Either way translate Turkish
5,174 parallel translation
Let's go either way.
İki taraftan da gidin.
Either way you're the right Ryan for me.
Öyle ya da böyle benim için doğru Ryan, sensin.
Although, something tells me the two are unrelated. Either way, she's North Dakota trash through and through and far beneath a gentleman such as myself.
Büyük ihtimal kız Kuzey Dakota çöplüğünden ve benim gibi bir beyefendinin çok ama çok uzağında biri.
Either way, I'd rather stay in this barren wasteland of a state than spend one more minute with that filth.
O pislikle bir dakika daha geçirmek yerine bu çorak eyalette kalmayı yeğlerim.
Either way, we need to prepare.
Her iki halde de, hazırlanmalıyız.
Either way, mazel tov.
Her türlü mazel tov.
Perfectly happy either way, eh, Hoppy? Yes.
- Her halükarda kusursuz mutluluk değil mi Zıpzıp?
Either way, it doesn't seem right for you to blame me.
Her şıkta, beni suçlaman adil değil.
Doesn't matter to me'cause Imma be fucking her either way.
Benim için hava hoş, nasıl olsa ona takacağım.
Either way, he's gonna need a surgical consult.
Öyle ya da böyle, cerrahi danışmanlığa ihtiyacı var.
Not that I see that it matters much either way.
Her halükârda ikisini de çok önemli görmüyorum.
Either way, it doesn't hurt your chances in 2016.
Her halükarda 2016 adaylığı için sana bir zararım dokunmaz.
All right, man, either way.
- Tamam, her iki şekilde de olur.
- You'll miss either way.
- Her durumda ıskalayacaksın.
Either way, if divorce was the cover, why keep the photo?
Her halükarda boşanma olayı sahteyse, neden fotoğrafı saklıyor?
Either way I'm going back there... so you might as well make it easier for yourself and just let me in.
Her iki durumda da kulise girerim... bu yüzden işi yokuşa sürme ve beni içeri al.
Either way, did you sleep with him?
Her neyse, onunla yattın mı?
Well, either way, I'm sorry.
- Yine de üzüldüm.
And you just get fucked over either way, no matter what you do.
Belki de, nereden bakarsan bak.. ... her şekilde sikilmişsindir.
- Could have gone either way.
- Her iki şekilde de sonuçlanabilirdi.
Either way, I lose Vincent.
- Her şekilde Vincent'i kaybederim.
I think the second and the fifth rounds could have gone either way.
Tüm gece işe yaracak, sana söz veriyorum. Bence ikinci ve beşinci iki tarafa da gidebilir.
I would come either way.
Nasılsa ben hep gelirim.
Either way, he wins. Right?
İki türlü de o kazanıyor, değil mi?
Either way, this has to be resolved before they get back.
Her hâlükârda, bu iş onlar dönmeden çözülmeli.
Either way, I don't want it.
Fark etmiyor da. İstemiyorum.
Look, either way, this shit is hot!
Bak ne olursa olsun bu şey muhteşem.
Either way... You don't need him.
Öyle bile olsa ona ihtiyacın yok.
Either way, you don't leave. You stay.
Her halükarda, başka bir yere gitmezsin.
Either way, that girl is evidence.
Her şekilde, bu kız bir kanıt.
Well, either way, it's been a long time.
Peki, neyse, uzun zaman oldu.
Either way, I want you to know that... I'm aware of how difficult I can be.
İki türlü de bilesin ki bazen ne kadar zor olabileceğimin farkındayım.
The pay is the same either way, right?
Öyle de böyle de ücretini alacaksın değil mi?
We'll let you know either way.
Sonuç ne olursa olsun bilgi vereceğiz.
Either way.
Her şekil işte.
Well, either way you win, Deputy.
Her şekilde sen kazanıyorsun, yardımcı.
Either way, I'm surprisingly delighted with your ways of assassination, Okuda.
Diğer bir yandan şaşırtıcı şekilde suikast yönteminden memnun kaldım, Okuda.
I think it sounded nice either way.
Her türlü kulağa hoş geliyor bence.
Well, either way, he's in.
Öyle ya da böyle girmiş işte.
Now, we can either do this the easy way... or the hard way.
Şimdi, ya bunu kolay yoldan... ya da zor yoldan yaparız.
So either you block it, slip it or get out of the way.
Ya blokla, ya sıyrıl, ya da önünden çekil. Hadi.
It's not like I went out of the way to do anything, either.
Ben de bir şey yapmak için çaba harcadım denemez. Yani...
And you shouldn't want to live that way, either.
Sen de bu şekilde yaşamamalısın.
But they are either dead or lost in the way that Mike Webster was lost.
Ya öldüler ya da Mike Webster gibi akıllarını kaybettiler.
Either way there's no deal.
Anlaşma falan yok.
When you're at the bottom, you're either in the way, or you don't even exist.
En altta veya bir üzerinde de olsanız bir hiçsiniz demektir.
- I don't want to fight you, either, but that's how we do it unless you see another way, Chayton.
- Ben de seninle kavga etmek istemiyorum ama başka bir yol bilmiyorsan bizim işleri halletme şeklimiz budur Chayton.
You're either on our side or you're in our way.
Ya bizim yanımızdasınızdır ya da yolumuzda.
That and and the way they were dressed leads me to believe that they were either homeless or drifters.
Bu ve giyinme şekillerine bakılırsa.. ... ya evsizler yada avare tipler.
There is no way either of us are gonna walk out of there thinking it's okay to punish the victim of a hate crime.
İkimizden birini oradan bir kurbanı nefret suçundan cezalandırmamızı düşündürerek çıkaracak hiçbir şey yok.
Either way, thank you.
Her halükarda, teşekkürler.
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
way out 21
way tie 16
wayward pines 19
way i see it 33
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
way out 21
way tie 16
wayward pines 19
way i see it 33