English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How'd it feel

How'd it feel translate Turkish

158 parallel translation
I don't know how the others feel, but I'd like to keep this setup just the way it is.
Başkalarının ne hissedeceğini bilmiyorum fakat bu durumu olduğu gibi tutmak istiyorum.
How'd it feel?
Ne hissettin?
I don't know how the men on line feel about it... but so far as the staff is concerned, I'd just as soon have a commander-in-chief... with a little bit of cowardice about him.
Ön cephelerdeki askerler nasıl hissediyor bilmiyorum ama... Karargahtaki subaylar gibi başkomutanımız da biraz endişe duyup kendini korusa, ateşe atmasa iyi olacak.
How d'you think I feel about it?
Ben kendimi nasıl hissediyorum?
We'd like to know how you feel about it.
Senin neler hissettiğini bilmek istiyoruz.
It certainly does, sir, and I can see how strongly you feel about it.
Kesinlikle olur, efendim, ve sizin o konuda ne denli güçlü duygular taşıdığınızı görebiliyorum.
How does it feel to be out, then?
Dışarıda olmak nasıl bir duygu?
How'd it feel, kid?
Nasılsın, evlat?
I didn't say how I'd feel about it, did I?
Neler hissedebilecegimi söylemedim ama. - Ne yapabilirim?
I'd like you to know how right we feel about it... is that you be considered to be in line for a place on the committee, and I speak for all of us.
Komitede yer almaya aday olduğunu düşündüğümüzü bilmeni istiyorum ve bunu hepimizin adına söylüyorum.
How's it feel to own a hit?
Nasıl dı, kendine vurmak gibi mi?
- How's it feel to be out of control?
- Kontrol dışına çıkmak nasıl bir duygu?
Of course, if you had a brain in that huge head, you'd already know how I feel, but you want to hear it, fine.
O koca kafanda beynin olsaydı hislerimi anlardın fakat duymak istiyorsun, tamam.
How'd it make you feel, the first time you flew?
İlk uçtuğunda nasıl hissetmiştin?
Now, Mr Kellen, when the paramedics were pulling you out of the vehicle, how did it feel to be on fire?
Bay Kellen, ilk yardım görevlileri sizi araçtan dışarı çıkardıkları zaman, yanıyor olmak nasıl bir histi?
How'd it feel?
Kendini nasıl hissediyorsun?
How'd it feel when you killed that kid out on the highway?
Otoyolda o çocuğu öldürmek nasıl bir duyguydu?
But once I have made a decision, you must carry it out regardless of how you feel.
Evet. ama ben bir karar verdiğimde, ne düşündüğün konusunu dışarıda konuşmalıyız.
How'd it feel when Montrose made you his bitch?
Montrose seni ezdiği zaman nasıl hissettin?
How does it feel to be obsolete, outclassed by a new model?
Eskimiş olmak, yeni bir modelle devre dışı kalmak nasıl bir duygu?
How'd you do that? What'd it feel like, Dad?
Bunu nasıl yaptı?
How he'd feel about you. But he just shrugged and said, that's life, isn't it?
Ama o omuzlarını silkip "Hayat bu, değil mi?" dedi.
Why don't We ask him how he'd feel about it?
Neden ona neler hissederdi diye sormuyoruz?
You've made it clear how you feel, so I'd like to share how I feel.
- Öyle olsun. Size gelince de, düşündüklerinizi açıkça belirttiniz, ben de belirtmek istiyorum.
How'd it feel?
Nasıl hissettin?
How'd it feel?
Harika!
So... ... how's it feel getting out of the office?
Söyle bakalım büro dışında çalışmak nasılmış?
- So how'd it feel?
Nasıl bir histi?
You stay out until you feel like it. How many Turkish girls are allowed that?
Bana gece istediğin kadar dışarıda kalabilen bir Türk kızı daha göster.
- How'd it feel?
- Nasıl bir duyguydu?
How'd it make me feel?
Ne hissedebilirdim sence?
It'd just be really scummy. If you don't tell Donna how you feel, then you will regret it.
Eğer sen Donna'a ne hissettiğini sormazsan, bundan pişman olursun.
How does it feel to be out of it?
- Bunun dışında olmak nasıl bir duygu?
How'd it feel?
Peki nasıl hissettin?
How does it feel to be out?
Dışarıda olmak nasıl?
How does it feel to be off the rock, baby?
Dışarda olmak nasıl bir his?
That's right. - How does it feel to be out?
- Dışarıda olmak nasıl bir şey?
- Let's say I'd feel a lot better if there was someone left to explain exactly how to use it.
- Şöyle dersek daha iyi olur eğer orada bu aletin nasıl kullanılacağını bilen biri kalmışsa kendimi daha iyi hissedeceğim.
How'd it feel - - pitching in the major leagues?
1. Ligde atıcılığa devam edecek misin?
I'm just getting a feel for the scene. How'd it go down, Sherlock?
- Olayın nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum.
because it was how I'd feel whenever I knew we were going to go somewhere far away or somewhere new.
Çünkü ne zaman uzak veya yeni bir yere gidecek olsak bunu hissederdim.
Hey, how'd it... feel at your end?
Hey, nasıldı... sonunun geldiğini hissettin mi?
- How'd it feel?
- Nasıldı? - Muhteşem.
How'd it feel?
Nasıldı?
- So how'd you feel about it?
- Nasıl bir duygu?
How'd it feel?
Neler hissettin?
How does it feel... to know that somewhere out there... someone is about to die... and they're gonna ask you for your help?
Nasıl hissettiriyor dışarıda bir yerde, birilerinin ölmek üzere olduğunu bilmek ve onların senden yardım istemeleri?
You know, Pippa... it's so crazy... how you can meet somebody for the first time... and feel more connected to them... than the people you've supposedly known your whole life.
Bilirsin, Pippa... bu çok çılgınca... birisiyle daha yeni tanışıp... ona, hayatın bounca tanıdığın... insanlardan daha yakın hissedebilmen.
Personally, I don't know how I would feel if I'd just murdered my husband, but wouldn't exactly be shock, would it?
Aslında, bir insan kocasını öldürünce neler hisseder onu da bilmiyorum. Ama tam bir şok değildir herhâlde, çünkü işin içinde sürpriz öğesi yok.
How'd it feel? .
Nasıldı?
How'd you feel if it was your boys?
Sen ne hissederdin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]