Following translate Turkish
15,712 parallel translation
I'm not too sure if Jung Chae-San is following along this time around.
Jung Chae San'ın gidip gitmeyeceğini bilemiyorum.
But Jung Chae-san is the most important now, and you said you're not sure if Jung Chae-san is following. For that, based on my informant, Kim Woo-jin, Yun Gye-soon are operating as a group, moving and meeting at Andong.
Aldığım istihbarata göre Kim Woo Jin ile Yun Gye Soon iki ayrı ekibe eşlik edip Andong'da tekrar buluşacaklar.
You following'me?
Beni mi izliyorsun?
You following me?
- Beni mi takip ediyorsun?
- He's following us.
- Bizi takip ediyor.
He's not following.
Takip etmiyor.
I thought someone was following me.
Birinin beni takip ettiğini düşünüyordum.
Following a paper trail in the digital age is not so easy.
Bir kağıdın izini sürmek, dijital çağda o kadar da kolay değildir.
I'd love nothing more than for your father to join us, but your father is following his own path, as he always does.
- Babanın bize katılmasını çok isterim ama o kendi bildiği yolda ilerliyor. Her zaman yaptığı gibi.
Mother, I'll do the following,
Anne, şöyle yapacağım.
I've been following some of your work for some time.
Uzun süredir çalışmalarınızı takip ediyorum.
Sounds like someone doesn't want us following him.
Birileri onu izlememizi istemiyor gibi.
I have this feeling someone's following me.
- Birilerinin beni izlediğini düşünüyorum.
I suppose Alec is just following his duty.
Alec emirlerine uyuyor galiba.
Not everyone gets the luxury of following their heart.
Herkes kalbinin dediğine uyma lüksüne sahip değildir.
- Look... you were just following Camille's orders.
- Bak Camille'nin emirlerini uyguluyordun.
If this is the deer trail we've been following, and this is the fire road, then we're- -
İzlediğimiz yol, geyik yoluysa ve bu da yangın yoluysa o hâlde...
She asked me to read the following statement.
Benden şu açıklamayı okumamı rica etti.
Salazar will be our star witness for the following 10 years.
Salazar on yıl tähtitodistajamme olacaktır.
Oh, I'm sure that intern's just following the DA's orders.
Eminim o stajyer sadece Savcı'nın emirlerini takip ediyordu.
I was only following your rules.
Ben sadece senin kurallarını uyguluyordum.
I need you to write down the following.
Söyleyeceklerimi yazmanı istiyorum.
I've been following your case... as much as one could in this cage.
Davanı takip ediyordum en az bu kafeste bunu yapabilecek biri kadar.
I know I sound paranoid, but... there have been people following me.
Paranoyakça konuştuğumu biliyorum, ama beni izleyen insanlar oldu.
group that I've been following.
takip ettiğim şu grup var.
We've been following a script laid out by the Time Masters.
Zaman Efendileri tarafından bize verilen senaryoyu takip ediyormuşuz.
I was gonna apologize for pulling a gun on you, but apparently I was just following a script.
Sana silah çektiğim için özür dileyecektim ama görünüşe bakılırsa bir senaryoyu oynuyormuşum.
No, I don't know, I just... was following my gut, I guess.
Hayır, bilmiyorum sadece içgüdülerimi takip ediyordum sanırım.
So in the months leading up to the shooting, we were following a French drug trafficker Nikolas Aoudi.
Vurulma olayına giden aylarda Nikolas Aoudi isimli Fransız bir uyuşturucu satıcısını izliyorduk.
I assure you, Lucifer, I take no pleasure in following you around.
İnan bana Lucifer, peşinde dolaşmaktan zevk almıyorum.
True. But I didn't say anything about following.
Doğru ama peşinden gelmekle ilgili bir şey söylememiştim.
Why the hell are you following me?
Beni ne diye takip ediyorsun?
And if I catch you following me again, I'm calling the police.
Ve seni bir daha beni takip ederken yakalarsam, polisi ararım.
Well, actually, he was following Rusty.
- Aslında, Rusty'yi takip ediyordu.
Following Rusty?
- Rusty'yi takip mi ediyordu?
Gary was following me yesterday.
- Gary dün beni takip ediyordu. - Ne?
Tell them that I have S.I.S. following Mr. Beck trying to catch this Gary creep.
Söyle onlara, Gary denen şu sürüngeni yakalamak için, Özel İstihbarat Servisi'ne Bay Beck'i takip ettiriyorum.
If Gary is still following me, can Lieutenant Cooper just, like, shoot first and ask questions later?
Gary hala beni takip ediyorsa, Komiser Cooper önce onu vurup soruları sonra sorsa olur mu?
And you do understand that if Lieutenant Cooper spots Gary following you, you are not to get involved in the takedown.
Ve eğer Komiser Cooper, Gary'yi seni takip ederken görürse yakalama sürecine karışmayacağını anlıyorsundur. - Evet.
You're sure our target didn't make you after he gave up following Rusty?
Hedefimizin, Rusty'yi izlemeyi bıraktıktan sonra seni fark etmediğinden emin misin?
So Hickman was following her for a while.
Hickman, onu bir süredir takip ediyormuş.
The gunfight at the motel yesterday just doesn't fit the profile of our killer, and Mark Hickman was following Rachel Gray 12 years ago.
Dün motelde yaşanan silahlı kavga katilimizin profiline uymuyor. Bir de Mark Hickman 12 yıl önce Rachel Gray'i takip ediyormuş.
But you were following Rusty.
- Ama Rusty'yi takip ediyormuşsun.
Mark was never big into following the rules.
Mark kurallara uymaya hiçbir zaman meraklı olmamıştır.
He starts following Rachel.
Rachel'ı takip etmeye başladı.
Oh, one starts by following every angle, examining every clue.
İlk önce, her açıdan bakmamız, her ipucunu incelememiz gerek.
Now government goons with guns and helicopters with intra-red goggles are following me, too.
- Ne? Şimdi hükümet fedaileri silahlarıyla ve helikopterler kızıötesi gözlüklerle beni takip ediyor.
And I've been following your posts on Facebook about The Commune for years, so I had to check it out.
Ve yıllarca komün hakkında Facebook'taki yazılarınızı takip ediyordum. Kontrol etmek zorundaydım.
Following the war, Pinkerton moved to Chicago and opened the Pinkerton Detective Agency... pioneering modern investigative techniques and building massive dossiers on known criminals.
Pinkerton savaştan sonra Chicago'ya taşındı. Pinkerton Dedektiflik Bürosunu açtı. Modern araştırma tekniklerine öncülük etti ve dönemin ünlü suçlularıyla ilgili dosyalar hazırladı.
Snoky was only following orders, sir.
Skony düzenlemelerine uyulması.
In the years following the Civil War,
İç savaşı izleyen yıllar boyunca Jesse James ve kardeşi Frank birliğe karşı büyük bir mücadele sürdürmüşlerdi.
following me 22
following you 29
following orders 18
follow 201
followed 19
followers 63
follow me 2942
follow your heart 43
follow my lead 178
follow the money 43
following you 29
following orders 18
follow 201
followed 19
followers 63
follow me 2942
follow your heart 43
follow my lead 178
follow the money 43
follow us 80
follow it 35
follow the light 18
follow up 18
follow her 57
follow you 16
followed by 20
follow them 77
follow that car 24
follow my finger 18
follow it 35
follow the light 18
follow up 18
follow her 57
follow you 16
followed by 20
follow them 77
follow that car 24
follow my finger 18