It feels right translate Turkish
597 parallel translation
It feels right.
İyi görünüyor.
It feels right because you're here... And it feels right because you're leaving.
Burada olduğun için doğru hissediyorsun... ve buradan ayrıldığın için doğru hissediyorsun.
It feels right.
Güzel hissettiriyor.
I'll only ask if it feels right.
Sadece doğru an olduğunu hissedersem sorarım.
- If it feels right, make yourself happy.
Sence doğruysa, mutlu ol.
Somehow it feels right to see it through.
Her nasılsa bunu üzerinden görmek iyi hissettiriyor.
It feels right.
Doğrusu da bu.
This is life. lf Susan feels that way, it's all right with me. "
Hayat böyle. Eğer Susan bu şekilde istiyorsa, benim için sorun değil. "
" My face feels like it's on fire, and my right arm.
" Yüzüm ateş gibi yanıyor, bir de sağ kolum.
I'd forgotten how fine it feels to do what you think is right regardless of the consequences.
Sonuçları ne olursa olsun, doğru olduğuna inandığın şeyi yapmanın verdiği üstün duygunun ne olduğunu unutmuştum.
It feels warm, all right.
Sıcak tutuyor.
No, it just goes right ahead and does what it feels like.
Canının istediğini yapar.
It feels all right.
İyi gidiyor.
How can I make your flesh know how it feels to see all those who are like you, and only because they are like you, despised, slaughtered, and even worse, denied the simple decency that is a living being's right?
Sizin gibi olanların, sadece sizin gibi oldukları için, hakir görülüp katledildiğini ve birinin en temel hakkından yoksun bırakıldığını görmenin nasıl birşey olduğunu nasıl anlatabilirim?
Today it feels so great right here, you know?
Biliyor musun, bugün burada yaşananlar muhteşem!
I can tell when the aircraft feels right, when it's about to stall.
Bir uçağın ne zaman iyi uçtuğunu ve ne zaman bozulabileceğini söyleyebilirim.
But it feels rather uncomfortable to come empty-handed, right?
Bu arada, bana eli boş gelmek istemezsin, değil mi?
But an unhappy child is helpless. He may not know how to put it in words, but he feels... that he cannot even contest... his parents'right to hurt him.
Ama mutsuz bir çocuğun böyle bir düşüncesi olamaz, mutsuzluğunu hisseder ama ona bir ad koyamaz aynı zamanda kendi benliğinde ona ızdırap çektiren ailesini veya diğer yetişkinleri bundan sorumlu tutamaz.
I wish it was forever'Cause it feels so right
Keşke sonsuza dek sürse Harika bir eğlence
You also notice that the right side of your face feels like it's sliding off of your skull.
Yüzünün sağ tarafının, aşağı kayıyormuş gibi olduğunu fark edersin. Sanki kafatasını terk edecekmiş gibi.
It just feels right.
Her şey o kadar doğru geliyor ki.
There's not gonna be much on it. My arm feels like Jell-O right now.
İyi adam değil ama şu anda kafayı yemiş durumdayım.
Why do guys always know how to hit a woman right across the cheek, wham, and it feels like your eye is going to explode?
Neden erkekler her zaman kadınların tam çenesinin üstüne vurmayı bilir ve gözün patlayacakmış gibi hissedersin?
- I hope it feels so good to be right.
- Umarım haklı olman iyi hissettirmiştir.
In every great while, Paris plays host to a glittering evening so filled with charm and fantasy, it feels like you've just walked right to the other side of the looking glass.
Zaman zaman Paris, büyü ve fantezi ile dolu pırıl pırıl bir geceye ev sahipliği yapar. Sanki camın diğer tarafına geçmişsiniz gibi bir his bu.
We did the right thing. Well, it still feels pretty wrong to me.
Bana hala çok yanlış geliyor.
Today's obese woman simply feels that it's her right to be heavy and does not want to be insulted.
Bugünün obez kadını, kilolu olmayı hakkı olarak görüyor ve aşağılanmak istemiyor.
It feels... so right.
Çok doğru... iyi hisler geliyor.
Nick, it just feels right.
Nick, bunun hissi çok doğru.
Maybe you were right this morning... when you said if something stupid could change how she feels... she's not into it in the first place.
Belki bu sabah haklıydın hissettiklerini değiştirebilse de aptal birşey olduğunu söylediğinde belki de hemen üzerine atlamazdı.
It feels kinda... kinda right.
Bu oldukça... güzel.
Right now, it feels like the beginning of something.
Şu an bir şeyin başlangıcı gibi görünüyor.
It's up to you- - draw whatever feels right.
Bu sana kalmış... neyi hissediyorsan, onu çiz.
It feels like we're finally on the right track.
Yeniden doğru yoldaymışız gibi hissediyorum.
'Cause that's the feeling... that you feel... right before... it feels incredible.
Bu hissettiğin daha önce hissettiğin, harika bir duygu.
You know, I'm wearing a vinyl surprise right now and it feels great.
Ben şu anda vinilden yapılmış bir don giyiyorum, çok harika gerçekten.
- She feels it's her right. - Yeah. I understand.
Doğru, anlıyorum.
It can't be wrong when it feels so right'cause you... you light up my life.
Yanılıyor olamam bu kadar doğru hissederken Çünkü sen... Hayatımı aydınlatıyorsun.
This feels right, doesn't it?
İyi hissettiriyor, değil mi?
It's a part of my nature to move quickly when something feels right.
Olumlu bir şey hissedersem çabuk davranmak doğamda vardır.
We know it's a bit hasty but it just feels so right.
Aceleci davrandık biliyoruz ama bunun doğru olduğunu hissediyoruz.
I know it's crazy, but everything's been so crazy and it just feels right.
Biliyorum bu çılgınca, ama her şey çılgınca gelişti zaten ve bunun doğru olduğunu hissediyorum.
But it just feels right.
Ama doğru olan bu gibi.
I mean, it just feels right.
Yani, bu doğru gibi.
♪ But it feels all right ♪
# Ama bu iyi hissettiriyor #
- Arvid Blixen, how do you feel right now? - It feels a bit...
- Arvid Blixen, şu anki duygularınızı alabilir miyiz?
- This feels right, and you know it. - I don't know it, and you don't know it.
- Doğru izdeyiz, biliyorsun.
I was just about to tell Rygel, how good it feels, to be back in my right mind.
Ben de tam Rygel'a aklımın doğru yerde olmasının ne kadar güzel olduğunu söylüyordum.
I would be quite a bit more time to spend with your... but it feels a bit strange because your husband right in the neighborhood.
Dinle, sana biraz daha takılmanın eğlenceli olacağını düşünüyorum ama artık bilemiyorum.
Valerie, it feels like there's a bunch of butterflies... flapping around in my stomach right now.
Valerie, midemin içinde kelebekler... uçuşuyormuş gibi hissediyorum.
All right, sometimes it feels like you gave up the whole world. I know that.
Bazen kendini dünyadan kopmuş gibi hissediyorsun.
it feels so good 63
it feels good 200
it feels like 63
it feels weird 32
it feels great 51
it feels wrong 33
it feels like it 19
it feels 74
feels right 17
right 138679
it feels good 200
it feels like 63
it feels weird 32
it feels great 51
it feels wrong 33
it feels like it 19
it feels 74
feels right 17
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847