Then you know translate Turkish
11,691 parallel translation
If El gato shows up here, well, then you know it's all gone wrong.
Eğer El gato buraya gelirse, Eh, o zaman hepsi yanlış gitti biliyorsun.
- Well, then you know.
- O zaman biliyorsun.
-... then you know the rules.
-... zaten kuralları biliyorsunuz.
Well, then you know the answer to your question... of how I get by just fine.
Pekala, o halde nasıl idare edebileceğim sorusunun cevabını almış oldunuz.
Then you know how emotionally draining it is.
O zaman bunun duygusal olarak ne kadar bitirici olduğunu biliyorsun.
You know so much about me, then you know what I'll do when I find you.
Benim hakkımda çok şey biliyorsan o hâlde seni bulduğum zaman ne yapacağımı da biliyorsun.
And then, you know, when I came to Phnom Penh, I, uh, I don't know, it just felt right here.
Ardından Phnom Penh'e geldiğimde kendimi buraya ait hissettim.
And then there will be some talking, you know.
Bazı görüşmeler olabilir yani.
And then next time Congress votes on a Pentagon budget and there's this pesky little 10 % line item for the Marines, next thing you know, you guys are just part of the Navy.
Sonra da Kongre'de Pentagon bütçesi görüşülürken bir bakmışsın Deniz Piyadeleri'ne ancak yüzde 10'luk küçücük bir pay vermişler sonra bir bakmışsın koca kolorduyu Donanma'ya başlamışlar.
Every now and then, one comes along and you just know they have it in them to be clean.
Arada bir, öyle biri gelir ki içten içe temiz kalmak istediklerini bilirsin.
- I know, but with the eggs... And then I screamed at you.
- Biliyorum ama yumurtalarla yaptığım...
But you can't be a prick all your life and then just say, "nevermind," you know?
Ancak tüm hayatın boyunca bir dingil olamazsın. Ve sonra da "aman boşver" diyemezsin.
If you think that I'm leaving here without you, then you don't know me!
Eğer sensiz ayrılacağımı zannediyorsan beni tanımıyorsun demektir.
You know, and we just started to get ahead, and then you throw it away to get involved with an ex-girlfriend - for a fucking case?
Tam işleri yoluna koyuyorduk ki soktuğumun davası için hepsini çöpe atıp eski sevgiline mi bulaştın?
Do you know, Ezekiel always says that there's bad and then there's me.
- Ne? Biliyor musun? Ezekiel hep "bir kötü var, bir de sen varsın." diyor.
Now, I know you're probably feeling a little bit sad right now that she lied to you, but in all fairness, you weren't supposed to grab her, and you certainly weren't supposed to drag her around all over town and then send her back to me looking like a piece of...
Şimdi, sana yalan söylediği için muhtemelen üzgün hissediyorsundur biraz, biliyorum ama dürüst olmak gerekirse, onu kaçırmana gerek yoktu ve kesinlikle şehrin her tarafına onu götürmene ve sonra onu bir şeye benzer halde bana geri göndermene hiç gerek yok...
And all the human beans would be rummaging and wiffling for the giant what you saw and getting wildly excited, and then they'd be locking me up in a cage to be looked at with all the squiggling you know, hypo-dumplings and croco-down-dillies and gigi-raffes.
Sonra da tüm insanlar devlerin varlığından haberdar olup, başımıza üşüşeceklerdi. Bizleri kafeslere kapatıp, hayatımızın sonuna kadar tutsak ederlerdi. Bize bakmak için gürültücü çocuklarını da alıp gelirlerdi.
I'd probably, you know, scout it out first, then hit the highest-paying rides and games.
- Muhtemelen, bilirsiniz, önce gözlem yaparım, Sonra en çok ödeyen sürüşleri ve oyunları vurdu.
But then Jake comes along. He changes everything, you know?
Ama sonra Jake doğdu ve her şey değişti.
Whereas before we'd just fly off the handle, just say stupid things, not speak to each other for days, but then Jake, you know, he set us straight.
Oysa eskiden kontrolümüzü kaybedip birbirimize aptalca şeyler söylerdik. Günlerce konuşmadığımız olurdu. Ama Jake'in doğumu ilişkimizi düzeltti.
Well, if you're serious, then you should know you're not making any sense.
Madem ciddisin, şu an hiç mantıklı konuşmuyorsun, haberin olsun.
My god, you know how hard it is, and then, things come up with kids.
Aman tanrım, ne kadar zor olduğunu biliyorsun Ve sonra şeyler çocuklarla birlikte gelir.
If you keep asking questions then I don't know!
Böyle sürekli soru sorarsanız ne kadar sürer bilmem.
I know. I understand. And if you want to stay, then we're staying.
Gitmek istemiyorsan, gitmeyiz.
Well then I know a guy with a face tattoo you should see.
Ben de senin görmen gereken, yüzünde dövmesi olan birini tanıyorum.
Uh, run home and then I have an appointment at the clinic, you know, the one over on Grand Avenue?
Eve geçtikten sonra klinikteki randevuma gideceğim. - Grand Avenue'daki klinik var ya.
Yeah, you know, we were drinking and then this guy came along and tried to...
Evet, içiyorduk ama sonra o adam gelip şey yapmaya...
You know, I was doing just fine tracking Bebop and Rocksteady, and then you just T-boned my existence.
Bebop ve Rocksteady'yi izlerken iyiydim, sonra bana saldırdın.
They know you're doing one Style Boyz song, and then we're gonna go into Conner's new single.
Bir Style Boyz şarkısı söyleyeceksiniz, sonra da Conner'ın yeni single'ına geçeceğiz.
But then I realized, you know, that the reason he's got that much energy is because he's got such a big heart.
Fakat sonra fark ettim ki, o kadar enerjiye sahip olduğu için Çünkü o büyük bir kalbi var.
Yeah, but keep your thumb off the line, because, if you get a strike, it's gonna slice it right open, and you know what happens then?
Evet, ama parmağını misinadan uzak tutmalısın, Çünkü eğer balık vurursa, elini keser, Ve sonra ne olduğunu biliyor musun?
That sounds kind of nice, everyone's shit mixing, because then someday some of your shit is gonna meet up with some of my shit, and we'll have something to look forward to, you know?
Aslında bunu duymak bile hoş. Herkesin boku karışıyor. Böylece bir gün, senin bokun benim bokumla bir araya gelecek ve o zaman bir gelecek vaat edeceğiz, anladın mı?
You know, people that know how to push your buttons and shit, and then there's special people that just know, they just fuckin'know how to take ya to that place where you're fuckin way over the line, and she just does that, man, and it's like she...
Biliyorsun, hani senin bam telini bilen insanlar vardır ve sonra onun özel biri olduğunu bilirsin seni kahrolası bir yolun kenarından kendilerine nasıl çekeceklerini bilirler ve o da öyle yaptı, adamım o öyle- -
You know, you think your life is gonna turn out one way, and then it goes somewhere completely different.
Bilirsin, hayatının bir yöne gideceğini sanıyorsun ama tamamen bambaşka bir yere doğru gidiyor.
You know what they say then? " You can't tell us what to do.
Sikerler. Sonra ne diyorlar?
And when the day comes when that foundation shifts, when civilization returns, do you know what they will call me then?
Gün geldiğinde kurumlar değiştiğinde medeniyet döndüğünde bana ne diyecekler biliyor musun?
The way sometimes he just doesn't get me, you know? And then his elusiveness and intractability.
Bilirsin ya... bazen beni anlayamayışı... ve sonra anlaşılmazlığı, inatçılığı.
Then I'll let him know you called as soon as he gets off.
O zaman, aradığını ona en kısa zamanda iletirim. Konuşması biter bitmez.
I didn't wanna tell them they were putting too much butter... Because then they were gonna ask how I know. Ask how you know?
Çok yağ koyduklarını söylemek istemedim çünkü nasıl bildiğimi soracaklardı.
Then you're in a room alone with Miss Temple, and she insults you, and you lost control... and you know it.
Bayan Temple'la odadayken sana hakaret etti ve kontrolü kaybettin. Bunun farkındasın.
You'll be tortured until you reveal everything you know, and then you will be executed.
Bildiğiniz her şeyi anlatana dek işkence görür, sonra idam edilirsiniz.
You know, talk about how fat you are and how you want to have sex with guys and then say "my vagina!" a lot.
Ne kadar şişman olduğundan ve erkeklerle seks yapmayı ne kadar çok istediğinizden falan bahset ve bolca "vajinam" de.
Well I mean, like, you know, once we're president and vice president, like, what do we do then?
Demek istediğim, başkan ve başkan yardımcısı olduğumzda tam olarak ne yapacağız o zaman?
Just... you know, listen to what they say... and then decide for yourself.
Sadece dediklerini dinle sonra da kendin karar ver.
And then I layered in exactly how to handle all the regulatory hurdles, so they'd be in a position where they could actually, you know...
Sonra mevzuatın yol açtığı zorlukları nasıl ele almamız gerektiğini anlatacağım. Böylece gereken tavrı sergilesinler.
It's when everyone around you thinks they know who you are and they try to lay claim to you and... Then you're trapped.
İnsanların arasındayken seni tanıdıklarını sanırlar ve sana sahip olmak isterler sonra kapana kısılırsın.
And then, you know, we drifted apart.
Sonra da işte ayrı düştük.
Well, if I'm thinking about hurting a person, then... you know, I'll just give them a compliment.
Bir insana zarar vermeyi düşünürsem o zaman onlara iltifat edeceğim.
If somebody's really bugging me to the point where... when I think about killing them then... I'll just smile and I'll say something nice... you know?
Biri beni onu öldürmek isteyeceğim kadar rahatsız ederse o zaman ona gülümseyeceğim ve güzel bir şey söyleyeceğim.
"Then you, you know, you can't have any of my beer."
"Biramdan içemezsin" diyor.
You know, actually, I wasn't sure it was Neil when he walked in. But then he tipped the valet a gram of coke, and then I knew.
İçeri girdiğinde Neil mi diye emin olamadım ama sonra valeye kokain verdi o an anladım.
then you know what 34
then you're an idiot 17
then you're wrong 16
then you 156
then you're right 18
then you die 16
then you're on your own 16
then you can 17
then you're a fool 17
then you should 20
then you're an idiot 17
then you're wrong 16
then you 156
then you're right 18
then you die 16
then you're on your own 16
then you can 17
then you're a fool 17
then you should 20
then you go 36
then you said 18
then you understand 18
then you tell me 17
then you'll know 16
then you say 25
then you should go 18
then you do it 25
then you can go 37
you know 156049
then you said 18
then you understand 18
then you tell me 17
then you'll know 16
then you say 25
then you should go 18
then you do it 25
then you can go 37
you know 156049
you know what 23733
you know that 5741
you know what i'm saying 653
you know the drill 277
you know what i mean 2419
you know me too well 26
you know it 920
you know who i am 419
you know what they say 484
you know i love you 234
you know that 5741
you know what i'm saying 653
you know the drill 277
you know what i mean 2419
you know me too well 26
you know it 920
you know who i am 419
you know what they say 484
you know i love you 234