Find the girl translate Turkish
758 parallel translation
What did that person say they would do if you couldn't find the girl by tomorrow?
Yarına kadar o kızı bulmazsan sana ne yapacağını söyledi?
Hey, Ted did you find the girl?
Hey, Ted, kızı buldun mu?
If I found a letter like this in the street, I'd do everything in my power to find the girl who wrote it.
Caddede buna benzer bir mektup bulsaydım, onu yazan kızı bulmak için her şeyi yapardım.
Help him find the girl Who saved her love
Aşkını yağmurlu bir güne Saklamış olan kızı
Where did you find the girl?
O kızı nereden buldunuz?
You help us find the girl and you've got your rocking chair.
Sen bize kızı bulmaya yardım et de, istediğin sandalye olsun.
If you can find the girl, if she wants to go, take her. Take a dozen if you want to.
Kızı bulabilirseniz ve gelmek isterse, istediğiniz kadarını alabilirsiniz.
Where did you find the girl?
O kızı nereden buldun?
I want to find the girl.
kızı bulmak istiyorum.
So I can't find the girl, which I was joking.
Bu şakayı.. .. yaptığım kızı.. bulamıyordum.
Her family's big socially, and doesn't want any publicity, so they asked us to find the girl.
Ailesi tanınmış birileri olduğu için olayın duyulmasını istemedi. Bizden kızlarını bulmamızı istediler.
We find the girl.
- Kızı bulalım.
Find the girl, hypnotize her and prove to yourself whether or not it was a trick.
Kızı bul, hipnotize et, numara olup olmadığını kanıtla.
Can you go and find what the girl in the wheelchair is doing?
Gidip bulabilirmisin tekerlekli sandalyedeki kız ne yapıyor?
We must find that girl in the picture.
Bu kadını bulmalıyız.
Didn't I tell you to find out what that girl wants the most?
O kızın en çok ne istediğini bulmanı söylemedim mi?
Hoping to find money for the girl, all þehr the ride begins.
Kız için para bulmak umuduyla, bütün şehri gezmeye başlar.
And what about us, if we had a fiancee and they sent us to the Pacific? Huh? And if your girl were to find another man?
Bir nişanlısı var Pasifik'e gönderilen.
I went to a great deal of trouble Believe me, it wasn't easy but I managed to find out who the girl was.
Çok büyük zahmetlere girdim - İnan bana, hiç kolay olmadı ama kızın kim olduğunu öğrenmeyi başardım.
- When I think what I've gone through... trying to find a girl who all the time was in your desk drawer, I could scream.
- Bunca zaman resmi çekmecende duran bir kızı bulmak için ne kadar uğraştığımı düşündükçe, delirebilirim.
" If you'll go around the corner, you'll find a girl.
"Eğer şu köşeye gidersen bir kız bulacaksın."
Anywhere. But find them, especially the girl.
Heryere.Ama bul onu, özellikle de kızı.
If you find the right girl, it's okay.
Doğru kızı bulursan mesele yok.
You're the prettiest girl people find a husband.
Sen güzel bir kızsın rahat koca bulursun.
It is not necessary, but if find a pretty girl, the stop and talk to her.
Bu gerekli değil, ama eğer güzel bir kız olursa.. .. durdur ve onunla konuş. Görev gereği..
What'd you find out about the girl?
Kız hakkında neler buldun?
Most of the time I'm with a girl I... I can't find a word to say.
Kızlarla olduğumda genellikle söyleyecek tek kelime bulamam.
You'll see, Anders will soon get that thought out of his head and we'll easily find the right girl, who will...
Göreceksin, Anders yakında bu düşüncesinden vazgeçecek ve... kolayca doğru kızı bulacak.
Why, you don't know what a relief it is to find a girl who thinks the way I do.
Neden ki? Bir kızın benim yolumdan gitmesi beni çok rahatlattı.
I know it used to be the custom when a girl was disappointed in love, that you shipped her off to Europe to find somebody else.
Bir kız aşkta umduğunu bulamayınca bir başkasını bulsun diye Avrupa'ya göndermenin adet olduğunu biliyorum.
I can't take any girl you find on the street.
Sokakta bulduğunuz herhangi birisini işe alamam ama.
We're gonna find out nobody even knew the murdered girl.
Bu gidişle, öldürülen kadını tanıyan birini bulamayacağız.
You'll find the right kind of girl Joe.
Uygun bir kız bulursun Joe.
Surprising not to find you in the arms of some girl.
Sizi, kızların kolları arasında bulamamam ne kadar şaşırtıcı.
I've asked them to help me find Karen's father. Yes, the girl.
- Karen'ın babasını bulmak için yardım istedim.
I expect we'll find the little girl inside.
Küçük kızı içeride bulacağımızı sanıyorum.
You mean... I don't need to go look for the girl I'm supposed to find.
Yani diyorsun ki, bulmakla yükümlü olduğum kızı bulmak zorunda değilim.
With a little help from the right saint, I'll find a young girl.
Ermişlerden birinin yardımıyla genç bir kız bulurum.
- Let's go and find the wicked girl.
- Gidip bulalım şu namussuz karıyı.
I eat with a fork, and you've made me into a man of the most delicate sensibilities and now if you really love me you should find me a beautiful well-bred girl to give me a little polish.
Çatalla yiyorum, Ve sen beni çok hassas, nazik, bir erkeğe dönüştürdün. Ve şimdi beni gerçekten seviyorsan... beni biraz daha parlatmak istiyorsan, bana güzel yetişmiş bir kız bulmalısın.
It mentioned the girl, and I wanted to come here to find out if he had anything to do with Hugh's death.
Kızdan söz ediyordu, ve ben de Hugh'nun ölümüyle bir ilgisi olup olmadığını ortaya çıkarmak için gelmek istedim.
I find the death of Dr Vicas more interesting than the girl in the car
Dr. Vicas'ın ölümünü, arabadaki kızın ölümünden çok daha ilginç buluyorum.
But the poor girl will never find a husband!
Zavallı kız asla koca bulamayacak!
Get him back in the chair and find that girl.
Onu koltuğa oturt ve kızı bul.
You'll find out that ship's captains are already married, girl. To their vessels. You'd find that out the first time you came between him and the ship.
Gemi kaptanları zaten evlilerdir, gemileriyle.
My girl keeps talking about some beauty queen and I think, she is young, you know, inexperienced, somebody might get the better of her, so I came to ask... to see... well, just to find out what it's all about.
Kızım yarışmadan bahsetti ama,... o çok genç, yani deneyimsiz, birisi ona göz kulak olsa iyi olur, ben de burada ne yaptığınızı görmek ve olan biteni anlamak için geldim.
You know... a tree can blossom in the middle of a busy city... but a young girl needs privacy... and she hasn't been able to find it at home.
Bilirsiniz bir ağaç, işlek bir şehrin göbeğinde çiçek açabilir. Ama genç bir kız yalnızlığa ihtiyaç duyar. O, bunu evde bulamamış.
You'll find it in the girl's box room.
Görevlinin bekleme odasında bulabilirsin.
When you've finished, telephone every student in my 11 : 00 class until you find someone who remembers the name of the girl I hypnotized by mistake this morning and...
O bitince bu sabah yanlışlıkla hipnotize ettiğim kızın adını anımsayan birini bulana kadar sabah sınıfımdaki bütün öğrencileri arayın.
By the time we finish, you may find yourself not only not an abnormal girl, but one of the few genuinely normal people on Earth.
İşimiz bittiğinde yalnız anormal bir kız olmadığını değil, dünyadaki birkaç gerçekten normal kişiden biri olduğunu görebilirsin.
You know the girl you asked me to find?
Benden bulmamı istediğin kızı hatırlıyor musun?
find them 193
find the defendant 21
the girl 422
the girlfriend 25
the girls 158
girl 5298
girls 4202
girlfriend 1187
girly 48
girls' night out 16
find the defendant 21
the girl 422
the girlfriend 25
the girls 158
girl 5298
girls 4202
girlfriend 1187
girly 48
girls' night out 16
girlie 124
girl power 27
girls' night 20
girlfriends 145
girl talk 30
girl stuff 27
girls laugh 17
girls laughing 18
girl trouble 22
girl this time you're all alone 21
girl power 27
girls' night 20
girlfriends 145
girl talk 30
girl stuff 27
girls laugh 17
girls laughing 18
girl trouble 22
girl this time you're all alone 21
find me 83
find it 240
find her 251
find him 471
find out 171
find someone 16
find you 17
find us 16
find what 27
find me something 16
find it 240
find her 251
find him 471
find out 171
find someone 16
find you 17
find us 16
find what 27
find me something 16