm happy 21
because i love you 339
because of you 630
because you're stupid 16
because i said so 88
because i can't 94
because i don't 101
because if you don't 161
because i'm 96
because i like you 101
because i'm your friend 17
because you're my friend 21
because i don't care 17
because i am 105
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because if 20
because i know you 71
because i'm your friend 17
because you're my friend 21
because i don't care 17
because i am 105
because i love her 53
because i'm black 19
because i'm a woman 25
because if 20
because i know you 71
because right now 90
because i 431
because of him 83
because i did 41
because of me 317
because it 40
because it is 70
because i 431
because of him 83
because i did 41
because of me 317
because it 40
because it is 70