English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Half a mile

Half a mile translate Turkish

981 parallel translation
Half a mile away.
Yarım mil uzakta.
- You're getting a buck and a half a mile.
- Mil başına 1,5 dolar alacaksın.
You just go half a mile up the road.
1 kilometre kadar gidin.
She once chased a dog-catcher half a mile with a baseball bat.
Bir keresinde bir köpek yakalayıcıyı beysbol sopasıyla yarım mil kovalamıştı.
They can smell a carcass a half a mile off.
Bir leşin kokusunu yarım mil öteden alabilirler.
My goodness, it must be at least a half a mile wide.
Tanrım, genişliği en azından 400 m olmalı.
There's a footpath just beyond the church, which leads across the marshes follow it for half a mile and you'll be there.
Kilisenin hemen ardında patika var, bataklığın karşısına kadar gider onu yarım mil takip edersen orada olursun.
Toting washing to a sinkhole half a mile from the house toting water to wash and cook in.
Çamaşırları artık evden yarım mil uzaktaki pınarda yıkamayacaksın. Kanal suyu eve getirecek.
- Back down the road, about half a mile.
- Yaklaşık bir kilometre geride.
- Yes, about half a mile out.
- Evet, yaklaşık 1 km ileride.
I'm gonna walk up about half a mile, just in case.
Her ihtimale karşı ben yarım mil kadar yürüyeceğim.
I chased them for half a mile, but it didn't do no good.
1,5 kilometre peşlerinden gittim ama bir işe yaramadı.
Circle right for half a mile.
Sağa doğru bir kilometre dön
- Stanley! - A genuine fur fox a half a mile long.
Gerçek bir tilki kürkü, yarım mil uzunluğunda!
- Looked smooth about a half a mile back.
- Yarım mil geride bir düzlük var.
I'm going home, and that's half a mile.
yarım mil uzaklıktaki eve gidiyorum.
Half a mile with you is as 50 leagues with Cleopatra.
seninle yarım mil gitmek, Kleopatra ile 50 fersah gitmek gibidir.
- He can smell an Indian at a half a mile.
- O yarım milden kızılderili kokusunu alabilir.
- About half a mile.
- Yarım mil çıvarı.
I had to go half a mile to find some dry wood.
Kuru odun bulmak için bir kilometre yürümek zorunda kaldım.
I'm the man who shot the notorious Alvin Dennis from a distance of half a mile.
Adı çıkmış Alvin Dennis'i yarım mil mesafeden vuran adam benim.
I saw the Dennis gang on their way here, about half a mile away.
Dennis çetesini buraya gelirken gördüm, yarım mil uzakta.
Unless I have mista'en his colors much, his regiment lies half a mile at least... to northward of our power, milord.
Takip edebildiğim kadarıyla, flamasındaki renklerde yanılmamışsam şayet birlikleriyle yarım mil kadar kuzeye konuşlandı, efendimiz.
On the other side, about half a mile, is the railroad!
Diğer tarafta, yaklaşık yarım mil ilerde, demiryolu var.
You'll see a big cypress over on your left about half a mile.
Solunuzda büyük bir selvi ağacı göreceksiniz.
Only half a mile.
Topu topu bir kilometre.
The nearest neighbour is half a mile away.
En yakın komşu 1 km uzakta.
Lots of parents send their children away to school... and David will only be half a mile away.
Pek çok aile çocuklarını uzaktaki okullara gönderiyor... David'se sadece yarım mil ötede olacak.
We'll head'em off in half a mile.
500 metre sonra yollarını keseriz.
I can walk a half a mile, maybe, without once turning a corner.
Belki de hiç köşeden dönmeden yarım mil yürüyebileceğim.
- About half a mile out, straight ahead.
- Nerede? - Yarım mil açıkta, önümüzde.
3rd Squad's about half a mile away, 1 st Squad is north.
Üçüncü Manga 8 km güneyde, Birinci Manga da kuzeyde.
There's a water hole up there about half a mile.
Yaklaşık yarım mil ötede su kuyusu var.
Water hole about a half a mile ahead.
Su kuyusu yarım mil ötede.
Half a mile back and you'd be dead.
Yarım mil geride olsaydık ölmüş olurdun.
just half a mile down the road.
Yolun yarım mil aşağısındayız.
Half a mile from Antoine's lookout, a little side road curves off the highway.
Antoine'nin gözcülük yapacağı yerin yaklaşık bir kilometre öncesinde otoyola çıkan küçük bir tali yol var.
He'd killed'em both and raised a big cloud of dust a mile and a half the other side of them.
Her ikisini de vurdu ve sürünün geri kalanına 1,5 millik bir toz bulutu çıkarttırdı.
It's only half a mile, and the sleigh brings you back and forth for meals.
Sadece yarım mil.
There's a hotel about a mile and a half down the road.
Yolun 2 km kadar aşağısında bir otel var.
Not in a mile and a half.
- Yanından bile geçmez.
- About half a mile, madam.
- Haydi yürüyelim.
Medford in drain 207. In half of a mile.
Kanal 207'den Medford. 800 metre oldu.
They came out and passed within a half mile of that reef.
Sığ bölgenin yarım mil uzağından geçip gittiler.
Passing the half-mile post... It is red lightning by a length and a quarter.
Yarım mil hedefi geçilirken... bir ve çeyrek boyla Kızıl Şimşek önde.
Passing the half-mile post, it is red lightning by a length and a quarter.
Yarım mil hedefi geçilirken bir ve çeyrek boyla Kızıl Şimşek önde.
They're camped a half-mile over.
Bir kilometre kadar ötede kamp kurmuşlar.
You're the best looking woman on this train by a mile and a half.
Trende gördüğüm en güzel kadınsınız.
I won't even feel sorry for myself... till I get about one mile and a half outta Frenchman's Bend.
Kendim için üzülmeyeceğim bile Fransız Bent'inden bir buçuk mil uzaklaşana kadar.
It's a mile and a half down to the highway...
Otoyola kadar bir buçuk mil var...
You'll have to go down the road about a half mile.
Bu yoldan 1 km kadar devam edin. Bir tabela göreceksiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]