I seen him translate Turkish
5,180 parallel translation
I seen him before.
Onu daha önce görmüştüm.
Father Danny, he's here in L.A. I seen him.
Peder Danny, Los Angeles'ta. Gördüm onu.
Yeah, I seen him.
Gördüm tabii.
Yeah, I seen him.
- Gördüm tabii.
He's a lot more focused than I've seen him in a while.
Bir süredir görmediğim kadar kendini işine verebiliyor.
I haven't seen him.
Onu bir süredir görmedim.
But I haven't seen him for 7 years.
Ama 7 yıldır onu görmedim.
- I haven't seen him since this morning.
- Bu sabahtan beri onu görmedim.
You know, I haven't seen him or even talked to him in years.
Biliyorsun ki yıllardır onu görmedim. Hatta konuşmadım bile.
I... haven't seen my brother since they took him.
Götürdüklerinden beri kardeşimi görmedim.
I'd seen him before, lots of times.
Onu daha önce de görmüştüm, pek çok kez.
The longest I've seen him leave anybody alone is six minutes.
Onun hiç kimseyi 6 dakikadan fazla tek başına bıraktığını görmedim.
And I haven't seen him for years.
Onu yıllardır görmedim.
Look, I wish I could, but I've never seen him.
Keşke edebilsem ama ben onu hiç görmedim.
Mm, normally I'd throw him back in prison, But old Speedy may have seen something useful last night.
Normalde onu çoktan hapse geri göndermiştim ama bizim eski Hızlı dün gece bir şeyler görmüş olabilir.
I mean, he used to come by the club all the time, at least twice a week, and I haven't seen him in months.
Eskiden sık sık kulübe uğrardı. Haftada en az iki kere gelirdi ama aylardır ortalıkta görünmüyor.
I've known him for a long time, I've seen his work.
Uzun zamandır tanıyorum ve çalışmalarını gördüm.
Uh, I haven't seen him this morning.
Bu sabah onu görmedim.
I've seen what Nando does to guys that cross him.
Nando'nun kendine karşı olanlara ne yaptığını gördüm.
I knew I hadn't seen him around...
Onu etrafta görememiştim ama ona bunun olduğuna inanamıyorum.
I haven't seen him in hours.
Onu saatlerdir görmedim.
Wish I could've seen him take out the shredder.
Onu Shredder'ı haklarken görmeyi dilerdim.
Not much. Matter of fact, I don't think I've ever seen him outside the office.
İşin doğrusu, onu ofis dışında pek görmüyorum.
I haven't seen him since yesterday morning.
Dün sabahtan beri onu görmedim.
I was worried about Freddie, I'd not seen or heard from him,
Göremediğim ya da haber alamadığımdan Freddie hakkında endişeliydim.
I Haven't seen him lately, but he's always been a good guy.
Onu uzun zamandır görmedim ama her zaman iyi bir adamdı o.
I haven't seen him all day.
Tüm gün görmedim onu.
I've never seen him before.
Onu daha önce hiç görmedim.
I haven't seen him in, like, forever, but, guys, trust me.
Çok uzun süredir görüşmüyoruz ama çocuklar inanın bana gördüğüm en havalı ikinci insandır.
Now, normally, if somebody would tell me that one guy lifted an S.U.V., I'd tell him to take a flying leap, but after what I've seen... Nothing's impossible.
Normalde biri bana adamın arazi aracını kaldırdığını söylese ona uçup gitmesini söylerdim ama gördüklerimden sonra hiçbir şey imkansız değildir.
I mean, I've seen Pete put him to bed a thousand times.
Demek istediğim Pete'i kaç defa onu yatırırken gördüm.
I haven't seen him in 20 years.
Onu 20 yıldır görmüyorum.
I haven't seen Boden like that since Shonda left him.
Shonda terk ettiğinden beri Boden'ı böyle görmedim.
I'm sure I've seen him somewhere.
Bir yerlerde gördüğümden eminim.
- I haven't seen him for ten years.
- Onu on yıldır görmüyordum.
I've never seen him before in my life.
Kendisini hayatımda hiç görmedim.
I've seen him.
Onu gördüm.
But I've seen him in tatters.
Ama onu yırtık pırtık giysilerle görmüştüm.
I haven't seen him all day.
Bütün gün onu görmedim.
I've seen him before.
Onu daha öncede görmüştüm.
I haven't seen him since yesterday.
Dünden beri görmedim.
I ain't never seen no one like him before.
Daha önce hiç onun gibi birisini görmemiştim.
i haven't seen him.
Onu hiç görmedim.
You know, I've never seen him so keen to risk his own life.
Kendi hayatını tehlikeye atmaya bu kadar can attığını hiç görmemiştim.
I haven't seen him since the op.
- Operasyondan beri görmedim.
Although I hadn't seen him in many years.
Gerçi onu görmeyeli uzun zaman oldu.
I've never seen him this happy before.
Hiç bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim.
I haven't seen him for a week, no one has.
Kayıp. Bir haftadır onu görmedim, kimse görmedi.
I'm sure if we just check his usual hangouts, someone will have seen him.
Genelde takıldığı yerlere bakarsak, eminim onu gören birisi çıkacaktır.
You haven't seen him in a while. I understand.
Onu bir süredir görmüyorsun, anlıyorum.
- Have you seen him lately? - I'm...
- Son zamanlarda onu gördünüz mü?
i seen it 25
seen him 16
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i see 10118
seen him 16
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i see 10118
i see you 502
i see what you did there 35
i see you every day 16
i see your point 119
i see how it is 35
i see love 28
i see what you mean 147
i see nothing 55
i see it in your eyes 21
i see it 648
i see what you did there 35
i see you every day 16
i see your point 119
i see how it is 35
i see love 28
i see what you mean 147
i see nothing 55
i see it in your eyes 21
i see it 648