I always loved you translate Turkish
536 parallel translation
But I always loved you!
Ama ben seni hep sevdim!
I always loved you, Martin...
Seni hep sevdim, Martin.
I always loved you like crazy, but you never wanted to betray Herbert.
Seni her zaman deli gibi sevdim, ama sen Herbert'e hiç ihanet etmek istemedin.
- You know I always loved you.
- Biliyorsun seni hep sevdim.
I have always loved only you.
Seni her zaman savundum canım.
Oliver, I do love you, and I've always loved you... even though I have turned into a silly... stupid, useless wife.
Oliver, seni seviyorum. Bazen aptal, sersem... işe yaramaz bir eş olsam bile... seni her zaman sevdim.
You know, once I had a little dog, and he always looked sad when I was sad and I loved him so.
Bir zamanlar küçük bir köpeğim vardı. Ben üzgünken hep üzgün görünürdü. Onu öyle çok severdim ki.
Never mind, darling. I've always loved you, despite your faults.
Boşver canım, seni her zaman sevdim, hatalarına rağmen.
I've always loved you.
Seni hep sevdim.
I've always loved you, but you've never given me a chance to show it.
Seni daima sevdim. Ama bunu göstermem için hiç fırsat vermedin.
I've always loved you.
Seni daima sevdim.
What I'm trying to say is... only I'm not a poet, I'm an ophiologist... I've always loved you.
Demek istediğim, ben bir şair değilim, sadece bir bilim adamıyım, ama ben seni her zaman için sevdim.
I want your last thoughts to be of me. Because I've always loved you. I've never deceived you.
En son düşündüğün ben olayım zira seni hep sevdim.
Maybe I should, but you can't blame a man... for trying to hold on to something that he loves... that he always has loved and always will love.
Belki öyle yapmalıydım, ama seni seven, hep sevmiş ve sevecek olan ve seni kaybetmemeye uğraşan bir adamı suçlayamazsın.
I loved you when I first saw you, I always have, though I never saw you before.
Daha ilk karşılaşmamızdan önce seni sevdim, fakat o zaman seni daha hiç görmemiştim.
Since I came home and even before. He never loved you. lt's always been me.
Eve döndüğümden hatta daha öncesinden beri.
- You and I have always loved her.
- Sen ve ben onu daima sevdik. - Ben sadece kendimi severim.
I've always loved you.
Seni her zaman sevdim.
If this letter reaches you, believe this... That I love you now as I've always loved you.
Bu mektup size ulaşırsa, şuna inanın ki her zaman olduğu gibi şu anda da sizi seviyorum.
- I've always loved you.
- Seni hep sevdim.
I've always loved you, Suzy.
Seni her zaman sevdim Suzy.
I have always... I have always loved you, madam.
Ben sizi her zaman tüm varlığımla sevdim.
I've always loved you and i will love you for all eternity.
Seni her zaman sevdim ve sonsuza dek seveceğim.
You always said I never loved Big Daddy.
Koca Baba'yı sevmediğimi söylersin hep.
I knew then that I still loved you and that I always would.
O zaman seni hala sevdiğimi ve hep seveceğimi anladım.
I've always loved you, but I lost everything the moment I betrayed you.
Her şeyi berbat eden bir anlık gaflet dışında daima seni sevdim.
I have always loved you.
Sizi hep sevdim.
I've always loved you, and you love me too. isn't that true?
Seni hep sevdim, sen de beni seviyorsun, değil mi?
Little liar, you know I've always loved you!
Küçük yalancı, seni her zaman sevdiğimi biliyorsun!
I've always loved you, since that night.
Seni hep sevdim, o geceden beri.
I've always loved you.
Hep sevdim.
I hope that I may tell you everything, that I have always loved you.
Sana her şeyi anlatmak istiyorum, seni ne kadar sevdiğimi.
I've always loved you.
Senin için herzaman en iyisini istemişimdir.
I've always loved you, and you're just as black as he is.
Seni hep sevdim ve sen de onun kadar siyahsın.
I have always loved you, Eva, and I still love you.
Seni hep sevdim, Eva, ve seni hala seviyorum.
Mary, I have always loved you.
Mary, seni hep sevdim.
I wondered if Mathilde, whom I'd only just met, wasn't closer to me than you, dear brother, whom I'd always loved, whom I still love, but with whom I share nothing but memories.
Acaba dedim kendi kendime, daha yeni tanıştığım şu Matilde... bana daha yakın mıdır senden ; hep sevdiğim yine de seveceğim ama anılardan başka hiçbir ortak yanımız olmayan kardeşimden.
I've always loved you, Jered.
Seni her zaman sevdim, Jered.
My leather jacket is for you. I always loved the way that looked on you.
"Deri ceketimi kendine ayır, üzerinde çok güzel dururdu hep..."
I've always loved you, Gabriel.
Seni hep sevdim, Gabriel.
Of all my nephews, I've always loved you the best.
Bütün kuzenlerim arasında, En çok seni sevdim.
I've always loved you ever since we were kids.
- Boris!
I've always loved you very much.
Her zaman sana aşıktım.
I've always loved you, aver since I was a girl
Hep sevdim, küçüklüğümden beri.
You've always been my little man, I've never loved another.
Her zaman ben küçük beyim oldun, hiç başkasını sevmedim.
In my own curious fashion... I think... I've always loved you.
Kendi meraklı doğam gereği düşünüyorum da, seni her zaman sevmişim.
All along these 2 years I've always loved you
Tüm o 2 yıl boyunca, ben seni sevmiştim
You know, in all honesty, I always loved Julia.
Biliyorsun, tamamen dürüst olmak gerekirse, Julia'yı hep sevdim.
Mickey, I'm feeling... much better now. You know, Mick... I always loved Dad.
Mickey, kendimi... daha iyi hissediyorum.
I've... I've always loved you.
Sizi her zaman sevdim.
I haven't been a good father, but I have always loved you.
İyi bir baba olamadım, ancak seni her zaman sevdim.