English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Can't do it

Can't do it translate Turkish

12,268 parallel translation
I can't do it.
Ben yapamıyorum.
We're gonna monitor it on the ultrasound to make sure we don't penetrate the heart wall. - What can I do?
Ultrasonda görüntüleyeceğiz ki kalp duvarını delip geçmediğimizden emin olalım.
He definitely fancies you, but he can't do anything about it.
Kesinlikle senden çok hoşlanıyor, ama bu konuda elinden bir şey gelmiyor.
I just can't put my finger on it. Not much we can do about that, though.
O konuda da pek bir şey yapamayız.
I don't think I can do it.
- Yapabileceğimi sanmıyorum. - Daha önce yaptın.
I can't let you do it.
Bunu yapmana izin veremem.
Rachel, it's not about the excuse, it's about me being able to look these people in the eye and convince them that it's true, and I can't do that.
Rachel, bu bahaneyle alâkalı değil bu, insanların gözünün içine bakıp bunun doğru olduğunu ikna edebilmemle alâkalı ve ben bunu yapamam.
It's just we can't do this.
Bunu sadece "biz" yapabiliriz.
Yeah, but we can't do it with you watching.
- Evet ama siz bakarken yapamayız.
I-I can't do it.
Yapamam.
I can't... do it.
Affedemem.
What do you mean you can't shut it down?
Ne demek kapatamam?
I can't do it...
Yapamiyorum...
I can't do it anymore...
Daha fazla yapamiyorum...
- do it. - What if I can't?
- Ya yapamazsam?
I can't do it! I'm not as skilled as you.
Senin kadar yetenekli değilim.
Can't do it alone.
Yalnız başına devam edemem.
I'm afraid I can't do it.
- Korkarım bunu yapamam.
You know I can't do that. It's a PR.
- Bunu yapamayacağımı biliyorsun.
I can't do it by myself.
Bunu tek başıma yapamam.
I can't do it.
Yapamam.
I can't tell you exactly how I got it, but I do think you should know what's inside.
Tam olarak nasıl aldığımı söyleyemem ama içinde ne olduğunu bilmelisin bence.
I-I can't do it, I can't do it.
Gidemem. Gidemem işte.
Then you can't get the medicine or fluids to the patient because you never learned how to do it using anatomical markers.
Böyle bir durumda sen hastaya ilaç veya sıvı enjekte edemezsin çünkü hiçbir zaman anotomik işaretleri kullanmayı öğrenmedin.
Chef, you can't... Just do it for your daughter.
Şef bunu sadece kızın için yapmamalısın.
You can't do it alone.
Tek başına başarılı olamazsın.
Kudret, face it. You can't do bribes.
Kudret abi, bu rüşvet işini hiç beceremiyorsun abi.
Sorry, I can't do it.
Kusura bakma, yapamam.
It hasn't been 24 hours, so there's nothing they can do.
24 saat geçmediğinden bir şey yapamıyorlar.
Oh, and, Piggy, the best part is that even though you're the only female host on late-night, it shows you're brave enough to say, "I can't do it without a man."
Ve en güzel tarafı Piggy gece programı sunan tek kadın olmana rağmen bu, "Bir erkeksiz başaramam." diyecek kadar cesaretli olduğunu gösteriyor.
Yeah, I mean, it's fine you want to go preach about Caitlyn Jenner, but you can't just make blanket statements about letting anyone do whatever they want.
Yani demek istediğim, gidip Caitlyn Jenner hakkında nutuk çekmek istiyorsan sorun yok ; ama insanlara istediğini yapma hakkı veren boş konuşmalar yapamazsın.
I can't do it.
Bunu yapamıyorum.
Can't do it.
Yapamam.
What if I can't do it anymore?
Ya bir daha işimi yapamazsam?
Can't do it alone.
Tek başıma devam edemem.
No, I don't think I can do what you do, but I can damn well do my version of it.
Hayır, işini yapabileceğimi söylemedim. Üstüme düşeni yerine getiriyorum.
I don't think I can do it.
- Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Before, there was always this constant voice in my head, " you can't do that. It's wrong.
Eskiden kafamda bunu yapma bu yanlış diyen bir ses vardı.
Can't do it by himself.
Bunu kendi başına yapamaz.
I really can't do it here.
Cidden burada yapamam.
Even when others call you "money bug" or Scrooge, and make fun of you the reason I can't do it is... I'm sure you know why.
Diğer doktorlar sana para böceği veya pinti deyip dalga geçtiklerinde benim bunu yapmama sebebimi eminim sen de biliyorsun.
You can't do it right? Huh?
Adam gibi yapamaz mısınız?
God, if you can't do this for me, if you can't do this for him, just... just do it for yourself.
Benim için yapamıyorsan Nate için yapamıyorsan, kendin için yap o zaman.
My marriage is collapsing, and I can't do anything about it because he won't talk to me.
Evliliğim yıkılmak üzere ve bunu engellemek için bir şey yapamıyorum. Çünkü benimle konuşmuyor.
I can't tell you exactly how I got it. But I do think you should know what's inside.
Tam olarak nasıl elde ettiğimi söyleyemem ama bence içindekileri bilmen gerekiyor.
It's dangerous, and he can't do anything.
Bu çok tehlikeli, o bir şey yapamaz.
So why do you say that you can't do it?
Öyleyse neden yapamıyorsunuz?
you can't hand it over to somebody else because they're yours, and they need you, and you can do it.
Onlar senin. Sana ihtiyaçları var ve bunu başarabilirsin.
I don't know what you want to do with me, but it can wait.
Benimle ne yapmak istediğini bilmiyorum ama biraz bekleyebilir.
You can't do it without me.
Bensiz deneyi yapamazsınız.
No, I, I don't believe you can do it.
Hayır, bunu yapabileceğine inanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]