Either one translate Turkish
3,036 parallel translation
Well, either one of you framed Bret Stiles...
Ya içinizden birisi Bret Stiles'a komplo kurdu...
Will you teach her how important it is to be a wife AND a mother, and not treat either one as more important?
Bir eş ve anne olmanın ne kadar önemli olduğunu ve yalnız biriymiş gibi davranmamanın daha önemli olduğunu da öğretecek misin?
Well, either one of those is a burn phone or he was really in the dark about call waiting.
Ya bu iki telefondan biri kullan at telefon ya da arama bekletme konusunda oldukça karanlıktaymış.
We couldn't n'ack either one of them down.
İkisini de bulamadık.
It wasn't triggered by either one of us.
Herhangi birimizin tetiklemesiyle olmamıştı.
- Yes, I do. Well, you better be right because if either one of us picks up the phone right now, we'll be the ones who caved.
Haklı çıksan iyi olur çünkü hangimiz telefon edersek pes eden de o olacak.
There's not a damn thing I can do to fix either one of them.
İkisini de iyileştirebilmek için yapabileceğim hiçbir şey yok.
A Grimm on the other side isn't good for either one of us.
- Senin için de önemli. Karşı tarafta bir Grimm olması ikimiz için de iyi olmaz.
I'm not sure that this is the right direction for either one of us.
Bunun ikimiz için de dogru bir yol oldugundan emin degilim.
For either one of you.
İkiniz için de.
Technically, it's either one or the other.
Hayır. Teknik olarak ya biri olur ya da diğeri.
I've never trusted either one of those Porter boys. Oh, you don't trust anyone.
Ben o Porter erkeklerinin ikisine de hiç güvenmemiştim.
You're either one or the other.
Ya birisindir ya diğeri.
There's no way I could ever explain either one of them.
İkisini de imkanı yok izah edemem sana.
No, actually, I-I haven't met either one of these girls.
Hayır, aslında ikisiyle de hiç tanışmadım.
And we've been planning our wedding for two years because I'm not really sure either one of us is ready to commit.
Düğünümüzü 2 yıldır planlıyoruz çünkü ne benim ne onun buna hazır olduğundan emin değilim.
No debts for either one of us.
İkimizin de borcu yok.
So far, we can't verify either one of them.
- Şimdilik ikisini de doğrulayamıyoruz.
It's just, I don't think that we have to lose either one of them.
Ben, birini kaybetmek zorunda olduğumuzu düşünmüyorum.
With either one of you.
İkinizle de konuşmuyorum bunu.
I've never met either one of you.
Hiçbirinizle daha önce karşılaşmadım.
I don't think Jax seeing you would suit either one of you right now.
Jax'in seni şu an görmesi ikiniz için de uygun olmaz bence.
Let's hope Nikita hasn't put a bullet in either one yet.
Umalım da Nikita o iki yere de bir kurşun sıkmamış olsun.
Okay, this is not doing either one of us any good.
Tamam, bu ikimize de yarar sağlamıyor.
You don't want me but no-one else can have me either?
Sen beni istemiyorsun ama hiç kimse de bana sahip olamaz, öyle mi?
It's either the wife or the girlfriend of one of your clients.
Müşterilerinden birinin karısı veya sevgilisi galiba.
Because no one has made money till date by either reading or teaching textbooks...
Çünkü kimse ders kitaplarını okuyarak ya da öğreterek para kazanamaz.
Both roads lead to Charleston, Captain, but we don't know if either are safe, so you want to just pick one?
İki yol da Charleston'a çıkıyor, Yüzbaşı. Ama hangisinin daha güvenli olduğunu bilmiyoruz. Hangisini seçmek istersin?
Name any meme from the last about 6 years and I'll bet you, either it's first posting ever, was on 4chan or at least one of it's earliest revisions that became what it was, was on 4chan.
6 yıl içinde yapılmış her caps için iddiaya girerimki. Ya ilk olarak 4chan'de yayınlanmıştır. Yada onun ilk versiyonları 4chan'de yayınlanmıştır.
Check the second shelf in yöur cupboard it's safely tucked away under yöur pyjamas so that no one reads it... I didn't read it either.
Dolabındaki rafa tekrar bak pijamalarının orada biryere sıkışmıştır yani onu kimse okumadı... Ben de okumadım
But not one of them can decide on either the illness or a cure.
Ne hastalığın sebebini buluyorlar, ne hastalığı buluyorlar.
Well, from the looks of it, you're gonna need one either way, Shelby.
Her türlü bir taneye ihtiyacı var gibi görünüyor, Shelby.
Well, you cat saything about this one either.
Pekala, bu konuda hiçbir şey çaktırmıyorsun.
Well, either Fred is one vicious Beagle or this mystery has just deepened.
Peki, o zaman ya Fred kötü bir Beagle yada bu iş daha gizemli olmaya başladı.
She's not like one of your revenants but she's not real either.
Onu görüp duruyorum. Hortlaklarından biri gibi değil lakin, etten kemikten de değil.
One goes on either side, down by her feet.
Diğeri öbür tarafta, ayak hizasında.
It was either that or cook one of your frittatas, Danny.
Ya gaz bombası atacaktım ya da senin frittatalarından.
Edek's wife, the kid's mother, lives with them, but I never saw them speaking to one another either.
Edek'in karısı, yani çocukların annesi onlarla yaşıyor. Ama onları birbirleriyle bile konuşurken görmüşlüğüm yok.
Second of all, I actually don't have many one-night stands either.
Ayrıca benim de o kadar çok tek gecelik ilişkim olmaz zaten.
- This one, either.
- Bunda da yok.
Right, so they either knew each other, or one was trying to steal the car from the other?
- Yani ya birbirlerini tanıyorlar... -... ya da biri ötekinden çaldı.
He thought the boyfriend was one, too, but I'm not sure he did it, either.
Kızın sevgilisinin de öyle olduğunu sanıyordu ama onun yaptığından da emin değilim.
I didn't get to drive that one either!
- Bir kez bile kullanamadım.
And if they find even one of these pills in either of our apartments, I could go to jail for the rest of my life.
Eğer bu haplardan tek bir tanesini bile bizim dairelerimizde bulurlarsa ömür boyu hapse girebilirim.
I can either arrest you now... murder one with special circumstances and you can explain yourself in open court while a jury decides whether or not to put a needle in your arm... or I can call a lawyer, work with him on your statement of facts, and we can wrap this up today.
Şimdi ya seni hafifletici nedenlerle birinci derece cinayetten tutuklarım derdini mahkemede anlatırsın, idam edilip edilmeyeceğine jüri karar verir ya da bir avukat çağırırım, onunla ifadeni hazırlarsın ve bu işi bugün bitiririz.
This one either.
Bu adam da değil.
I don't need you either. You're not the only one with a new partner.
Farklı bir dans partneriyle gelen tek sen değilsin.
So either my new partner's dirty or my old one's paranoid.
Yani ya yeni ortağım pis işlere bulaşmış ya da eski ortağım paranoyak.
No one was hurt by that one either.
- Onda da kimse zarar görmedi.
Either we read to her ourselves from the holy books to take the evil one out of her.
Ya da içindeki şeytanı çıkarmak İncil'den dualar okuyacağız.
Only one will make it to the olympics. Either Sokolova or Kaširina.
Milli takıma tek kişi alınacak, ya Sokolova ya da Koşelina.
either one of you 16
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33