I feel like a translate Turkish
6,553 parallel translation
- I feel like a spy.
- Sanki casus gibiyim.
What, I feel like a failure, okay?
Başarısız oldum gibi hissettim tamam mı?
I feel like a junkie.
Bağımlı gibi hissediyorum kendimi.
I feel like a mule.
Katır gibi hissediyorum.
I feel like a new man.
Başka bir adammışım gibi hissediyorum.
I feel like a molester.
Kendimi tacizci gibi hissediyorum.
Oh, my God. I feel like I've got a hamster wheel in my head.
Kafamda bir hamster tekerleği dönüyor gibi.
Jon misses his family, and I feel like I made him leave a job he really liked.
Jon ailesini özlüyor. Ayrıca ona gerçekten sevdiği bir işi bıraktırmışım gibi hissediyorum.
This... makes me feel like I'm driving a tank and... rolling over piles of skulls and blasting mortar shells through everybody that pissed me off.
Bu... bana havan mermisi patlamaları içinde... bana kızgın insanların kafatasları üzerinde gezinen bir tank sürüyor gibi hissettiriyor.
I don't feel like putting my head through a wall.
Kafamı bir duvara koyuyormuş gibi hissetmiyorum.
I feel like I'm having a dream where I'm stuck inside an elevator, revolutionizing world energy.
I ı'm sıkışmış bir rüyayı Özür gibi hissediyorum. Bir asansörün içinde, dünya enerji devrim.
I feel like this is gonna hurt a little bit.
Sanırım bu biraz canını yakacak.
I feel like I should make a toast. Again?
- Kadeh kaldırmam gerekiyor gibi.
Why do I feel like that's a trick question?
Neden bu soru kandırmacalı bir soruymuş gibi hissediyorum?
You can feel like a person after I see my actual baby that came out of me and exists.
Benden çıkan ve gerçekten var olan çocuğumu gördükten sonra insan gibi hissedebilirsin.
I can't eat a ham sandwich and feel like a sated normal human being.
Jambonlu sandviç atıştırıp normal bir insan gibi hissedemem tekrardan.
I feel like the youngest girl in a dorm.
Yurttaki en genç kızmışım gibi hissediyorum kendimi.
- I feel like it's a thing now, and...
Yani bu mesele beni biraz...
Feel like you're ready now to share a little more with me? I am.
- Artık benimle daha fazla şey paylaşmaya hazır mısın?
I feel like we've barely had a chance to speak all week.
Bütün hafta boyunca neredeyse hiç konuşma fırsatımız olmadı.
I feel like this is a job that will be replaced by robots someday.
Bir gün robotlar tarafından yapılacak bir işmiş gibi geliyor.
It makes me feel like I'm a better man.
Daha iyi biri gibi hissetmemi sağlıyor.
I'd hate for you to feel like a third wheel.
Kendini fazlalıkmışsın gibi görmeni istemem.
On the advice of my therapist, Dr. Richard Nygard, whenever I feel like yelling, I just take a deep breath and say three great things about being alive.
Terapistim Dr. Richard Nygard'ın önerisi. Ne zaman içimden bağırmak gelse beni hayata bağlayan güzel şeyleri sayıyorum.
I feel like there should be a term for that.
Bunu karşılayan bir terim olsaydı keşke.
- See, just thinking I'm a congressman makes me feel like one.
- Kongre Azası olduğumu varsayınca o havaya giriverdim.
I feel like it would be a perfect fit.
Hatta tam ona göre olabilir bana sorarsan.
I feel like I need to take a shower in pig's blood to wash all the niceness off me.
Bu yardımseverliği domuz kanıyla yıkanarak akıtasım geliyor.
[Voice breaking] I'm getting all choked up, and I feel like it's a week too early for that.
Tıkanıyorum, bir haftaya kalmaz biterim herhalde.
Whenever I see you without your baby, I feel like it's my duty to remind you that you have a child in case you've left it someplace.
Seni ne zaman bebeksiz görsem çocuğunu bir yerde bırakmış olmayasın diye hatırlatma ihtiyacı hissediyorum.
I feel like I lost a child.
- Evladımı kaybetmiş gibi hissediyorum.
And, like... I feel like... there's nothing I can say that wouldn't be better said... - in, like, a book.
Bence kitapta söylenenlerden daha iyi bir şey söyleyemem.
You know, I didn't force them to get in the cab, and now they're acting like it's my fault, like I should feel so bad they're gonna have to spend a couple nights in jail.
Taksiye binsinler diye zorlamadım onları. Şimdi de suç benimmiş gibi davranıyorlar. Nezarethanede iki gece geçirecekler diye kendimi çok kötü hissetmem lazım sanki.
Where the guards at? I feel like this is one of those things, like, when all the dogs and the horses disappear before there's an earthquake o-or a tidal wave or something.
- Bence bu deprem veya tsunamiden önce atlar ve köpekler falan kaybolur ya onun gibi bir şey.
You know, Alex and I may be on a break right now, and it's not like I... It's not like I don't feel things.
Şu an Alex'le ayrı olabiliriz ama ben de bir şeyler hissetmiyor değildim ona karşı.
I feel like we're standing in front of a Vegas buffet of money and we're only allowed to take, like, a plate of fries at a time.
Kendimi Vegas açık para büfesinin önündeymişim de her seferinde bir tabak kızartma almamıza izin veriyorlarmış gibi hissediyorum.
I feel like I got a secret, you know?
Bir sır saklıyorum sanki.
- Oh, I feel- - - Like a person.
- Kendimi şey gibi hissettim...
Yeah, but I have to keep adjusting my sleep numbers, each and every night, just a tiny bit, until one day I feel like I'd wake up and think, "Fuck",
Evet, ama sürekli uyku numaralarımı ayarlamam gerekecek. Her gece, biraz biraz. Ta ki bir gün uyanıp, "Yıllardır düzgün uyuyamadım" diye düşünene kadar.
No. I still feel like a loser.
Hayır.Hala bir kaybeden gibi hissediyorum.
♪ You call yourself a father, whoa ♪ ♪ Feel like I'm reaching for the stars ♪
â ™ ª You call yourself a father, whoa â ™ ª â ™ ª Feel like I'm reaching for the stars â ™ ª
Ugh, I feel like I'm gonna have a heart attack.
Kalp krizi geçirecek gibiyim.
Having said that, I'm aware that not everyone in there doing a class wants to feel like they're doing it to an audience, so, you know, I just think we'd have to be really mindful
Hazır bunu söylemişken, herkesin tek aynı yerde ders yaparken dışarıdan izleniyormuş gibi hissedeceklerinin farkındayım.
I just feel like I need a real job or a real boyfriend, or at least to try those things and see if I like them.
Gerçek bir işe, gerçek bir sevgiliye ya da en azından sever miyim diye bunları denemeye ihtiyacım var.
Someone made that image and sneaked it past cameras to post it up there... for anyone to see, for a kid to see... doesn't that make you feel like, I don't know, maybe it's not a good thing?
Biri o görüntüyü çekti ve kameralara yakalanmadan gizlice oraya astı. Biri görsün diye, bir çocuk görsün diye. Bu size yanlış bir şey gibi gelmiyor mu?
I don't want to feel like we're co-workers in a mental hospital!
Akıl hastanesindeki mesai arkadaşları gibi olmak istemiyorum artık!
I just feel like I needed a fresh start here.
Burada yeni bir başlangıca ihtiyacım vardı.
I feel like I have a whole new sense of freedom.
Yepyeni bir özgürlük duygusu yaşıyor gibiyim.
I feel like I just, like, made a decision.
Galiba kararımı verdim.
I just feel like there's some kind of a weird judgment going on.
Sanki bu konuda bize bir kırgınlığınız var gibi.
I feel like crazy, nasty sex is a mandatory class at French college or something.
Fransa'da okullarda verilen seks dersindeymişim gibi hissettim.
i feel like an idiot 56
i feel like a new man 17
i feel nothing 63
i feel your pain 36
i feel you 138
i feel like shit 51
i feel like dancing 23
i feel fantastic 19
i feel the same way 123
i feel sorry for you 124
i feel like a new man 17
i feel nothing 63
i feel your pain 36
i feel you 138
i feel like shit 51
i feel like dancing 23
i feel fantastic 19
i feel the same way 123
i feel sorry for you 124
i feel bad 209
i feel great 244
i feel like crap 25
i feel bad for you 18
i feel good 254
i feel weird 48
i feel fine 243
i feel for you 83
i feel bad for him 20
i feel guilty 61
i feel great 244
i feel like crap 25
i feel bad for you 18
i feel good 254
i feel weird 48
i feel fine 243
i feel for you 83
i feel bad for him 20
i feel guilty 61