English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I killed her

I killed her translate Turkish

2,656 parallel translation
I killed her.
- Onu öldürdüm.
I killed her.
Onu öldürdüm.
Everything that I did when I killed her, it happened to me.
Onu öldürürken yaptığım her şey benim de başıma geldi.
She was 17... and I killed her.
17 yaşındaydı... ve ben onu öldürdüm.
Yeah, and I killed her.
Evet ve ben onu öldürdüm.
I killed her.
Onu ben öldürdüm.
I think I killed her.
- Sanırım onu öldürdüm.
Can you tell Thursday, if he wants to know who killed Mary Tremlett find out where her clothes came from.
Thursday'e söyler misin, Mary Tremlett'i kimin öldürdüğünü bulmak istiyorsa elbiseleri nereden gelmiş, bulsun.
If it hadn't been me stealing her money, it would've been somebody else, and they probably would've killed her, too, so I hope you're happy.
Ben parasını çalmasaydım, bunu başka birileri yapacaktı. Ayrıca büyük olasılıkla onu öldürürlerdi de. Umarım mutlusundur.
I've probably killed her.
MUHTEMELEN ONU ÖLDÜRDÜM.
You can charge me, you can charge me, but-but what jury is going to believe that I killed a girl, cut her up, and then dumped her in the museum, all in 38 seconds?
Beni suçlu bulabilirsiniz ama hangi mahkeme 38 saniye içinde bir kızı öldürüp parçalayıp, müzeye tıktığıma inanır ki?
I would have killed her in the ravine.
Onu geçitte öldürebilirdim.
I saw her, so Karl couldn't have killed her.
Onu gördüm, yani Karl yapmış olamaz.
Because whoever is out there that killed David, if they find out what I did, they might kill me, too.
Çünkü David'i her kim öldürdüyse ne yaptığımı öğrenirlerse beni de öldürebilirler.
I almost killed her, all right?
neredeyse onu öldürüyordum, tamam mı?
And how do I know you haven't killed her already?
Onu çoktan öldürmediğini nereden bileyim?
And I'm pretty sure I know who killed her.
Onu kimin öldürdüğünü biliyorum.
But unless I can prove Harris or a partner administered that drug and that it killed her, there's no murder here.
Ama Harris'in yada ortağının kıza ilaç verip öldürdüklerini kanıtlayamadıkça ortada bir cinayet yok.
Siobhan killed herself, and I assumed her identity.
Siobhan intihar etti, ben de onun yerine geçtim.
" I knew he'd killed her.
"Onun kızımı öldürdüğünü biliyordum."
Enough to move back to L.A. for her where I might get killed.
Öldürülebileceğim yer olan Los Angeles'a geri dönecek kadar.
I swear to God if you already killed her...
Onu öldürdüysen yemin ederim...
Siobhan! Siobhan killed herself, and I assumed her identity.
Siobhan intihar etti, ben de onun yerine geçtim.
And then we went out on the boat, and... I made her believe I killed myself.
Tekneyle açıldığımızdaysa, kendimi öldürdüğümü sanmasını sağladım.
I made her believe I killed myself.
- Onu intihar ettiğime inandırdım.
Are you implying I hired someone to have her killed?
Beni işe aldığım birini öldürdüğümü mü ima ediyorsun?
I don't think she was killed because of her anticapitalist polemic.
Zaten bu antikapitalist söylemi dolayısıyla öldürüldüğünü sanmıyorum.
Everything he did, everyone he killed, or tried to, it's all because he wanted Diana and I to be a part of a Balcoin circle.
Onun her yaptığı, öldürdüğü herkes ya da öldürmeye çalıştığı herkes bunların hepsini Diana ile ikimizin bir Balcoin topluluğuna dâhil olmamızı istediği için yapmış.
And I think she confronted him just like she confronted me... and then he killed her.
Benimle yüzleştiği gibi onunla da yüzleşti. Sonra da adam onu öldürdü.
But that's gone now because she's been killed and I'm looking at your pervy pictures of her naked body and I'm hearing you say, "I'm glad she's dead."
Ama artık değil çünkü öldürüldü. Ve onun çıplak vücudunun sapkın fotoğraflarına bakıyorum ve üstüne üstlük "öldüğüne sevindim" diyorsun.
I'm sure that it got her killed.
Onu öldürttüğüne eminim.
I thought for sure Mark Gabriel killed her, tried to kill me.
Mark Gabriel'in onu öldürdüğünden, beni öldürmeye çalıştığından emindim.
I killed him because he lied to me every day of my marriage.
Onu öldürdüm çünkü evliliğimizin her gününde bana yalan söyledi.
I'm sorry, but I couldn't walk in that room and look at her, knowing that I'm the one who almost killed her.
Üzgünüm, ama neredeyse onu öldüren kişi olarak odaya öylece girip göremezdim.
I've heard about her. The show's creators killed her character off After some nude photos of her surfaced...
Etkileyici onu duymuştum
That dastardly woman killed the coolest man on earth over this treasure, and I will not let her get there first, Gus.
O alçak kadın dünyadaki en süper adamı bu hazine için öldürdü. Onun koleksiyona bizden önce ulaşmasına izin vermeyeceğim, Gus.
No, no! I know that he killed her. You don't...
Onu öldürdüğünü biliyorum.
I think you killed him and I am gonna spend every waking moment haunting you until I prove it.
Bence sen onu öldürdün ve her anımı bunu ispatlayıncaya kadar senin peşinde harcayacağım.
Come on, Charlotte. I mean, she had just heard that her husband killed her baby, a baby he never wanted, and tried to force her to have a hysterectomy.
Kadın, kocasının bebeğini öldürdüğünü daha yeni öğrendi.
I killed a guy for her.
Ben de onun için bir adam öldürdüm.
If I killed her, why wouldn't I have killed your wife, too?
Onu öldürecek olsaydım karını da öldürmez miydim?
Did the bastard who killed Kate violate her?
Kate'i öldüren piç kurusu ona el sürmüş mü?
Since I was with her just before she was killed,
Öldürülmeden hemen önce onunla birlikteydim.
I killed a member, self-defense or not.
Her neyse, nefs-i müdafaa olsun olmasın, bir üyeyi öldürdüm.
Whoever killed Delancey, it goes way beyond politics.
Delancey'i öldüren her kimse bu politikanın ötesinde bir şey.
He can't have killed Josefin or even saw her.
Josefin'i öldüremez onu göremez bile
Look, if I killed my wife, why would I be the one to report her missing?
Karımı öldürseydim kayıp olduğunu bildiren kişi ben olmazdım.
I don't know who killed her, but if I did, I'd give the guy a medal.
Onu kimin öldürdüğünü bilmiyorum... ama bilseydim, yapana altın madalya verirdim.
Well, it was late, I was up on the marquee changing the bill, and I saw her get in the cop car with the guy who killed her.
Evet, saat geç olmuştu, gösteri tabelasının altındaydım faturaları düzenliyordum ve sonra onu gördüm. Onu öldüren adam ile polis arabasındaydı.
I don't know if I really killed her.
Ben de bilmiyorum.
These lacerations look shallow, nonlethal, but I won't know exactly what killed her until I get her back to the morgue.
Bu yaralanmalar ölümcül olacak kadar.. derin değil, ama morga götürmeden onu neyin öldürdüğünü anlayamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]