English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Good for me

Good for me translate Turkish

5,718 parallel translation
It's been good for me, too.
Benim için de iyi oldu.
There is always deciding what is good for me.
Benim için neyin iyi olduğuna hep kendin karar veriyorsun.
But what do you know about what is good for me?
ama sen bunu nereden biliyorsun?
I'm not saying doesn't have his moments, but I'm showing him the ropes and it's good for him, and it's good for me.
Önemi yok demiyorum ama ona tekniği gösteriyorum ve bu onun için iyi bir şey benim için de iyi.
Can't be good for me.
Benim için iyi olamaz.
You know, thursdays in general, they're not good for me.
Perşembe günleri genel olarak pek iyi geçmiyor benim için.
Yes, and I think it's gonna be good for me!
Evet ve bence bu benim için iyi olacak.
It isn't good for you, for your dad, for this town, and having the feds around ain't good for me.
Senin, babanın, şehrin yararına değil. Federallerin etrafta dolanması benim yararıma da değil.
And I know that it's not good for me, but I don't want to go back to being alone.
Ve bunun benim için iyi olmadığını biliyorum, ama tekrar yalnız kalmak da istemiyorum.
No, I see why it's good for you. I don't see why it's good for me.
Senin için hayrını görüyorum ama benim için bir hayrını göremiyorum.
That would probably be really good for me.
- Muhtemelen çok iyi gelir.
I'm a really good designer, and the Sphinx asked for me personally.
Çok iyi bir tasarımcıyım ve Sphinx benden bizzat yapmamı istedi.
Good news for the team, bad news for me.
Ekip için güzel ama benim için kötü bir haber.
You think I'm gonna put a good word in for you, you get me back what's already mine?
Zaten benim olanı verince senin hakkında olumlu konuşacağımı mı sanıyorsun?
Lead chess nerd- - good enough for me.
Satranç ineği, benim için yeter.
I've worked too hard to build a good home for me and my family.
Bana ve aileme iyi bir ev inşa etmek için çok çalıştım.
I told you... do not mistake me for a good man.
Söyledim sana beni iyi bir adam sanma diye.
So I thought now would be a good time to thank you for all that you did for me.
Bu yüzden tüm yaptıkların için teşekkürün vakti geldi diye düşünüyorum.
Hey, look, I know how terrible this whole experience has been for you, but it seems to me like something good could come out of this.
Bak, tüm bu olayların senin için ne kadar kötü olduğunu biliyorum ama bana bundan iyi bir şey çıkabilecekmiş gibi geliyor.
I don't think it's a good idea for me to go into all of them.
Hepsine değinmeme gerek yok.
Andrew... let me smell you for good luck.
Andrew... yaklaş da iyi şans için koklayayım.
Well, if Father Brown says it's significant, that's good enough for me.
Peder Brown önemli olduğunu söylüyorsa benim için yeterlidir.
- For me to be a good soldier.
- Bana iyi bir asker olmak için.
And I believe there's a good chance that might be true, but I need you to do something for me first.
Ben de bunun doğru olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Ama önce benim için bir şey yapman lazım.
That's good enough for me.
Bu benim icin yeterli bir sebep
It's been good for me.
Bana yaradı.
And if a dumpster was good enough for me as a baby, it is still good enough for me as an adult.
Bebekken, çöp kutusu bana yeterli geldi yetişkin olunca hâlâ yeterli.
It's good enough for me, boy.
Benim için yeterince iyi, evlat.
In fact, he told me once, "I'll fight when I'm good and ready. I'll fight when I have something worth fighting for."
Hatta, bir keresinde bana, "iyi ve hazır olduğumda savaşacağım uğrunda savaşmaya değecek bir şey olduğunda savaşacağım" demişti.
Not good enough for me.
Benim için yeterli değil.
Right now's not a good time for me.
Şuan benim için pek uygun değil.
Maybe when this is all over, you could put in a good word for me.
Belki bu iş bitince beni biraz översin.
Trust me, I'm doing this for your own good.
Bana güvenin. Bunu sizin iyiliğiniz için yapıyorum.
No, Manny. It's time for me to set a good example for you.
Hayır Manny, sana bu konuda iyi bir örnek olmanın vakti geldi.
So take good care of it for me.
Bu yüzden benim için ona iyi bak.
Have you got good news for me?
Benim için iyi haberlerin var mı?
Yeah, it's been good for you to see me too.
Beni görmene ben de sevindim.
This was just a good time for me.
- İyi zaman geçirdim şimdi.
Please pray for me to be good.
Lütfen dualarını esirgeme.
Good enough for me.
Benim için yeterince iyi.
Thank you for putting in a good word for me.
Benim hakkımda iyi şeyler söylediğini için teşekkür ederim.
I don't know if it's really a good time for me to, like...
Aslında gerçekten benim için iyi bir zaman mı...
Give me one good reason for bypassing Rossi's operation.
Rossi'nin operasyonunu pas geçmek için bana iyi bir gerekçe verin.
Put in a good word for me.
Benim için iyi şeyler söylesen.
Okay, good enough for me.
Tamam, bana bu kadarı yeter.
Hold your hands out for me, there's a good chap.
Ellerini benim için kaldırır mısın dostum?
Not a very good deal for me.
Benim için pek de iyi bir anlaşma değil.
It's hard to explain, but, if they catch me, it's not gonna be good for anyone in here or out there.
Açıklaması biraz zor ama beni yakalarlarsa buradakilerin ve dışarıdakilerin pek hayrına olmaz.
Sacrificing me for the greater good.
İyilik adına beni feda ediyor.
This is about me ending Joe for good for all of us.
- Ondan değil. Bu konu hepimizin iyiliği için, Joe'nun sonunu getirmemle alakalı.
Patrick... I wanted good things for you, and - - call me crazy - - Mm, I still do.
İstersen bana kaçık de hâlâ istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]