English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Feel like

Feel like translate Turkish

35,737 parallel translation
I feel like we are so... connected.
Öyleyiz gibi hissediyorum. Birbirimize bağlı.
I feel like I need a shower.
- Duş almam gerek.
Look, don't feel like you owe me, okay?
- Kendini bana borçlu hissetme, tamam mı?
I feel like corporate meat.
Kendimi satılmış gibi hissediyorum.
I just, feel like I could be doing more, you know.
Şey, yani bundan daha fazlasını yapabileceğime inanıyorum.
And if you died... I feel like that's on me.
Eğer sen ölseydin suçlusu ben olurdum.
I feel like I can get this.
Bunu alabileceğimi hissediyorum.
I don't know, it's like I feel like I'm being crushed and then... like, then next I'm falling 1,000 feet from the sky.
Bilmiyorum, eziliyormuş gibi hissediyorum sonra da 300 metreden aşağı düşüyor gibi oluyorum.
I just feel like I know this town.
Sanki bu kasabayı biliyorum.
I wake up and I feel like I'm still in a dream.
Uyanıyorum ve hâlâ bir rüyadaymış gibi hissediyorum.
But under those masks, you're going to need to feel like you're 20.
Ama o maskelerin altında kendinizi 20'ymiş gibi hissetmelisiniz.
I mean, I feel like a raccoon caught in a bear trap with one leg stuck.
Ayı kapanına bir bacağını kıstırmış rakun gibi hissediyorum.
I feel like a fool.
Şapşal gibi hissediyorum.
You feel like a child again. So.
İnsan kendini tekrar çocuk gibi hissediyor.
Sometimes you feel like a baby.
İnsan bazen bebek gibi hissediyor.
I like to feel like an adult.
Yetişkin gibi hissetmek hoşuma gidiyor.
- I feel like I have...
- Lanet olsun, sanki şey var gibi...
I feel like you're secretly happy...
Gizlice mutlu olduğunuzu hissediyorum...
I didn't feel like it.
Canım istemedi.
I feel like all scorpions are probably dangerous.
Bence muhtemelen tüm akrepler tehlikelidir.
Paul, I feel like you do this to me all the time.
Paul, her seferinde aynı şeyi yapıyorsun.
But for some reason, I feel like you're not.
Ama bir sebepten dolayı, hissetmiyormuşsun gibi hissediyorum.
Well, I feel like I'm about to explode, we're definitely gonna be late to school, and I'm on my fourth hairdo for the talent show.
Patlamak üzereymişim gibi hissediyorum, kesinlikle okula geç kalacağız, Ve yetenek gösterisi için dördüncü saçımı üzerindeyim.
And I just feel like watching you!
Ve ben seni izlemekten başka hiçbir şey yapamıyorum.
I sure as hell feel like mine are coming true.
Benimkinin gerçek olmaya başladığına inanıyorum.
It's also really nice to come over here and not feel like I'm walking on eggshells.
Ayrıca bir pot kıracağım diye korkmadan burada olabilmek güzel.
But I just feel like it's him making these calls.
Ama bu aramaları yapan oymuş gibi geliyor.
My dad had a way of making me feel like everything was my fault.
Babam, bana her şey benim suçummuş gibi hissettirmeyebilirdi.
I feel like I've been pretty cool about this whole thing.
Bütün bu olayla karşısında soğukkanlılığımı korudum.
Well, I just feel like I'm part of a family now.
Artık bir ailenin parçasıymış gibi hissediyorum.
I feel like I'm losing my mind or something.
Aklımı kaybediyormuş gibi... veya öyle bir şeyler...
I feel like I need to spend more time with Cora so I decided to take the day off.
Cora ile daha fazla vakit geçirmem gerektiğini düşündüm. Bu yüzden izin almaya karar verdim.
which is still missing, by the way, in case you feel like applying yourself to something practical.
Hala işe yarar bir şey yapmak istersen onu bulabilirsin.
I feel like I'm all out of ideas all right, let me think oh, you know what I do what?
Yani tüm fikirlerim tükenmiş gibi Hımmm, dur bi düşüniyim aah, ne yapardım biliyor musun? - Ne
It had to be a cow couldn't feel like a dog or something that isn't 10 thousand pound.
İlla inek olmak zorunda mı? Bir köpek ya da daha hafif hayvan olamaz mıydı? - Ağzın değil ellerin çalışsın.
I feel like we need to go back out there.
Bence oraya geri dönmeliyiz.
Cause I feel like I've been bit by a spider, but I feel really good...
Çünkü bir örümcek tarafından ısırılmış gibi hissediyorum ama kendimi çok iyi...
It would look, sound, feel like her, have her personality.
Görünür, ses, kendisi gibi hisseder, kişiliğini kazanırdı.
I feel like we should run.
İçimden bir ses "Kaçın," diyor.
Well, I feel like you do care.
Umurundaymış gibi hissediyorum.
- Or if you feel like it.
- Ya da canın isterse.
[Coach K] Feel what it's like to be alive.
Yaşadığınızı hissedin.
I don't care what you feel like tomorrow.
Yarın nasıl hissedeceğin umurumda değil.
I don't know, it's like I feel I'm being crushed and the next I'm falling, like, 1,000 feet from the sky.
Bilmiyorum, eziliyormuş gibi hissediyorum. Sonra da 300 metreden aşağı düşüyor gibi oluyorum.
Why did he feel the need to write on my walls like a child?
Peki, neden bir çocuk gibi duvarıma bir şeyler karalama gereği duydu?
When I think about this week, how everything went has made my decision feel, like, almost impossible.
Bu haftanın nasıl geçtiğini düşünüyorum ve bu da karar vermeyi çok zorlaştırıyor.
But I feel so guilty, like I'm responsible for what happened to my husband and zooey.
Ama çok suçlu hissediyorum, bunun için sorumluyum Ne oldu Kocam ve hayvanat bahçesi.
Like running until I feel sick? Yes.
- Mesela kötü hissedene kadar koşmaya mı?
The castle is your home now... so feel free to go anywhere you like.
Şato, artık senin evin bu yüzden istediğin yere gitmekten çekinme.
To feel what it's like to be truly loved.
Sadece, gerçekten sevilmenin, hazzını duymak istiyorum.
I don't know what you're asking it's to risky come on, you like it.I can tell it's got that little comeback story of the year feel to it, doesn't it?
Bilemiyorum İstediğin şey çok riskli Hadi ama, hoşunuza gitti, bu kesin

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]