Forget it then translate Turkish
360 parallel translation
Forget it then, if you don't believe me.
Ama inan bana doğruyu söylüyorum.
- Forget it then.
- unut o zaman.
Forget it then.
Gerek yok.
Forget it then.
O zaman ben de az kalırım.
Forget it then
Tamam o zaman.
If that place is going to be that picky, then just forget it.
Bu kadar pimpiriklilerse boş ver.
Mr. O'Bannon, if I whipped you up a nice fresh batch of cheesecake, would you forget to mention about Señor de Monterico? Well, it's blackmail, lady, but it's worth it. All right, then.
Wilshire Boulevard'te bol güneşli bir günde Bobby Dorfman, dayısı Phil Stern'ün ofisine gelmişti.
If all I've said doesn't mean anything to you then forget it and we'll make it just this :
Söylediklerim bir sey ifade etmiyorsa... hepsini unut ve sunu dinle.
The doctor will come from the next town, then he'll go back to his town and forget it.
Komşu kasabadan doktor gelecek, sonra kendi kasabasına dönüp bunu unutacak.
Get it all off your chest, then we can make up and forget about it.
Boşalt içini. Sonunda anlaşıp her şeyi tatlıya bağlayalım.
You just pay their bills, lend them all the money they need... - then forget to ask for it back.
Sadece faturalarını öder, ihtiyaçları olan parayı ödünç verir sonra da geri istemeyi unutursun.
If he don't want us, then let's forget about it and try something else. - Try what?
Bizi istemiyorsa vaz geçelim ve başka bir şey yapalım.
Then I started getting confused and afraid and... that night the way everything - Forget it!
Ama sonra bocalamaya, korkmaya başladım ve... O gece her şey ters gitti- -
Then you can forget about it.
O halde bunu unutabilirsin.
Well, then pay me and forget it.
Öyleyse ödeyin, unut gitsin.
Forget it, then.
- Asla! Unut, ozaman.
You can't tell me to fuck off and forget about you and then wander back into my life whenever you feel like it.
Karen, Başından atıp seni unutmamı söyledikten sonra böyle çift taraflı oynayamazsın ama. İstediğin zaman hayatıma girip gezemezsin.
Do it now, then hang up and forget what I have just said.
Hemen şimdi yap ve telefonu kapatıp az önce söylediklerimi unut.
Then let's forget it.
Öyleyse, unutalım gitsin.
- Then forget it.
- Öyleyse onu unut!
Forget it, then.
O zaman unut gitsin.
The young countess might have wished to hate this face,... till then unknown to her, but she was never to forget it.
Genç kadın, nefret etmeye hazır olduğu o yabancı yüzü hiç aklından çıkaramıyordu.
Then we can both forget it.
Sonra ikimiz de bunu unutabiliriz.
Then, sir, is it all right to go back... and tell Koman that Gengobe is cold and... cruel and that she should forget him?
Öyleyse, efendim, en iyisi ben gideyim... ve Koman'a Gengobe'nin ilgilenmediğini, acımadığını... ve sizi unutmasını mı söyleyeyim?
Then forget it.
O zaman unut gitsin.
- Then I'll be on my way. - You'd better forget it, pal.
Bunu unutsan iyi olur, dostum.
Forget it, then!
Unut gitsin o zaman.
Well, then, why don't we just forget about it?
Madem öyle, neden olanları unutmuyoruz?
Forget it, then.
Unut o zaman!
All right, then forget it.
Tamam, o zaman unut bunu.
You do the same thing about your husband, and then let's Forget it.
Sonra da sen aynısını kocan için yaparsın ve sonra konuyu kapatırız, tamam mı?
Okay, then we'll forget it this morning.
Peki, bu sabahı es geçebiliriz.
The foreman reported them found then told me to forget about it.
Bilmem. Ustabaşı bulundu dedi sonra olayı unutmamı istedi.
Then forget it.
Unut o zaman.
Then forget it.
O halde hiç şansın yok.
Priest Yuen Jan then your thousand-year training... Forget it this might be the karma
Rahip Yuen Jan ama yıllar süren meditasyonunuz..... boşverin!
Forget I said it, then
Dediğimi unut o zaman.
Then, of course, he can forget it all.
Daha sonra tabii ki hepsini unutacak.
- Then we can all forget about it. - Sure.
Ama aramızda kalsın tamam mı?
OH, WELL, THEN FORGET ABOUT IT.
O zaman unut gitsin.
Okay, George, then let's just forget it, okay?
Tamam George, unutalım gitsin.
Forget about it then.
o zaman unut.
- Never will I forget the words of Iris Wetherby, for it was then that I resolved that I, too, would take dinner that night at the restaurant called Le Jardin des Cygnes.
Iris Weatherby'nin sözlerini asla unutmayacağım. Zira ben de o anda, o geceki yemeğimi Le Jardin des Cygnes denen bu restaurant'da yemeğe karar vermiştim.
Well, let him fall on his face then... it's not my job... okay, okay, I'm sorry... but it's true... yes, all right... forget it!
Kes artık, gına geldi... Benim işim değil. Pekâlâ, özür dilerim ama söylediklerim gerçek.
- Yo, forget it, then.
- Unut o zaman.
Stop it. Just forget what happened back then.
Eskiden olanları unut.
Then she'd look at you with those blue eyes, forget about it.
O mavi gözleriyle insana bir baktı mı aklını başından alırdı.
If you feel embarrassed, then forget it.
Eğer utandığın içinse, boş ver bunu.
But then a few weeks later - God, I'll never forget it, now - we got a new boiler.
Üzgünüm. Sandvicin 6 cm genişlik şartını aştığından...
- Then forget it.
- Ya yoksa?
- Then forget it.
- O halde unut.
forget it 5039
then 34485
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then prove it 86
then what 1564
then i'm leaving 17
then you're wrong 16
then you know 40
then 34485
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then prove it 86
then what 1564
then i'm leaving 17
then you're wrong 16
then you know 40
then it's a date 18
then i 166
then you 156
then it's settled 125
then i'll wait 16
then leave 77
then do it 228
then you're right 18
then yes 211
then i will 133
then i 166
then you 156
then it's settled 125
then i'll wait 16
then leave 77
then do it 228
then you're right 18
then yes 211
then i will 133