English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Looking for what

Looking for what translate Turkish

8,665 parallel translation
You told me to watch your kids. What am I looking for?
Çocuklarınla ilgilenmemi söylemiştin.
What are we looking for?
Ne arıyoruz?
Didn't find what you're looking for?
Aradığınızı bulamadınız mı?
No, but I'd like to know what you're looking for. I'm looking for answers.
- Hayır ama ne aradığını bilmek isterim.
I know what you're looking for, but it's expensive. How expensive?
- Ne kadar pahalı?
If what Toby says is true, there's gonna be people looking for her.
Toby'in dediği doğruysa onu arayanlar olacaktır.
What are you looking for?
- Ne arıyorsun?
What am I looking for?
Ne arıyoruz?
What are you looking for here, Jason?
Ne istiyorsun, Jason?
I just want you to find what you're looking for.
Sadece aradığın şeyi bulmanı istiyorum.
- What are you looking for?
- Ne arıyorsun?
No, you're just afraid that Skeet doesn't look like what you thought you were looking for.
Hayır, sen Skeet'in aradığın biri gibi olmasından korkuyorsun.
Well, I'm not sure what I'm looking for, but I can tell you one thing...
Nasıl birini aradığımdan emin değilim. Ama şunu söyleyebilirim ; Skeet gibi birini değil.
Well, what the hell were they looking for?
Ne arıyorlardı?
That's not what I'm looking for tonight.
Bu aksam öyle birini aramiyorum. - Gerçekten mi?
What can you tell me about what you're looking for today?
Bana nasıl bir şey aradığınızı anlatır mısınız?
The tomb of Princess Aogu you mentioned before is exactly what they are looking for.
-... bulmak istiyorlar. - İlginç.
You infiltrated DYAD. Did you find what you were looking for?
Sen DYAD'e sızmayı başardın, aradığını bulabildin mi?
If you don't put yourself out there, Then you're never really gonna find What you're looking for anyways.
Eger simdi çikip ise koyulmazsan aradigini asla bulamayacaksin.
Because Castor knew exactly what they were looking for.
Çünkü Castor'lar ne aradığını adları gibi biliyorlardı.
Because Castor knew exactly what they were looking for.
Çünkü Castor'lar tam olarak ne aradıklarını biliyorlardı.
You won't find what you're looking for here.
Aradığını burada bulamayacaksın.
If we can bottle the human equivalent of pheromones, we could have exactly what I've been looking for all along.
Eğer insan feromonlarını şişeleyebilirsek uzun zamandır aradığımız şeyi yapmış oluruz.
No, these stories don't get at what I'm looking for.
- Hayır, bunlarda aradığımı bulamadım.
What is it that you're looking for?
- Senin aradığın ne?
I'm not looking for a husband, if that's what you mean.
Koca aramıyorum, eğer kastettiğiniz buysa.
What are we looking for?
Nereyi arıyoruz?
I hope you find what you're looking for.
Umarım aradığın şeyi bulursun.
Maybe I'm closer to finding what I was looking for than I realized.
Belki de farkettiğim şeyde çok aradığım şeyi bulmaya daha yakınımdır.
I know, and that's exactly what I'm looking for.
Biliyorum ve aradığım, tam da böyle bir şey.
You won't find what you're looking for if she's dead.
- Eğer ölürse aradığın şeyi bulamazsın.
But it's what you're looking for, right?
Ama aradığın şey bu, değil mi?
We're finding what you're looking for.
Aradığını buluyoruz.
- How do we know what we're looking for?
- Ne aradığımızı nasıl bileceğiz?
Well, I think this is what we're looking for.
Sanırım aradığımız şey bu.
What are you looking for?
Neye bakıyorsun?
What are you looking for in the end?
Bu hayattan ne umuyorsunuz?
Sir, what are we looking for?
Efendim, ne arıyoruz?
She... She came... She came looking for revenge for what we did to her man, just like you said, and I put her on a plane out of the country.
Dediğin gibi, adamına yaptıklarımız için intikam almaya geldi ve onu ülkeden çıkan bir uçağa koydum.
You realize what you're looking for.
Ne aradığınızın farkındasınız.
I was surprised he even knew what Esephera was, but he knew exactly what he was looking for.
Esephera'yı bildiğine şaşırdım ama ne aradığını biliyordu.
The man you were looking for was killed. I'm not sure if that's what you wanted, but, well, at least it's over, right? I...
Aradığınız adam öldürülmüş.
What are you looking for?
Ne bulmaya çalışıyorsunuz?
What we're looking for here... is a biological needle in a haystack.
Samanlıkta, biyolojik bir iğne arıyoruz burada.
What are we looking for?
Biz ne arıyoruz ki?
Okay. So what are we looking for?
O zaman neye bakacağız?
( Male narrator ) After six fruitless but exciting years in New York, chasing careers in modeling, publishing, fashion photography, and a dalliance with jewelry making, Rosie had finally found what she was looking for : A great man, a man who would love her, support her, and provide for her in manner about which she had always dreamt.
New York'ta geçen başarısız ama ilginç altı yıldaki modellik, yayıncılık, moda fotoğrafçılığı ve mücevher tasarımı alanlarında oyalanmalarının ardından Rosie sonunda onu seven, destekleyen ve hayal ettiklerini gerçekleştirmesi için ona maddi açıdan destek çıkan harika adamı bulmuştu.
And if he isn't, then how impatient he's for marriage.. .. and what kind of girl he's looking for. Understand?
Bekar değilse evlilik için ne kadar sabırsız olduğunu ve tür bir kız aradığını çözebilirim, anladınız mı?
What type of partnership are you looking for?
Nasıl bir ortaklık düşünüyorsunuz?
We must find what we're looking for.
Aradığımız şeyi bulmak zorundayız.
And then you will find what you are looking for.
Ve orada, aradığın şeyi de bulacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]