English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Did it not

Did it not translate Turkish

6,200 parallel translation
This might not be the right moment but... for what it's worth, I did it.
Bu doğru an olmayabilir ama başardım.
I did not! - All right, ladies, stop it.
- Pekâlâ bayanlar, durun.
Well, if he did, he's not telling us about it.
Eğer öyle yaptıysa da bize bu konuda bir şey söylemeyecek.
That did not work when my father tried it with me.
Babam da aynısını bana yapmaya çalışmış ama bir işe yaramamıştı.
You think Rex did it. I'm not the kind of guy who believes in coincidences.
- Rex'in yaptığını düşünüyorsun.
You kind of did it out of order, but that does not mean that your life's over.
Bir süre sahalardan uzak kalacaksın ama bu hayatının bittiği anlamına gelmiyor.
Didn't we know? Was it there anything we did not understand?
Biliyor muydunuz Anlamadığımız bir şey var mıydı?
It was not my idea, and I did not have a choice.
Bu benim fikrim değildi ve seçme şansım yoktu.
Buckley : It was our first movie, so we did not know what it would do at that point.
İlk filmimizdi ve o noktada neler olacağını bilemiyorduk.
She did not deserve it.
Haksızlık ettim.
Not only did I wanna break your heart, I wanted to see me and Hook together, see the happiness you could never have, and ruin it again, just like my mother did.
Sadece kalbini kırmak istemedim, ayrıca Kanca'yla beni birlikte görmeni ve asla sahip olamayacağın mutluluğu görmeni istedim.
More importantly, I was not able to find any "heat" because it's more of a concept, but we did find these beauties.
Daha önemli olan şey, "ısıtacak" herhangi bir şey bulamadım çünkü daha çok konsept. Ama bu güzellikleri buldum.
I did. And if she knows something, she's not inclined to share it with me.
Sordum... bir şey biliyorsa da, benimle paylaşmaz.
Well, we're not sure if it was because of the virus, but, yeah, he did disappear.
Virüsten dolayı olduğundan emin değiliz ama evet kayboldu.
I did not ask you to light it.
Senden yakmanı istemedim.
Henry, please tell me you did not take evidence home and cook it.
Henry, lütfen bana delili eve götürüp pişirmediğini söyle.
That is amazing, but with all due respect, the last time you saw her, it did not seem like a good situation.
Bu harika, saygı duyuyorum fakat son görüşmemizde hiç de iyi şeyler olmadı.
Lola, did you plant it or not?
Lola, zarfı koyabildin mi?
I did not realize it was this late. What?
Geç olduğunu farketmedim Ne?
It did not go well.
- İyi geçmedi.
Did you read Terry's book about us? No. He said not to read it.
- Terry'nin bizi anlattığı kitabını okudun mu?
I did it once, and it did not go well.
Öğretici bir an.
I did not start this chain of events. Nor did I have the balls to stop it.
Bu olaylar zincirini ben başlatmadım, ve bunu durduracak yürekte ben de yoktu.
- I did not check it.
- Etmedim.
Even though Mr. Cha argued that it was a simple counting mistake and that his termination wasn't fair, the company did not accept his pleas.
Bay Cha bu durumun bir hata olduğuyla ilgili konuşsa bile işten çıkarılması adil değildi ve şirket onun özrünü kabul etmedi.
Thou canst not say that I did it.
Söyleyemezsin benim yaptığımı!
It shows the Nazis did not trully succed in killing her.
"Nazilerin onu öldürmeyi tam başaramadığını gösteriyor".
Not only did it change everything, it saved my life.
Bu her şeyi değiştirmekle kalmadı, benim hayatımı da kurtardı.
The doctor prescribed all sorts of sleeping pills and anti-anxiety medications, but it did not help.
Doktorun yazdığı uyku ilacı ve anti-anksiyete ilaçları fayda etmedi.
Regrettably, it did not.
Ne yazık ki vermedi.
Hey, I think that you came back here for a reason whether you knew it or not and I think you did.
Bilsen de bilmesen de bence buraya bir sebepten ötürü geldin. - Bence biliyordun.
And don't think me holding on to you naked meant anything, because it, you know'did not.
Çıplakken seni tutmamın da bir anlamı olduğunu sanma, çünkü yoktu.
While the world may not know what you did to save it... The men and the women in this room do.
Dünyayı kurtarmak için yaptıklarınızı halk bilmiyor olabilir... ama bu odadaki insanlar biliyor.
I did not see it coming.
Geldiğini görmedim.
No, it did not.
Hayır, geçmedi.
But that did not stop him from looking for it every year.
Ama bu, her yıl onu aramasına mani olmadı.
Uh, fortunately for me, it did not.
Çok şükür olmadı.
Three years ago my dad left her, and she did not handle it well.
Üç yıl önce babam onu terk etti ve bunu pek kaldıramadı.
You did not create this technology and yet you presume to tell me how to use it.
Sen bu teknolojiyi yaratmadı Ve henüz nasıl kullanılacağını söyle haddime.
- I don't know, but it did not sound good.
- Bilmiyorum ama kulağa hoş gelmiyor.
I'm actually more concerned about tetanus because the machete had a bit of rust on it, and I did not see the doctor give me a shot.
Açıkçası tetanozdan daha çok korkuyorum çünkü pala biraz paslanmıştı ve doktorun bana aşı yaptığını görmedim.
It did not work!
İşe yaramadı!
I did not choose it!
Bu hayatı ben seçmedim!
Did a little drama nerd tell you not to touch it?
Küçük bir tiyatro enteli sana onu ellememeni mi söyledi?
But, man, with all the travelling you and I did for this deal... I started not doing it anymore.
Ama bu anlaşma için çıktığımız onca seyahatten sonra... artık koşmamaya başladım.
I thought he was a condescending, sexist know-it-all who did not seem to get what we do at all. And, honestly, I think he would run our business in a completely inorganic way that would lose us all the customers we have killed ourselves to get.
onun cinsiyetçi, küçümseyici ve bilmiş olduğunu düşünüyorum bizim bu kadar yaptıklarımızı anlayabilecek birine benzemiyordu ve dürüstçe, onun bizim işimizi tamamen inorganik bir yolla yapacağını düşünüyorum buda tüm müşterilerimizi kaybettirir kendimizi öldürmüş oluruz.
Did not like it worked infiltrated?
Sana söylemedimi aynı takımda olduğumuzu?
I can do what you did on TV. It's not that hard.
Televizyonda yaptığını ben de yaparım.
Aha. Man, how did you not know it was the cookies?
Kurabiyelerden olduğunu nasıl anlamadın ya?
Yasuko and Beck, did not make it back to camp.
Yasuko ve Beck... kampa geri dönemedi.
( janis ) I obviously did not think that deeply of it.
Açıkçası bunun üzerinde çok da durmamıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]