English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I always liked you

I always liked you translate Turkish

346 parallel translation
I always liked you.
Seni hep sevdim.
I always liked you, Mrs. Rosalie.
Sizi her zaman sevdim, Bayan Rosalie.
I always liked you and admired you.
Seni her zaman sevdim ve hayranlık duydum
I always liked you and Manuela.
Seni, Manuela'yı hep sevdim.
I always liked you.
Senden hep hoşlandım.
I always liked you, Luther.
Seni severim, Luther.
I always liked you women.
Her zaman kadınlar senden hoşlanırdı.
I ALWAYS LIKED YOU
SENDEN HEP HOŞLANDIM
You know I've always liked you.
Bilirsin, seni severim.
That's what I always liked about you.
Konu hep sendin.
I forgot you always liked those.
O kutuları sevdiğinizi unutmuşum.
I believe I'll say I've always been fond of you, Georgie. I can't say I've always liked you.
Seni her zaman sevdim, Georgie, ama her zaman hoşlandığımı söyleyemem.
I have always liked you, but you must not bring this gentleman again.
Sizi daima sevdim, ancak bu beyefendi ile bir daha buraya gelmeyin.
You know that I always liked dealing with the house.
Her zaman ev ile uğraşmayı sevdiğimi bilirsin.
One thing I always liked about you, Anne.
Seninle ilgili bir şeyi her zaman sevdim Anne.
One thing I've always liked about you, Fred, you're sentimental.
Bu huyundan hiç hoşlanmıyorum, Fred, fazla duygusalsın.
Well, you'll be a lawyer. You'll be a very good one too, I know. I've always liked lawyers.
Evet, avukat olacaksın hatta biliyorum ki en iyilerinden biri olacaksın.
I've always liked you but Dave's my blood.
Hep hoşlandım.
You always liked me when you thought I had money, didn't you?
Benden sadece param olduğu için hoşlandın, değil mi?
Because, whatever happens in England, or at the club, I'll always be able to imagine America, because I've met you and talked to you and liked you.
Çünkü İngiltere'de ya da kulüpte ne olursa olsun her zaman Amerika'yı hayal edebileceğim çünkü seninle tanıştım, konuştum ve senden hoşlandım.
Yeah. that's what I always liked about you, Jake.
Evet, bunu hep takdir etmişimdir, Jake.
I always liked to remember you, Cassidy.
Aynı eski güzel günlerdeki gibi. Seni hiç unutmadım, Cassidy.
I'd have liked to be... with you always.
Seninle birlikte yaşamak isterdim.
I've always liked your name, but I've kept it, for when you'd grow up.
Ama saklıyordum büyümeni bekliyordum.
I have always liked you.
Seni her zaman sevdim.
I know you always liked to make it for Janos
Bunu Janos'a yapmayı çok sevdiğini biliyorum.
I would have liked to be in the army but you can't always do what you want.
Her zaman orduda olmak istedim fakat her zaman her istediğini yapamıyorsun.
I've always liked you.
Senden hep hoşlandım.
You always liked me too. I could tell.
Senin de hep benden hoşlandığını söyleyebilirim.
You see, Mr. Bond, I always thought I liked animals and I discovered that I liked killing people even more.
Gördüğünüz gibi, Bay Bond hep hayvanları sevdiğimi düşünürdüm. Ama daha sonra insanları öldürmeyi daha çok sevdiğimi anladım.
What I always liked about you was your...
Sizin hep bu huyunuzu sevmişimdir..
I've always liked you.
Seni her zaman sevdim.
You don't like me, but I've always liked you.
Siz benden hoşlanmazsınız ama ben hep size yakınımdır.
Oh, Jerry, I always knew I liked you.
Jerry. Bildim bileli beni hep beğenirsin.
You know I've always liked you... and still do.
Biliyorsun, seni her zaman sevdim... Hala da seviyorum.
I've always liked you, Daniel, so I gave her to you as a gift.
Seni hep sevdim Daniel, bu yüzden karını sana bir hediye olarak verdim.
I've always liked them... - You don't have any of your own?
Ben her zaman onları sevdim... — Sizin çocuğunuz yok mu?
I have always liked you.
Senden her zaman hoşlandım.
One thing about you and me I've always liked, that's our fights.
Sen ve benim hakkımda her zaman sevdiğim şey bizim kavgalarımızdı.
Ming, I've always liked you because you talk straight.
Ming, seni her zaman sevdim ; çünkü sen doğru konuşursun.
Lane, you always liked this, and I want you to keep it.
Lane, sen bunu hep sevmişsindir. Sende kalmasını istiyorum.
You know, I've always liked your family.
Yani, ben her zaman ailenizi beğenmişimdir.
I always liked you, Bernie.
Çekil başımdan Bernie. Senden hep hoşlandım Bernie.
What I always liked best about you, Maurice, was when you'd put on those old show tunes and sing along with the record.
Seninle ilgili en sevdiğim şey, Maurice, eski şovların müziklerini koyup, plakla birlikte şarkı söylemendi.
- I've always liked you.
- Seni her zaman sevdim.
Well... I have always liked each other, is nonsense, but as you know...
Hep ilgimi çekmişlerdir, evet.
But I want you to know I think you're very special...'cause you always liked me, and that's a plus in my book.
Seni çok özel biri olarak gördüğümü bilmeni isterim. Beni hep sevdin sen. Bu da senin için artı bir puan.
I've always liked you.
Senden her zaman hoşlanmışımdır.
I have always liked you, you know that.
Her zaman seni sevdim, bunu biliyorsun.
Do you know that I always liked Hollywood very much. - [Audience Tittering]
Hollywood'u her zaman çok sevdim.
You know, I've always liked your comedy.
Biliyorsun, komedi anlayışını hep sevmişimdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]