English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm still looking

I'm still looking translate Turkish

321 parallel translation
Well, I'm still looking for Leggett.
Hala Leggett'i arıyorum.
I still bet Jericho saw us looking for him.
Eminim Jericho onu aradığımızı biliyor.
But I'm still looking.
- Hayır, ama aramaya devam.
I'm still looking for that one.
- Hala arayış içindeyim.
I still can't remember what I'm looking for.
Ne aradığımı hala hatırlayamıyorum.
- I'm still looking for it.
- Hala onu arıyorum.
"Still looking" I believe the expression is.
"Hala arıyorum." deyimine inanırım.
I'm still looking for one
Hâlâ arıyorum.
I'd still be looking at him if he hadn't started to run.
Kaçmaya başlamasaydı bakmaya devam ederdim sanırım.
I'm still looking for the doctor.
Hala doktoru arıyorum.
I'm still looking for Sampson. Where is he?
Hala Sampson'ı arıyorum.
We got your life arranged pretty good, but I'm still looking for a little entertainment.
Senin hayatın çok güzel düzene girdi, ama benim biraz eğlenmeye ihtiyacım var.
I'm still looking forward to a nice period of rest and relaxation on some lovely planet.
Uzanmak ve dinlenmek için sabırsızlanıyorum güzel bir... gezegende.
Uh, yeah. I came by because I'm still looking into the disappearance of Beau Williamson.
Hâlâ Beau Williamson'un kaybolması olayını inceliyorum.
I'm still looking into it, sir.
Hala araştıryorum, efendim.
I'm still looking for a bomb.
Hala bombayı arıyorum.
I figured if you was still looking for some dope on Eddie Shoebridge, I might have something for you.
"Eğer hala Eddie Shoebridge hakkında bir şeyler arıyorsanız anlatacaklarım olabilir."
I think I'm much better looking than you. How come you have a woman to love and I'm still a lonely bachelor?
Ben senden yakışıklı olduğum halde seni seven bir kadın oluyorda, ben neden hala müzmin bekarım?
I'm still looking.
Hala bakıyorum.
- I'm still looking.
- Hala bakıyorum.
If I'd been smart, he'd still be looking.
Akıllı davransaydım hala bakıyor olurdu.
I'm sure they're still looking for you.
Seni aramaya devam ettiklerine eminim.
I'm still looking for it!
Hâlâ arıyorum işte!
You know, I kept looking through my book. I still can't find your village on a map.
Hala kitabımda sizin köyü bulamadım.
And, man, I'm still looking for the answer. "
"Ve, adamım, ben hala cevabı arıyorum."
I'm still much better-looking!
Ben hala daha yakışıklı olanıyım!
In fact, I'm not sure whether I can get him down to the club but I know he's still looking for an opening act.
Aslında kulübe getirtebilir miyim bilmiyorum ama hala önden çalacak birilerini arıyor.
No, Daddy, they're still looking for your ear but I'm gonna have him sign it right underneath your eyebrow.
Hayır baba, kulağını hala arıyorlar Topu tam kaşının altından imzalatacağım.
I'm still looking for Lt Rocha's.
Üsteğmen Rocha'nınkileri hala arıyorum.
Granted, I still get stir-crazy sometimes but the wonderful thing is, if I want to see aliens I don't have to go looking for them.
Tamam, hâlâ başımın döndüğü oluyor ama en muhteşem tarafı, yabancıları görmek istersem onları aramama gerek yok.
I kept looking for you, and Uncle is still searching.
Seni arayıp durdum ve dayım hala seni arıyor.
In 20 years'time, when I'm looking in my prayer book, I'll probably still be thinking about Father Ted Curley.
20 sene sonra, dua kitabıma bakarken... muhtemelen hala Peder Ted Curley'i düşünüyor olacağım.
So, well, then I had to kill him and the police are still looking for me.
Eee, tabi sonra onu öldürmek zorunda kaldım. Polis hala beni arıyor.
I mean, I'm looking at a different face hearing a different voice... but somehow it's still you.
Yani farklı bir yüze bakıyorum farklı bir ses işitiyorum ama bir şekilde halen sensin.
But I'm still looking, Well, where are you finding'em?
Nereden bulacaksın?
Yeah, I'm still looking!
Evet, hala bakıyorum!
I'm still looking for Wilma to complete my juice glass set.
Ben de su bardağı setimi tamamlamak için Wilma Çakmaktaşı bekliyorum.
- I'm still not sure what we're looking for.
Mulder, hâlâ ne aradığımızı anlayamadım.
Still looking, I guess.
Hala arıyor, sanırım.
- Well, Spot, still looking for Flik?
- Adım Dot. - Pekala nokta, hala Flik'i mi arıyorsun?
Honesty is still the primary quality I'm looking for in a girl.
Aradığım kızda olması gereken en önemli şey dürüstlük.
I'm on my way to an audition, still looking for that big break.
Seçmelere gidiyorum, hâlâ patlama yapacağım şansımı arıyorum.
Despite my apprehension, I can't help but wonder what I'll be doing in three months'time- - still guiding Voyager through the Delta Quadrant, searching for a way home, or looking up old friends in Indiana?
Endişeme rağmen, yardım edemem ama bu üç ayiçinde ne yapacağımı merak ediyorum- - hala Voyager'e eve dönüş yolunu bulması için rehberlik ediyorum, ya da İndiana'daki eski dostları mı arıyorum?
I'm still looking for my root.
Ben halen kendi köklerimi arıyorum.
- I think I'm still looking for adventure.
- Sanırım hala macera arıyorum.
If we can distract him long enough to be in two places... We might be able to trick him into thinking I'm still looking for the potion.
Eğer dikkatini aynı anda iki yerde birden olmak isteyecek kadar dağıtabilirsek hala iksiri aradığımı düşünmesini sağlayabiliriz.
Hold on, I'm still looking.
Bekle, bakıyorum yine de.
I'm still looking for a porn talent agent.
Ve hâlâ iyi bir porno menajeri arıyorum. Tanıdığınız varsa...
Yeah, I'm still looking for my dad's Navy medal.
- Dennis. - Evet, hala babamın denizcilik madalyasını arıyorum.
Nowadays I have this dream that I'm back at the cliff and I'm looking down, and I can see her curled up still there, sleeping.
Bugünlerde tekrar kayalıklara döndüğümü görüyorum rüyamda. Aşağı bakıyorum ve onu kıvrılmış yatarken görebiliyorum. Hala orada, uyuyor.
But still, I'm looking at you, and you got all this already... and you're sitting here with me, working with a partner... in the city where you live, on a job that's gotten more complicated... than you thought it was gonna be.
Ama yine de, sana bakıyorum, ve sen bunlara zaten sahipsin... ve burada benimle oturuyorsun, ortağınla beraber... yaşadığın şehride çalışıyorsun, ve bu iş düşündüğünden çok daha... karmaşık bir hale geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]