Then one day translate Turkish
2,357 parallel translation
You can look at it for hours and be absolutely sure it's a rabbit, but then one day you look at it and you realize- - wait a second- - it's a duck.
Saatlerce bakıp bir tavşan olduğundan emin olabilirsiniz. Ama sonra bir gün baktığınızda, "Dur bir dakika!" deyip bir ördek olduğunu fark edersiniz.
[Engine won't start] And then one day... Her carriage wouldn't start.
Sonra bir gün, arabası çalışmamış.
Then one day I said, "Well, the hell with it," And I went right at the joke.
Sonra bir gün dedim ki, "Pekala, yetti artık". Ve sonra kendimi dedikoduların içinde buldum.
Then one day, some guy sent us his invention.
Sonra bir gün, birisi bize buluşunu gönderdi.
Okay. Then one day, she just disappears... vanishes... with another man.
Sonra bir gün kız kayboluyor başka bir adamla ortadan yok oluyor.
Then one day you'll tell me that I will have the same dream.
Sonra bir gün bana aynı rüyayı gördüğümüzü söyleyeceksin.
Then one day this white guy comes rolling up,
Sonra bir gün beyaz bir adam çıkageldi.
And then one day, I found her gun.
Sonra bir gün, onun silahını buldum.
Whatever, and then one day you look up and realize the guy sitting across from you is... Ra.
Bir tanrı ya da her neyse ve sonra birden bakıp anlarsın ki tam karşında duran kişi, Ra.
And for eight years, he was their son, and then one day...
Sekiz yıl onların oğlu olmuş. Sonra bir gün...
Huh, wow. This kid spent his whole life skydiving, bungee jumping, cliff diving, then one day gets hit by a car.
Çocuğun biri tüm hayatını hava dalışı, bungee jumping, uçurum dalışı yaparak geçirmiş sonra bir gün araba kazasında ölmüş.
And then one day he happened to catch me in a... Compromising position.
Sonra bir gün beni biraz şey bir pozisyonda yakaladı "uygunsuz" diyelim.
Then one day, my mama told me we had to sell him.
Bir gün, annem onu satmak zorunda olduğumuzu söyledi.
And-and then one day she told him she thought he was scary.
Ve bir gün, artık ondan korkmaya başladığını itiraf etti.
It's like that friend that you meet in science camp, and you find that you have all the same interests, and you like to go to all the same movies, and do all the same things, and then one day, he offers to give you a haircut.
Tıpkı bilim kampında tanıştığın arkadaşın gibi ilgi alanlarınızın aynı olduğunu fark edersin aynı filmlere gitmekten hoşlanırsın aynı şeyleri yaparsınız ve sonra bir gün sana saçını kestirmeni önerir.
I used to be a student here at Greendale like you, Jeff, then one day I invented a fake course to get a free credit.
Ben de senin gibi Greendale'de öğrenciydim Jeff, sonra bedava kredi için sahte bir ders yarattım.
And then one day, on a scout,
Ve sonra bir gün, bir scout üzerinde,
Then one day, my father, uh...
Sonra bi gün babam...
Then one day, I seen the Commodore himself.
Bir gün Komodor'u kendim gördüm.
And then one day, a few weeks later...
Sonra birkaç hafta sonra, bir gün...
And then one day, he was.
Ve günün birinde gidiverdi - Ne demek istiyorsun, Terry?
And then one day I realised they probably just found their way.
Sonra bir gün, yollarını buldukları için aramadıklarını fark ettim.
Then one day, we got a letter from Paula confirming our worst fears.
Sonra bir gün, Paula'dan, en büyük korkumuzu doğrulayan bir mektup aldık.
And then one day she stopped.
Ama bir gün anlatmayı bıraktı.
Then one day, Nathan came up to me, said I had a big mouth, and punched me in it.
Bir gün, Nathan bana geldi büyük bir ağzım olduğunu söyledi ve ağzımın ortasına yumruğu yapıştırdı.
Then one day... the "gringo" appeared with a big smile on his face and... he made me feel that he would forgive me... over and over again and...
Sonra bir gün... "gringo" yüzünden yüzünde kocaman bir gülümseme ile ortaya çıktı ve... yaptğı şey, kendini beni affedebileceğini hissettirdi... tekrar ve yeniden tekrar ve...
Then one day...
Sonra bir gün...
She was so healthy, and then from one day to the next, gone!
Çok sağlıklıydı ama sonra günden güne bozuldu!
Back then, the two areas that would one day form most of the modern Middle East were separate, but they were on the move.
O zamanlar, iki bölge bir gün modern Orta Doğu'yu oluşturacaklardı ve ayrılardı ama hareket ediyorlardı.
You know the part that I don't understand, Judith, is how somebody can tell you that they love you one day, then turn around and break your heart the next.
Anlayamadığım kısım ne, biliyor musun Judith? Birisinin sana, bir gün seni sevdiğini söylerken, ertesi gün kalbini kırabilecek kadar değişmesi.
It just annoys me how one way, it's kind of like We're trying to save the pandas And then the next day someone's shooting'em or whatever.
Bir gün pandaları kurtarıp, sonraki gün böyle hayvanları vurmaları canımı sıkıyor.
Even if I were a seller on the streets and I was the best in that then I know that one day I'll be the Biggest Man.
Hatta sokaklarda satıcı bile olsam en iyisi olurdum çünkü biliyorum ki, bir gün çok büyük bir adam olacağım.
Until Binky turned six, and then he got angry one day and ripped off Daryl's nards.
Binky 6 yaşına gelene kadar öyleydi. Sonra bir gün Binky çok sinirlendi ve Darryl'ın testislerini koparttı.
One day, I bring my nephew to work, and he molest my nephew, and my nephew- - he only 14, and he cry, and then, he shoot himself in the face.
Bir gün, erkek yeğenimi işe getirmek.. ... ve patron onu taciz etmek, yeğenim sadece 14 yaşında çocukcağız ağlayarak kafasına sıkıp intihar etmek.
Then, one day,
Sonra bir gün babam bizim için hoş bir şey yapmak istedi.
You've got one day to find some other people, Then dorel and i are turning back.
Yoksa Dorel ve ben geri döneceğiz.
We went to a bar one day with llaria who was my best friend then.
Bir gün bir bara gitmiştik. Yanımda o zamanlardaki en yakın arkadaşım llaria vardı.
I never understood why she was with him. Then one day I came home and she was gone.
Bir gün eve döndüğümde annem yoktu.
Then one day, wilt Chamberlain shows up.
Bir gün de Wilt Chamberlain gelmişti.
But one day I'm gonna be a grandfather, and then everybody better hide their meat.
Bir gün ben de dede olacağım ve herkes o zaman etini saklasa iyi eder.
Then, one day, I'm driving the hybrid to work, I pass a Chevy dealership.
Sonra bir gün hibrid arabamla işe giderken, bir Chevrolet galerisinin önünden geçtim.
So you guys bought one of my outfits and then staked out my apartment every day until I wore it?
Yani siz benim kıyafetlerimden birinin aynısından satın alıp aynısını aldığınız kıyafetimi giyene kadar her gün evimin dışında pusuya mı yattınız?
Read his last one in a day and then couldn't sleep... the way the murderer tips off the detective and then gets caught in his own double cross.
Son kitabını bir günde okudum, sonra da uyuyamadım. Katilin dedektiflere bilerek bıraktığı ipuçları sonra kendi tuzağına düşmesi falan...
And then the two will ring out together and form one black hole at the end of the day.
Ve ikisinin beraber dışarıya doğru ses vermeleriyle bir tek kara deliğin günün sonunda biteceğidir.
And then, one day, they just shoot a cop.
Sonra bir gün, kalkıp bir polis vuruyorlar.
And I knew then that you were going to do great things one day.
Ve o zaman bir gün harika şeyler yapacağını anlamıştım.
And then, one day, my Russian contact let slip that these old trinkets... Had power.
Ve bir gün, Rus bağlantım bu eski ıvır zıvırların güçleri olduğunu ağzından kaçırdı.
Then, one day, she will have you quietly executed, when you could have died a martyr.
Sonra, bir gün seni sessizce idam edecek. İşkence çekerek öleceksin.
- We have sex one day, and then...
- Yani önce seks yaptık, sonra- -
And then, one day, we woke up, and he was just gone.
Bir gün uyandık ve o gitmişti.
We have sex one day and then...
Yani önce seks yaptık, sonra- -
then one night 39
one day at a time 90
one day 2293
one day soon 34
one day more 18
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
one day at a time 90
one day 2293
one day soon 34
one day more 18
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
dayna 86
days left 44
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
days left 44
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
days and 46
day out 85
day before yesterday 18
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day out 85
day before yesterday 18
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17