English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / People died

People died translate Turkish

2,034 parallel translation
Four people died in that incident, one of them shot by your husband.
O olayda dört kişi öldü. Birini kocanız vurdu.
27 people died in that clinic.
Klinikte 27 kişi öldü.
A second attack, and now not only do we have 20 new amnesiacs, but 6 people died.
İkinci saldırı oldu ve sonuç 20 hafızasını kaybetmiş insan ve 6 ölü.
People died.
İnsanlar öldü.
Even though many people died, there is no reason for a panic.
Birçok insan ölmesine rağmen panik yapmaya gerek yok.
Now, some people are sick, some people died, But they all need help.
Bazıları hastalanmış, bazıları ölmüş ama hepsinin yardıma ihtiyacı var.
And you won't ever understand how those people died.
Siz ise o insanların nasıl öldüğünü asla anlamayacaksınız.
Two people died today.
Bugün iki kişi öldü.
So nine people died in the EMP, but you saved thousands.
Evet, bomba nedeniyle 9 kişi öldü, fakat binlercesini kurtardın.
" Two hundred and nineteen people died, and their remains buried in an unmarked grave.
219 kişi ölmüş ve kalıntıları isimsiz bir mezara defnedilmiştir.
600 people died.
600 kişi öldü.
So people died.
İnsanlar öldü.
A lot of people died in that shooting.
O baskında çok insan öldü.
A lot of people died.
Çok insan öldü.
Bro Chu... It seems that many people died here
Kardeş Chu burada bir çok insan ölmüş.
It's far-fetched, but 17 people died on that day. Five of them were British nationals.
İnanması güç, fakat o gün 17 insan öldü, onların beşi İngiliz vatandaşıydı.
This whole building has weird juju, like people died here.
Evet, tüm binada garip bir hava var, sanki burada insanlar ölmüş gibi.
Three people died in my apartment.
Evimde üç kişi öldü.
Eleven people died in that shooting.
O baskında 11 kişi öldü.
How many people died?
Kaç insan öldü?
Ben, two people died.
Ben, iki kişi öldü.
Many people died in that factory.
Çok insanlar öldü o yangınlarda.
They said like 14 people died.
14 kişi ölmüş diyorlar.
Thousands upon thousands of people died, and the city of Troy is totally destroyed.
Binlerce ve binlerce insan ölmüştür. Truva şehri tamamen imha edilmiştir.
That ordinary people died. You can even talk to them.
Fakat sen ölüleri görebiliyorsun ve konuşabiliyorsun bile.
I mean, people died, it went a bit out of hand... and I feel bad for me there, but I tried to provoke reaction in you.
Gerçi biraz yaygara koptu, isanlar falan öldü... kendimi biraz kötü hissettim ama, sende aşırı tepki verdin.
Matthew, people died.
Matthew, insanlar öldü.
Well, I can say with confidence that none of these people died from boredom or poor diet.
Rahatlıkla söyleyebilirim ki bu insanlar ne sıkıntıdan ne de kötü yemek alışkanlığından öldüler.
Wherever she went, people died.
Gittiği her yerde insanlar öldü.
Eighteen people died in Jackson that day.
O gün Jackson'da 18 kişi öldü.
She looks at old bones, she figures out how people lived, what they were like, even how they died.
Eski kemiklere bakıyor ve insanların nasıl yaşadıklarını nasıl göründüklerini, hatta nasıl öldüklerini anlıyor.
You know, when my grandfather died, and Meemaw was alone, my mom arranged for her to visit a center three times a week where she could socialize with other lonely people.
Bak şimdi, büyük babam öldüğü zaman Meemaw yalnız kalmıştı ve annem haftada üç kez gitmesi gereken bir yer ayarladı. Orada diğer yalnız insanlarla birlikte sosyalleşiyorlardı.
This kind of heat, those people could have died.
- Bu sıcaklar o insanlar ölümüne neden olabilir.
How many people woulda died?
Kaç kişi ölecekti?
People have died.
- İnsanlar öldü.
No. Hey, you know, I read a book once about people who died.
Baksanıza, ölen insanlarla ilgili bir kitap okumuştum.
Your partner died and people whispered.
Ortağın öldü ve söylentiler çıktı.
You know, 18 people got shot, 11 died, one in my arms.
Telefonum kapalıydı, ve ben... 18 kişi vuruldu haberin var mı? 11'i öldü, bir tanesi benim kollarımda.
Think about the people who died.
Ölen insanları düşün.
That these people all died of the same thing. Cancer.
Hepsinin aynı sebepten öldüğünü.
Jess, people close to this have died.
Ben iyiyim. Jess, bu işe karışan herkes öldü.
Okay you said the people who found this ruby died in a freak accident.
Bu yakutu bulan kişilerin tuhaf kazalarda öldüğünü söylemiştin.
Hey, um, before the chief died, he said something about there being people that may not want me here.
Hey, Şef ölmeden önce beni burada istemeyen insanlar olabileceğini söyledi.
Those names that are crossed off, that's the two people that died yesterday.
Bugün ölen iki insanın adının üzeri çizilmiş.
I see it on your face when you're here. You feel it, that thing, the reason we help people. - That girl would've died on your table.
sen burdayken, onun yüzünde bunu gördüm bunu hissediyorsun, bu şeyi, insanlara yardım etme sebebimizi bu kız masanda ölebilirdi belki, belki de değil ama şimdi inşa ettiğimiz herşeyi biliyorsun, bütün hepsini harcayacaklar çünkü sen çok ileri gittin
Where two people have died.
İki kişinin öldüğü yerde.
When Arthur died I was just as upset as she was, but I didn't take it out on other people.
Arthur öldüğünde en az onun kadar üzülmüştüm ama üzüntümü başka insanlardan çıkartmadım.
Five people have died, many others are injured, some critically.
Olayda beş kişi ölürken bazıları ciddi, çok sayıda yaralı var.
It was a violent night in Chicago. Nine people were shot in just five hours, one person died.
Sikago'da yine bir siddet gecesi 5 saat içinde 9 kisi vuruldu
So many people have died.
Bir çok kişi öldü zaten.
GANTZ, show me people who've died.
GANTZ, ölmüşleri göster.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]