English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Follow her

Follow her translate Turkish

2,059 parallel translation
I'm going to follow her on the boat.
Onu tekneyle takip edeceğim.
- And you don't follow her anymore?
- Evet. - Ve artık etmiyorsunuz?
What you need to do is follow her around for two days making snorting sounds.
Tek yapmanız gereken, iki gün yanından ayrılmayıp homurtulu sesler çıkarmak.
Follow her!
Onu takip edin!
So, why don't you follow her into the office
Peki, neden onun peşinden gitmiyorsun?
Follow her lead, anticipate her desires then fulfill them.
Dediklerini yap. İsteklerini sez ve yerine getir. İştahlıca.
If you're so paranoid, follow her.
Eğer fazlasıyla paranoyaksan, onu takip et.
Newscaster 1 : Her only comment was she was going to follow her heart.
Yıldızın tek yorumu, yüreğinin sesini dinleyeceğini söylemesi oldu.
I bet they don't follow her in there.
Oraya kadar da izlemezler herhalde!
Follow her.
Takip edin.
Did you follow her or the clues in her research?
Onu mu yoksa araştırmasındaki izleri mi takip ettin?
You will follow her every order.
Onun her emrine uyacaksınız.
I'd follow her in the hallways,
Kadını koridorlarda takip ediyordum,
So, I decided to follow her.
Ben de onu takip etmeye karar verdim.
Um, I should follow her, because I do not want her to spill on my pleather leggings.
Onu takip etmeliyim deri taytımın üzerine bir şeyler dökmesini istemiyorum.
Follow her.
Onu takip et.
why don't you follow her on down to Your big new corner office...
Neden yeni ofisine kadar onu takip etmiyorsun?
Follow her! Quick!
Hemen onu takip et!
Chaos and sadness will follow her for the rest of her life.
Karmaşa ve üzüntü onu tüm yaşamı boyunca izleyecek.
Why did we have to follow her?
Neden onu takip ediyoruz? Geçen Şükran Günü'nde onu yeni kocası,... ve hamile bir şekilde görmüştüm. Üzgünüm.
I'll tell you... when I'm sure to find my children, I'll follow you anywhere.
Bak ne diyeceğim çocuklarıma tekrar kavuşacağımdan emin olayım senin peşinden her yere gelirim.
Follow him, then forcing to you, where you want.
Onu takip, etmezseniz o sizi gitmek istediği her yere sürükler.
Surely goodness and mercy follow me all the days of my life
Kesinlike inanç ve merhabet hayatımın her günü, her an beni takip eder
I'll bear her no more sticks but follow thee thou wondrous man
Odun modun yok artık ona seninle geliyorum ben ey harika insan!
And when you follow Emma, how... how often do you actually see her?
Peki onu takip ederken ne kadar sıklıkla görüşüyordunuz?
"The path you can follow is not the real path at all."
"Takip ettiğin her yol gerçek değildir." degil mi?
I'd follow him anywhere.
Onunla her yere giderim.
That night, they came to take me, so that I would follow you to Germany, to report your every move, who you saw.
Bir gece beni senin peşinden Almanya'ya göndermek için geldiler. Her adımını, görüştüğün herkesi onlara raporlamamı istediler.
Every call Laitanan made is a solid lead that we can follow up, and that's because of you.
Laitanan'ın yaptığı her arama, takip edebileceğimiz bir ipucuna ulaştırıyor ve bu da senin sayende oldu.
Why does the Maulana follow Kasuri wher ever he goes?
Neden Maulana Kasuri'yi gittigi her yerde takip ediyor?
Follow every order no matter how stupid, refuse to
Ne kadar aptalca olursa olsun, her emir uyguluyorum. Derimin altına girmesini reddediyorum.
So you'll follow orders as long as I explain everything beforehand?
Yani emirlerime her şeyi önceden anlattığım takdirde mi uyuyorsun?
"l will follow you everywhere.. like your shadow."
Her yerde senin peşinde olacağım, gölgen gibi.
We have people everywhere. lf you don't act follow the plan, you'll see what happens.
Biliyorsun, her yerde adamlarımız var. Plana uygun hareket etmezsen neler olur onu da biliyorsun.
My dad pushed her so hard to follow in my footsteps. She didn't even want to run.
Babam benim izimde yürümesi için onu çok zorladı.
Either way, they knew where he lived, so it wasn't a follow home.
Her şekilde adresini biliyorlardı, demek ki takip etmediler.
"... will follow the defaulter and his or her brood until its soul of an infant is collected. "
"... çocuğun ruhunu alana dek borçluyu ve yanındakileri izler. "
Whoever shot him couldn't follow him here.
Onu her kim vurduysa, buraya kadar takip edemez.
And then be told, " don't follow your instincts.
Her ne olursa olsun oyun kitabına göre hareket edeceksin. "
Especially since that memo came out saying people have to follow memos. This one is gonna cause potty-mouth chaos.
Kayıtların takip edilebileceğini söyleyen kuraldan sonra... bu uygulama her şeyi karıştıracaktır.
Why did you not follow my order to kill her that time?
Sana, onu öldürmeni emrettiğimde neden işini bitirmedin?
Follow her.
Bayana yolu göster.
I follow his minute-by-minute blog posts, and I text him every day.
Blog iletilerini dakika dakika izliyorum ve ona her gün mesaj çekiyorum.
Look, if you follow me, I'll kill her!
Eğer takip ederseniz onu öldürürüm!
All right, follow up on her tox screen results and talk to her fiancé.
Tamam, toksikoloji sonuçlarını izle ve nişanlısıyla konuş.
Well, the Rodgers women always follow their hearts.
Rodgerlar'ın kadınları her zaman kalplerinin sesini dinler.
I jumped off, I wanted her to follow me.
Suya atladım, ondan beni takip etmesini istedim.
Never doubt it. You must listen to your heart and follow its path.
Her daim kalbinin sesine kulak vereceksin, onun çizdiği yoldan ilerleyeceksin.
- He said you told him to follow his gut and now he asked her out on a date to the Pie House.
Carly mi? Bunun hakkında konuştuğumuzu bilmiyordum? Ne hakkında konuştuğunuzu sanıyordun?
No one's gonna follow you around thinking everything you do is cool.
Her yaptığının harika olduğunu düşünerek artık kimse senin peşinde dolanmayacak.
Now I take the top down, take Emma for a spin, she doesn't even care if her hair gets messed up. You follow me?
Şimdi ise üstünü açıp, Emma'yı dolaştırıyorum ve saçlarının dağılmasını bile umursamıyor artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]