For the better translate Turkish
4,108 parallel translation
It's really been a change for the better. Well, you look good.
İyi görünüyorsun.
This meeting is for people who have changed their lives for the better, Frank.
Bu toplantı hayatını daha iyi hale getiren kişiler için, Frank.
- Can't do it. For the better?
- Maalesef veremem.
People can change for the better, but who says they can't change back?
Daha iyi için, ama geri dönemezsiniz diyen Kişi değiştirebilirim?
You're worried that if you take this job, things could change, just as things have changed for the better, right?
O endişeli Bu işi kabul eğer, şey değişebilir, sadece şeyler doğru, iyiye değişti var gibi?
Okay, but for you and Jim, for the better.
Peki, ama sen ve Jim için daha iyi olacak.
for the better, if you ask me.
bana sorarsan daha iyi oldu.
Well, I hate to admit it, Lois, but over the last couple of years, this town has changed a lot, and not necessarily for the better.
Söylemek hoşuma gitmiyor Lois ama son birkaç yıldır bu şehir çok değişti. Ve iyi anlamda değil.
Sometimes something happens, something terrible avoided, but that don't mean it was for the better.
Bazen bir şey olur ve kötü bir şeyin önüne geçilir ama hayırlısı bu olduğundan değildir.
Human beings have always had the need to communicate, and the way we've done it has changed faster than we can keep up with- - but not necessarily for the better.
İnsanoğlunun iletişim kurmaya her zaman ihtiyacı vardı ve daha iyisi gerekmediği halde ayak uyduramayacağımız kadar hızlı değişiklikler yaptık.
And as for the "going to school" idea... I've got nothing better to do.
"Okula gitmek" fikrine gelirsek yapacak daha iyi bir işim yok.
"fulfilling and validating. " For example, the rapper T.I., " who wrote,'better get on yo job, tell'em.
Mesela, şöyle beste yapan rapçi T.I. : "işinize baksanız iyi olur, aynen öyle"
I'm gonna win this race, and the company will be better for it.
Yarışı kazanacağım ve şirket daha iyi olacak.
What if they are better for the kids than us?
Ya onlar çocuklar için bizden daha iyiler ise?
That spectacular young couple is definitely better for the kids, but those kids are ours, because we made them by accident.
O mükemmel genç çift çocuklar için kesinlikle daha iyi. Ama o çocuklar bizim. Çünkü onları biz yaptık kazayla.
Ain't nothing better for songwriting than when your relationship takes a bolt to the brain.
Senin ilişkinle aklımı meşgul etmektense şarkı yazmak gibisi yok.
Well, this is, believe it or not, one of the better viewpoints so... probably going to hang around here for a little while, wait till the fog clears.
Buradan aslında iyi görünür. Biraz durup sisin geçmesini bekleyeceğiz.
So much for hoping the weather was going to get better.
Havadan pek hayır yok.
You know my plan is better for the community.
Benim planımın halk için daha iyi olduğunu biliyorsunuz.
I have something better for the clients.
Müşteriler için daha iyi bir şeyim var.
The first time I made this for Penny, She said I cooked better than her own mother.
Bunu Penny'e ilk yaptığımda annesinden daha iyi yemek yaptığımı söylemişti.
The faster this gets done, the better for everyone. Oh, you got an answer for everything.
Bu iş ne kadar hızlı biterse herkes için o kadar iyi olur.
Well, I think it's better to save the gloves for when you're doing the urinals, otherwise you don't really feel the benefit.
Bence eldivenleri sidiklerle uğraşmak için saklasan iyi olur yoksa hiçbir faydasını göremezsin.
And, in order to better prepare Puype Logistics for the challenges with which it will be faced in the years, the decades to come, it is now time for this old soldier to step aside and, with the utmost confidence, hand over control to a younger man, a man with experience, appetite, vision, talent and, importantly, drive.
Önümüzdeki yıllarda karşılaşılabilecek zorlukları düşünürsek Puype Lojistik'i daha da ileri götürmek adına artık bendeniz gibi bir eski toprağın kenara çekilerek özgüveni sonsuz bir gence deneyimli, arzulu, vizyon sahibi, yetenekli ve özellikle de enerjik birine bayrağı devretme vakti gelmiştir.
! All the better for seeing you, mate!
- Seni gördüm daha iyi oldum, dostum.
So now we have to do it better and faster and for half the money?
Ee Torben? Her şeyi daha iyi ve daha çabuk ve yarı fiyatına yapmamız mı gerekiyor yine?
Thanksgiving's the wors... Oh! I heard your Thanksgiving wasn't much better than mine, so I thought we could take some time and be grateful for our real family.
Şükran Günü en köt... Duyduğuma göre Şükran Gününüz benimkinden daha iyi geçmemiş ben de biraz vakit ayırıp gerçek ailemize şükranlarımızı sunalım dedim.
If the Reach had been more forthcoming about how long ago their scarab was sent to infiltrate Earth with a beetle warrior, the Light have made the connection to the temple, and certainly would have provided better security for it.
Eğer Erişenler Böceklerinin Dünya'ya sızmak için ne kadar zaman önce gönderildiğiyle ilgili daha dürüst olsalardı Işık tapınakla ilgili bir bağlantı kurabilir ve kesinlikle daha iyi güvenlik sağlayabilirdi.
And in this job, you better damn well have that going for you, or you and your buddy's badges will end up on the wall at the academy.
Bu işte adamlarını iyi seçmen gerekir. Yoksa senin ve dostlarının sonu akademinin duvarında olur.
Better locale for the city.
Şehir için daha güzel bir mekan.
And maybe in your mind you think it's better for the centre if we don't really get along, but you hate us.
Belki kafandan anlaşamamamız merkez için daha iyi düşüncesi geçiyordur ama sen bizden nefret ediyorsun.
If you are feeling better, maybe, uh... maybe you could give Zoe a call and cover the office for her so she could go to Spring Break.
Daha iyi hissediyorsan, Belki... Belki Zoe'yi arayıp ofiste onun yerine bakabilirsin.
And what better way to spend it than commemorating the glorious words you spoke ten years ago : "for worse." Oh!
Ve 10 yıl önce söylediğin o mükemmel sözü anmaktan daha güzel ne olabilir ki "Kötü Günde."
You have put up with so much that I couldn't change so if there is ever the slightest thing I can make better for you, then I will.
Değiştiremediğim öyle şeylerime katlandın ki eğer senin için daha iyi yapacağım küçücük bir şey varsa, yapacağım.
Yeah. Well, uh, I guess the good thing about falling for Mickey Milkovich is you know you can always find someone better.
Sanirim Mickey Milkovich'e asik olmanin iyi yani her zaman daha iyi birini bulabilecek olmandir.
This is an early warning that they're coming to set up the stalls for Saturday, so we'd better have sandwiches and beer at the ready.
Cumartesi günü için tezgâhları kurmaya geleceklerini bildirmişler. Sandviç ve biraları hazır etsek iyi olur.
And the city will be a better place for it.
Bu sayede şehrimiz daha iyi bir yer olacak.
My son knows that I'm trying to make the world a better place for him.
Oğlum onun için dünyayı daha iyi bir yer yapmaya çalıştığımı biliyor.
It's better for the heat, and people don't sexualize you.
Sıcaklık açısından iyi olur ve insanlar sana cinsel açıdan bakmaz.
A chance for rapprochement, and who better than The Star to report it?
Yeniden dost olmak için bir şans. Ve bunu Star'dan daha iyi kim haber verir?
Probably could've done better for the money.
Parayla daha iyisi yapılır tabii ama...
She took it better than Hank did when I woged for him the first time.
Ona ilk kez woge yaptığımda Hank'in verdiği tepkiye kıyasla daha iyi karşıladı.
Yeah, and I bet the company that you work for likes him a whole lot better that way.
Evet, ve eminim senin çalıştığın şirket o halde olmasından çok mutludur.
Ah, and for the piece de resistance, the true heart and soul of our family home, my ever-beauteous better half, Victoria.
Yuvamızın huzuru için evimizin gerçek yüreği ve ruhu güzeller güzeli eşim, Victoria.
Thank you for the burrito and the pork rinds and the 20-minute lecture on why monster trucks are better than regular trucks.
Burrito, domuz çerezi ve neden canavar kamyonların normal kamyonlardan daha iyi olduğuna dair 20 dakikalık ders için teşekkür ederim.
Hey, the ceremony lasts for three hours, so you better go pee now. You know, your weak bladder. - You remembered.
Tören üç saat sürecek yani şimdi gidip işesen iyi olur.
And the sooner that you start to repay that debt, the better it's gonna be for everyone, including the woman who you... claim to love.
Bu borcu ne kadar çabuk ödemeye başlarsan herkes için o kadar iyi olacak sevdiğini iddia ettiğin kadın da dahil.
Better known in terror-for-pay cyber circles as the Falcon.
Paranın döndüğü siber terör çemberinde Falcon olarak bilinir.
The right to speak our mind and put our case and fight for a better future for our children!
Fikirlerimizi söylemek, davamızı savunmak ve çocuklarımız için daha iyi bir gelecek için savaşmak hakkımız!
Better for the story.
- Haber için daha iyi.
It's better for the boys.
Çocuklar için en iyisi bu.
for the love of god 422
for the record 849
for them 201
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the rest of my life 110
for the life of me 58
for the first time 465
for the greater good 31
for the record 849
for them 201
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the rest of my life 110
for the life of me 58
for the first time 465
for the greater good 31