English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / For the time being

For the time being translate Turkish

1,415 parallel translation
Just for the time being.
Sadece şimdilik.
So, for the time being, I wouldn't tell him what those codes are really for.
O yüzden şimdilik şifrelerin ne işe yaradığını ona söylemeyelim bence.
For the time being.
Şu an için.
I'd appreciate it if, uh, you kept that between the two of us for the time being.
Konuştuklarımız aramızda kalırsa, minnettar olurum.
Only for the time being.
Bitti mi? Sadece şimdilik.
Well, for the time being, consider Dr. Lewis your unofficial assistant.
Şimdilik Dr. Lewis'i gayriresmi asistanın olarak kabul et
Keep your stuff in here for the time being.
Dolabını kaybettin.Şimdilik eşyalarını buraya koyabilirsin.
Captain Archer has asked that you remain off duty for the time being.
Kaptan Archer görev dışında kalmanı istedi.
I'd like to stick to shuttlepods for the time being.
Bir süre mekiklerle idare ederim.
Look, I'm sorry but that's all the talking I can manage for the time being.
Özür dilerim ama şimdilik sadece bu kadar konuşabileceğim.
For the time being, you'll be in protective custody.
Bir süreliğine koruyucu gözaltında olacaksın.
They're probably safe for the time being.
- Muhtemelen şu anda güvendeler.
The death row is here for the time being
Şimdi geçici olarak buraya alındı.
For the time being, I shall require only women and children.
Şu an için sadece kadınları ve çocukları alabilirim.
And I want him, for the time being, held on to.
Ve şimdilik canlı kalmasını istiyorum.
You leave it somewhere safe for the time being.
Onu güvenli bir yerde bırakın.
You know where to find us, my dear, for the time being, at least.
Beni nerede bulacağını biliyorsun. En azından şimdilik.
Looks like Monica Lewinsky isn't going to get a job in New York for the time being.
Monica Lewinsky bir süre New York'ta iş bulamayacak gibi gözüküyor.
They're helping me for the time being, and I was just wondering if...
yardım edeceğini söylediler.
- They're probably safe for the time being.
- Burada kaldıkları sürece güvendeler.
At least for the time being.
En azından şimdilik.
Later, I'll be on town. For the time being.
Sabah şehre döneceğim.
For the time being.
- Henüz değil.
It's peaceful for the time being.
Şu an için huzurluyum.
And let's be discreet about this for the time being, okay?
Ve şimdilik ağzımızı sıkı tutalım, tamam mı?
That'd stop it for the time being.
Bu onu şimdilik durdurur.
Well, I think Cienfuegos has made his point so for the time being you are safe unless there's something you're not telling me.
Cienfuegos'un istediği mesajı verdiğini sanıyorum. Şimdilik güvendesiniz. Bana anlatmadığınız bir şey yoksa tabii.
Voluntarily, for the time being.
- Şimdilik evet.
Well, for the time being Jason's been stabilized.
Şu an için Jason`nın durumu dengeli.
What do you mean, "for the time being"?
"Şu an için" derken ne demek istiyorsunuz?
It won't last long, but for the time being it suits my purposes.
Bu uzun sürmez ama şu anda benim amacıma uyuyor.
And I wanted to give this back to you for the time being.
Ve bu arada bunu da sana geri vermek istiyorum.
It's best if I avoid food for the time being.
Şimdilik yemeklerden kaçınmak eniyisi.
I'm remaining at the settlement for the time being.
Şu an için yerleşkede kalacağım.
Crichton and his crew have negotiated full access to all common areas and we will acquiesce for the time being.
Crichton ve ekibi tüm genel mekanlara tam erişim istedi ve şu an için bu isteği yerine getirmek zorundayız.
The flood waters are rising, but they're safe for the time being.
Sel suları yükseliyor, ama şimdilik güvendeler.
I believe my government will agree that, for the time being, the Stargate is in the right hands.
... inanıyorum ki hükümetim Yıldız Geçidi'nin doğru ellerde olması konusunda anlaşmaya varacaktır.
Officer Russell here and Bunk Moreland are assigned to Homicide... but for the time being they'll be with us... running the port database, looking for any pattern involving contraband.
Memur Russell ve Bunk Moreland Cinayet Masası'ndan atandılar bu süre zarfında bizimle çalışacaklar ortak bir şey bulabilirmiyiz diye hep beraber bakacağız.
Avon, he out of pocket for the time being.
Avon, olayların şimdilik dışında.
Anyway, we're stuck for the time being, he knows you're in here.
Burada kapalı kaldık, senin içeride olduğunu biliyor olmalı.
Keep Cynthia happy for the time being.
Şimdilik mutlu olmasını sağla.
- Yeah, for the time being.
- Evet, şimdilik.
Only time his name pops up on the courthouse computer... is for being a state witness in Barlow's case.
Mahkeme bilgisayarında sadece bir kez Barlow'un davasında... ismi çıkmış, o da savcının şahidi olarak.
My kid is 4 years old, and for the first time today... I saw him playing with the other kids, just being a normal kid.
Oğlum dört yaşında ve bugün onu ilk defa başka çocuklarla oynayıp eğlenirken gördüm.
apparently he didn't think me having to pee all the damn time was a legitimate excuse for being late for class.
Anlaşılan şu sıralar zor zamanlar geçirmem geçerli bir mazeret değildi.
And while I'm apologizing, let me just say to the whole car how truly sorry I am for being such an insane control freak all the time.
Özür dilemeye başlamışken, arabadaki herkesten, sürekli çatlak bir kontrol manyağı gibi davrandığım için özür dilemek isterim.
- Yeah, for the time being.
- Evet, bir süreliğine.
Michael, for the first time... saw his father as a vulnerable human being.
Michael, babasını ilk kez... incinebilir bir insan olarak gördü.
[Narrator] Michael, for the first time... saw his father as a vulnerable human being.
Michael, babasını ilk kez... incinebilir bir insan olarak gördü.
If you took all the time you wasted being early for "things..."
- Erken gitmeyeceğim. Erken giderek heba ettiğin vakitleri toplasan...
I sold myself for the first time in that sacristy to avoid Enrique being expelled.
Kendimi ilk kez o odada sattım. Kendimi ilk kez o odada, Enrique'nin okuldan atılmasına engel olmak için sattım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]