English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hold on there

Hold on there translate Turkish

877 parallel translation
Hold on there.
Durun.
Hold on there, men!
Durun bakalım dostlar!
Hold on there, Susan!
Dayan Susan! Susan!
Hold on there.
Dur bakalım orda!
- Hold on there!
- Bekleyin!
Hold on there, soldier.
Bir dakika asker.
hold on there.
Durun!
Hold on there!
Durun bakalım!
- Hold on there, both of you.
- Ağır olun, ikiniz de.
- Hold on there.
- Dur orada.
- Hold on there!
- Bekle!
Hold on there! Halt!
Durdur arabayı!
Hold on there a minute.
Orada bir dakika bekle.
Hold on there!
Dur orada!
Hold on there!
Durun!
Just hold on there, now, for a minute, Fran.
Sadece bir dakika sabret, Fran.
Just you hold on there, hold on.
Bekle orada, bekle dedim.
Hold on there, Arnold.
Bekle, Arnold.
Hold on there, fella.
Dur bakalım dostum.
All right, now you just hold on there a minute.
Tamam, bir dakika dur.
Hold on there, Harry.
Orada dur, Harry.
Hold on there, Doc.
Orada bekle, Doktor.
Hold On. Perhaps There's Another Option.
Bekle, belki başka bir seçeneğimiz vardır.
- Hold on there, bub.
- Durun bakalım.
Hold on, there.
Dayan, geliyorum.
Because there's nothing in the world that she can hold on to for long.
Çünkü bu dünyada onun uzun süre sahip olabileceği hiçbir şey yok.
Put her to bed, put a hot-water bottle on her stomach... and hold it there, no matter how she hollers.
Yatağa yatır, karnına sıcak su şişesi koy ve ne kadar bağırırsa bağırsın orada tut.
In the first place there isn't a judge on the bench who'd dare hold Paul now that the Sloss thing is cleared up.
Sloss cinayeti açıklanınca hiçbir yargıç Paul için tutuklama kararı veremez.
Oh, tell him hold on. I'll be there in a minute.
Söyle, hemen geliyorum.
You just hold on, there. Now, if you'll cooperate, I'd like to finish with you by tonight.
Noel'i ailemle geçirmek istiyorum.
They're in there. Just hold on!
Hemen şurada, dur biraz!
See the boys hold Lufton on the Reservation'till the troops get there.
Lufton için askerler gelene kadar çocukları gönderme.
Hold on until we get more men there.
Ek kuvvet gönderene kadar bekleyin.
There's nothing we can hold him on?
Aynen böyle. Onu tutmamıza yetecek hiçbir şey yok mu elimizde?
Sit down and hold on back there.
Oturun ve sıkı tutunun.
Hold on, there.
Sıra bende.
Well, er, I don't say there's not a blemish on his birth but had King Arthur not been born, Brack might hold the throne.
Dünyaya geldiği için kimse suçlayamaz tabi ama eğer Artur doğmamış olsaydı tahta geçecek olan Brack'ti.
You know, much as I hate to give Thomas J. Doyle too much credit, he might have gotten a hold of something when he said that was pretty private stuff going on out there.
Thomas J. Doyle'u ciddiye almak istemesem de orada olanların özel olduğunu söylerken bir nebze olsun haklıydı.
I don't hold with guns, but there ain't a gun made... can stop me before I can get my hands on the men holding it.
Silah taşımam ancak hiçbir silah onu taşıyan adamın yakasına yapışmama engel olamaz.
Hold on, we can't have an official hanging until the sheriff is there.
Bekleyin, Şerif gelene kadar resmi idam yapamayız.
Hold on, Chris, I'll get ya outta there!
Chris, seni buradan çıkaracağım.
Hold on, there!
Dayan, haydi!
Hold on right there.
Orada dur bakalım.
Hold on right there, big man.
Tam orada kal, koca adam.
He tried to run on the water, the story goes but you weren't there to hold his hand!
Suda devam etmeye çalıştı ama, elinden tutmak için orada yoktun!
Hold on down there.
Sıkı dur!
Well, now, wait, wait. Hold on, there, fella.
Tamam bekle dostum bekle.
Hold on, there. Come here, come here.
Bekle, sakin. hanimiş, hanimiş.
Hold on, Carl, we'll be there in a couple of minutes.
Dayan Carl, bir iki dakika sonra oradayız.
Hold on, there!
Durun bakalım.
Come on, get a hold of it in there.
Haydi, şuraya taşıyın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]