English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cheering you on

Cheering you on translate Turkish

78 parallel translation
They're cheering you on.
Sizi uğurluyorlar..
Your perception of life is that it's one long benefit dinner in your honour... with everybody cheering you on and wanting you to win everything.
Hayatı ; senin onuruna verilmiş büyük bir şölen gibi görüyorsun.. oradaki herkes sana gülümsüyor ve her konuda senin kazanmanı istiyor gibi görüyorsun.
If losing yourself or being swallowed by hell itself could save her, I'd be there cheering you on.
Onun ruhunda kendini kaybetmek ve... Cehennem tarafından yutulmak... Eğer bu onu kuraracak olsaydı, "Hiç durma" derdim.
I can't believe you got to sit on the bench Man, you had thousands of Celtics fans cheering you on
Yedeklerin yanında oturduğuna inanamıyorum. Binlerce Celtic taraftan seni alkışladı.
And now everyone's just sort of cheering you on, like at a football game. No.
Ve şimdi herkes sana futbol maçındaki gibi tezahürat yapıyor.
You look up in the stands. There's your dad cheering you on.
Yukarı bakarsın, baban seni desteklemeye gelmiştir.
The point is, he was at every one of your swim meets, cheering you on.
Önemli olan baban seni yüzerken izlemeye hep gelmiş ve senin arkanda olmuş.
Cheering you on.
Seni alkışlıyor olacağız.
Not what your father and I had in mind all those years ago cheering you on.
Yıllardır seni alkışlarken aklımızdaki bu değildi.
Not to add the pressure, Peter, but you know the entire United Kingdom is cheering you on today.
Baskıyı arttırmak için değil ama Tüm İngiltere bugün seni destekliyor Peter.
I'm cheering you on.
Seni destekliyorum.
We'll be cheering you on even from our graves.
Mezarımızdan bile seni destekliyor olacağız.
We'll keep cheering you on.
Seni desteklemeye devam edeceğiz.
They're cheering you on.
Seni destekliyorlar.
You know, more like the - the home crowd... cheering you on at a - at a football game.
Yani, tıpkı... bir futbol maçında sana... tezahürat yapan hayran kalabalığı gibi.
Think of me cheering you on.
Beni destkeçiniz olarak görün.
Now that I'm back, I'm gonna be in them stands hollering, cheering you on.
Artık döndüğüme göre emin ol en ön sıralarda senin için bağırıp, çağıracağım.
And I am going to be there every step of the way, cheering you on, telling anyone who'll listen that the Bree Van De Kamp is my friend.
Bree Van de Kamp'ın benim dostum olduğunu herkese söylemek için orada olacağım.
Yes, that's why I'm cheering you on now.
Gelmek hoşuna gitti. Evet bu yüzden seni alkışlıyorum- -
Who is cheering you on to be the hero?
Seni böyle kahramanlık yapman için kim cesaretlendiriyor?
They are cheering you on.
Şimdi sana alkış tutuyorlardır.
He's been upstairs cheering you on all night.
Gece boyunca seni destekledi.
If I can get a ticket, I'll be there cheering you on
Eğer bilet alabilirsem, seni alkışlamak için orada olacağım.
I'm down here on Earth, just cheering you on.
Ben ise Dünya'dan sana el sallıyorum.
What would your life be without people cheering you on?
İnsanların sana tezahürat yapmadığı bir hayatı nasıl yaşayacaksın?
Because I'll be cheering you on.
Seni destekleyeceğim.
Hey, well, we'll all be there cheering you on.
Hey, güzel, hepimiz sana tezahürat yapıyor olacağız.
[CROWD CHEERING] On behalf of everyone in town I want to thank you for saving us from our monstrous curse.
Kasabadaki herkes adına bizi bu lanetten kurtardığın için teşekkür ediyorum.
The people cheering you on...
Kazanmaktan da.
You should have heard them, Shannon, cheering me on.
Bana nasıl tezahürat yaptıklarını görecektin.
[Applause, Cheering ] [ Homer] I'd like to thank you on behalf of the group... and I hope we passed the audition.
Size grup adına teşekkür etmek istiyorum umarım ki sınavı geçmişizdir.
And if he can convince those jurors to ignore the cheering and the sympathy and concentrate on the law, like they should be doing, you both go away.
Ve jüriyi desteği ve sempatiyi bir kenara bırakıp... kanuna odaklanmaya ikna ederse yapmaları gerektiği gibi, ikiniz de içerdesiniz.
- [Crowd Cheering On TV] - Hey, I see you're watchir a ball game.
Beysbol izliyorsunuz demek.
( cheering ) Come on, you're just letting me win, aren't you?
Haydi, bilerek yeniliyorsun, değil mi?
- [Cheering ] - [ Exclaims] Come on, you!
Yazıklar olsun sana!
Cheering for one individual to inflict serious injury on another hardly seems like an activity you'd enjoy.
Bir bireyi acı çektiği ve ciddi şekilde yaralandığı için alkışlamak hoşlandığınız birşey gibi görünüyor.
Well, let me tell you something, if you were here last night sitting in that front row, you would've been wide awake and cheering.
Dün akşam burada ön sırada olsaydın uyanık ve tezahürat yapıyor olurdun.
Do you remember cheering me on?
Beni cesaretlendirdiğinizi hatırlıyor musunuz?
Cheering her on. That's where I want you to be.
Ona destek olmalısın, olmanı istediğim yer orası.
[Cheering Subsides] Come on, you guys :
Hadi, çocuklar.
You know, usually when we win, there's a whole bunch of people waiting outside of our locker room, cheering us on.
Biliyor musun, biz kazanınca... soyunma odalarımızın önünde bekleyen bir sürü insan olur. Bize tezahürat yaparlar.
Come on, mom. If you don't, then you're gonna ruin all this good cheering up you've been doing.
Sahneye çıkmazsan tezahüratlarını bozmuş olursun.
You got your pop cheering you on.
Baban amigoluk yapıyor.
Whenever you're on a pedestal, the people who are surrounding you are cheering...
Bir kaide üzerinde olduğunuzda etrafınızdaki insanlar tezahürat yaparlar...
But you were right on the shore, Cheering me on.
Sen de sahilden bana tezahürat yapmıştın.
You put the remote on to TV mode... and then press "Input"... till you get HDMI 1 and [Crowd Cheering ] - [ Haley Laughing, Whooping]
Kumandayı TV moduna getirip "giriş" düğmesine HDMI 1 yazana kadar basacağım ve... - Başardım!
I am stuck on a bus in the middle of nowhere listening to my sister's cheering, adoring fans. Not that I... I'm not happy for you.
Senin adına mutlu olduğumu söylemeliyim.
Thank you so much for coming, everyone, and thank you for always cheering me on at all my fights.
Herkese geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Ve bütün dövüşlerimde beni desteklediğiniz için teşekkürler.
All this time, Joon Gu, you... you've supported me with everything I have done. Cheering me on and doing as I asked...
Joon Gu bunca zamandır ne yaşarsam yaşayayım bana destek oldun,... moral verdin, ne istersem yaptın.
And you are gonna be right there, next to my cooler, cheering me on as dutifully as I have you the last 15 years.
Ve sen de tam orada soğutucumun yanında 15 yıldır benim sana yaptığım gibi sen de görev icabı alkışlayacaksın.
And this here is the worst day of my life about to begin, and you're here cheering me on.
Birazdan hayatımın en kötü günü başlayacak ve sen beni cesaretlendiriyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]