English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Can we just go

Can we just go translate Turkish

1,628 parallel translation
I don't... can we just go?
Gitsek olmaz mı?
" And can we just go to church and be distracted by our religion?
" Kiliseye gidip dikkatinizi dine verebilir misiniz?
Can we just go, please?
Gidebilir miyiz?
Can we just go and discuss this somewhere where there aren't enormous children eating snacks?
Bunu gidip koca çocukların atıştırmadığı bir yerde tartışabilir miyiz?
Can we just go home?
Eve gidebilir miyiz?
- Can we just go home?
- Eve gidebilir miyiz?
I don't wanna be in this church, I don't wanna be in this town and can we just go?
Kilise de olmak istemiyorum. Bu kasabada da olmak istemiyorum.
Nick, can we just go to the hotel?
Nick, otele dönebilir miyiz?
There's just no way that we can pull away from everything and go right now.
Neler yaşadığını anlayabiliyorum ama bu bizim açımızdan daha kötü bir zamana denk gelemezdi. Her şeyi bırakıp öylece gidemeyiz.
I'm sorry, but there's just no way we can go on the trip.
Üzgünüm ama o seyahate çıkmamızın imkanı yok.
Now, we don't have money laying around to go and pay a bail man just so you can prove a point.
Haklılığınız kanıtlanacak diye kocamın kefaletini ödeyecek miktarda boşa saçmaya hazır paramız yok.
I figure, less town we get to, we buy a used car, just some might can go to Mexico.
Uğrayacağımız ilk şehirde, Meksika'ya gitmek için kullanılmış bir araba alırsın.
I can't believe we're lust... We're just gonna go along like this?
Onunla öylece yol aldığımıza inanamıyorum.
You can head right in. I think we'll just go right in.Starving. - Unless you want to change.
Bronx ve Queens arasında gidip geliyoruz.
Do you mind if we just go home and you can make me a nice peanut butter and jelly sandwich.
Mümkünse eve gitsek bana fıstık ezmeli ve reçelli sandviç yapsan.
Unless you can give us something worth taking to print, we're just gonna have to let you go
Bize basmaya değecek bir şeyler vermezsen sözleşmemizi iptal zorunda kalacağız.
Now believe it or not, we can go all the way with just those five plays.
İnanın veya inanmayın bütün yolu sadece bu beş oyunla başarabiliriz.
Can we just go on our way?
Biraz acelemiz var da. Yolumuza gidebilir miyiz?
Why can't we just go back... to the way everything was, huh?
Neden sanki her şey eskisi gibi olamıyor?
Let's just see what there is to see, and then we can all go home in separate cars. That's it?
Hadi sadece görülecek ne varsa görelim ki sonra ayrı arabalarda evimize gidebilelim.
We can't just let him go out there all by himself.
Onun tek başına dışarı çıkmasına izin veremeyiz.
All right, well, if it's just that, I know a great place upstate where we can go and no one will find him.
Şey, eğer bunu yaptıysan kimsenin onu bulamayacağı şehrin dışında harika bir yer biliyorum.
Can't we just go and, like, come back later, you know?
Şimdi gidip sonra gelsek olmaz mı?
Can't we just go?
Gidemez miyiz?
Let's just go on and get it out on the table, get it out in the open so we can enjoy our dinner.
Açık konuşalım da, yemeğin tadı çıksın bari.
Maybe... maybe you'd just better get the child and we can go to the hospital.
Belkide sadece çocuğuda alıp hastaneye gitmeliyiz.
Well, we can't just go back out into the open!
Dışarıya tekrar çıkamayız!
Can't we just go with it? See where it takes us?
Şansımızı deneyip bizi nereye götürdüğünü görsek olmaz mı?
Why can't we just go to the movies or putt-putt?
Neden sinemaya veya mini golf oynamaya gitmiyoruz?
But since the Head of Suzuran started it, we can't just let this go!
Ama bunu Suzuran'ın lideri yaptı. Hiç olmamış sayamayız!
I just have to go and get out of jury duty, and we can talk about all of this when I get back.
Sadece gidip jüri görevinden kurtulacağım ve tüm bunları ben geri dönünce konuşabiliriz.
Can we please go to the sharks again? Yes, children, just go.
İmdat!
Why don't you just go into your room until we can have a rational conversation about this.
Neden bu konu ile ilgili mantıklı bir konuşma yapana kadar odana gitmiyorsun.
Oh. Just sometimes we can go through the manufacturer,
Bazen üreticisinden araştırabiliyoruz.
Well, he just said me, but I think we can... we all go.
- Sadece beni çağırdı. Ama hep birlikte gidebiliriz herhalde.
Please, can we just go?
Lütfen, artık gidebilir miyiz?
- We can't just let that go.
- Bunu boş veremeyiz.
Okay, so now that we know where the ghosts came from we can just go home and alert the authorities, and leave.
Tamam, yani artık hayaletlerin nereden geldiğini biliyoruz, buradan ayrılıp eve gider ve yetkililere haber verebiliriz.
We can't just go breaking into Vice Principal Grimes'house.
Müdür Yardımcısı Grimes'ın izinsiz evine giremeyiz.
Right, can we just get this over with so I can go back to the room and work in peace, please? Fine.
Bunu halletsek ve odaya dönüp huzur içinde çalışmamı sürdürsem, lütfen?
We can go whichever way you want, all right? But just decide.
Karar ver yeter.
Can we please just go?
Artık gidebilir miyiz?
Now, that the transfer of authority is done we can just go ahead and close our little deal, huh?
Artık havale yetkisi işi de hallolduğuna göre önümüze bakıp küçük anlaşmamızı yapabiliriz değil mi?
- Here we go. And you can't fucking laugh. I've just creamed your high score again.
Sen gülemezsin çünkü senin rekorunu yine kırdım.
I mean, can't we just go anywhere and set this up? - No.
Yani başka bir yere gidip orada yapamaz mıyız?
Could we please just get Archambault down here as quick as possible so we can all go home?
- Suyuma mı gidiyorlarmış? Archambault en kısa sürede buraya gelse de biz de evimize gitsek?
We just can't go home.
Eve dönemeyiz işte.
But can I just say, uh... as much as we all mourn this loss no teacher that I've spoken to believes that this boy should go to prison for life.
Ama söylemeliyim ki bu kayıp için ne kadar yas tutsak da konuştuğum öğretmenlerden hiç birisi ömür boyu hapse girmesi gerektiğini düşünmüyor.
Can't we just go somewhere where we can just sit and talk?
oturup konuşabilceğimiz bi yere gidemez miyiz?
Peter, I'm so embarrassed right now. Can we please just go?
Baba, bu yol okulun yolu değil
Just let me get my purse, and we can go.
Çantamı alayım da çıkalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]