English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blacked

Blacked translate Turkish

830 parallel translation
I was like blacked out, like I drank too much.
Karartılmış gibiydim, daha çok sarhoş gibi.
- Blacked his eye.
- Gözünü morartmıştı.
Blacked out.
Bilincimi kaybettim.
But it isn't the record that was playing when Norah blacked out!
Norah şuurunu kaybettiğinde çalan bu değildi.
- Montreal's blacked out. Nothing.
- Montreal sessizliğe gömüldü.
Carriers so big they blacked out half the sky.
Nakliye gemileri o kadar büyüktü ki göğün yarısını karartıyordu.
It's the first time I've blacked out.
Ve ilk kez bayıldım.
I was just putting it back on the shelf when I blacked out.
Tam rafa koyuyordum ki gözlerim karardı.
Must have blacked out.
Göz kararması olmalı.
It's extraordinary, but we blacked out for several hours.
Çok tuhaf ama bir kaç saatliğine kendimizi kaybettik.
YOU BLACKED OUT THE WHOLE I NCI DENT.
Chicago'yken, üniversitedeyken, buradayken.
Sir, may I ask why you blacked out the news?
- Efendim neden haberleri yasakladınız?
Now all contact's blacked out.
Şimdi tüm bağlantılar kayboldu.
I guess we all blacked out.
Sanırım hepimiz karartıldık.
Her eye was blacked.
Gözü morarmıştı.
And I still blacked out?
Buna rağmen kendimden mi geçtim?
You blacked out.
Sonra kendinden geçtin.
I sort of blacked out.
Bilincimi kaybetmiştim.
I must have blacked out.
Kendimden geçiverdim.
Without it, a whole city like Pittsburgh would be blacked out.
O olmadan, Pittsburg gibi bir kent tümüyle karanlıkta kalırdı.
From what I've seen of Pittsburgh, it'd look better blacked out.
Pittsburg'u gördüğüm kadarıyla karanlıkta kalması daha iyi olurdu.
That's why you blacked it out.
Onun için üzerini kararttınız.
I must have blacked out for a while.
Bir süreliğine baygın kalmış olmalıyım.
I must have blacked out.
Şuurumu kaybettim.
I blacked out.
Şuurumu kaybettim.
And then it became quite quiet until we got within range of the force and then you could start to make out what was happening at the task force and what the recovery course would be - we'd not yet seen it as the ships were blacked out,
Filonun menziline girdiğimizde ortalık iyice sakinlemişti. Artık görev gücünde ne olup bittiğini anlamanın vakti gelmişti. Kurtarma rotası ne olacaktı.
It's blacked again.
Yine karardı.
Driving the car today, i nearly blacked out.
Bugün araba kullanırken, neredeyse bayılacaktım.
Besides it's full of booby traps and blacked-out areas...
Hem de bubi tuzakları ile ve karanlık alanlarla dolu...
And when I blacked out, I remember I was furious.
Ve kendimden geçtiğim zaman... Hatırlıyorum, öfkeliydim.
I must have just blacked out for a moment.
Bayılmış olmalıyım.
He must've been drinking it when he blacked out.
Gözü karardığında onu içiyor olmalıydı.
You blacked out.
Şuurunuzu kaybetmiştiniz.
He's blacked-out.
Bayıldı.
I wonder how far you could plummet before you blacked out.
Bayılmadan ne kadar aşağı inebileceğimi merak ediyorum.
You think maybe I blacked out and switched hands.
Kendimi kaybedip ellerimi değiştirdiğimi düşünüyorsun.
you blacked out.
kendini kaybettin.
I blacked out.
Sonra bayıldım.
I blacked those out myself.
Onları ben kırdım.
You blacked-up, and Cordelia saying :
Siz kapkarasınız ve Cordelia diyor ki :
Bill, Elvira's blacked out again.
Bill, Elvira'nın elektriği yine kesilmiş.
We're transferring him in a blacked-out paddy wagon.
Onu karartılmış bir minibüsle sevk ediyoruz.
Remember that blackout in 1965, the East Coast blacked out for a night?
- Devamını biliyorsunuz. - Keşke Shirelles çalsaymış.
And that is easy to do in tight weather with a blacked-out instrument panel.
Kötü bir havada, kontrol paneli de bozulmuşsa bunun olması işten değildir.
There was a tremendous explosion and then... I must have blacked out. Then suddenly I find myself out here.
Çok büyük bir patlama oldu sonra bayılmış olmalıyım.
Well, either you did it and you blacked out... or you blacked out and you were set up.
Ya sen yaptın, bunu hatırlamıyorsun ya da kendinden geçtin sana tuzak kuruldu.
The city's partially blacked out.
Şehirde kısmi kesinti var.
Maybe the whole city's blacked out.
Belki tüm şehrin elektriği gitmiştir.
I blacked out.
Kendimden geçmişim.
Just blacked out, that is all.
Sadece göz kararması, hepsi bu.
There, I've done it, I've blacked out.
Oldu işte. Gözlerim karardı. Mutlu oldun mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]