In a few hours translate Turkish
1,659 parallel translation
In a few hours, Griffin is gonna get a subpoena so they can check my prints.
Griffin, parmak izlerimi alabilmek için birkaç saat içerisinde bir mahkeme celbi çıkartacak.
- In a few hours.
Birkaç saati var.
If we can get across, we can walk it in a few hours.
Eğer karşıya geçersek bir kaç saat yürüyebiliriz.
- Can you tell Jo I'll be back in a few hours?
- Jo'ya birkaç saat içinde döneceğimi söyleyebilir misiniz?
If you could spare Dash, we could find'em in a few hours.
Dash'i ayarlarsan bir kaç saatte onları bulabiliriz.
Ida is in a few hours back and checks to see whether you have done.
Ida birkaç saatte bir ilişki oldu mu diye, sizi kontrol edecek.
I'm operating in a few hours.
Bir kaç saat içinde ameliyatım var.
The cab is coming in a few hours and I haven't even started.
Taksi bir iki saate gelir ve ben toplanmaya başlamadım bile.
Well, if your oxygen level stays up, you can go home in a few hours.
Oksijen seviyelerin yükselmeye devam ederse, birkaç saat sonra eve gidebilirsin.
You'll be able to post bail for him in a few hours.
Birkaç saat sonra kefaletini ödeyebileceksiniz. Oturun.
I will see you in a few hours, OK?
Birkaç saat içinde görüşürüz. Tamam mı?
No, I'll pick you up in a few hours.
Hayır, birkaç saat sonra alacağım seni.
You should be able to go in in a few hours.
Bir kaç saat sonra içeri girebilirsin.
In a few hours, I'm no longer going to be your chief.
Birkaç saat sonra artık şefiniz olmayacağım.
What are you doing here? Aren't you getting married in a few hours?
Bullit, burada ne yapıyorsun?
If you're not in a hurry, Brother Martin's heading into town in a few hours.
Acelen yoksa, Kardeş Martin iki saat sonra şehre gidecek.
- We should see results in a few hours.
- Birkaç saat içinde sonuçları görürüz.
know more in a few hours.
Bir kaç saat içinde öğrenirsiniz, tamam mı?
Uh, in a few hours.
- Birkaç saat içinde.
We'll have the answer in a few hours.
Bir kaç saat içinde cevabı buluruz.
The Sun's gonna go down in a few hours.
Güneş birkaç saat içinde batacak.
- No, Katherine. This deadline is in a few hours.
- Birkaç saat içinde süre bitecek.
And the mainframe should be back up and running in a few hours.
Ana bilgisayar da birkaç saat içinde tekrar tam kapasiteyle çalışacak.
- I'm gonna be back in a few hours.
Birkaç saat içinde dönerim.
There's a flight in a few hours.
Birkaç saat sonra uçağın kalkıyor.
We wanna know the hazards in the area. Condor's gonna be here in a few hours.
Bölgedeki tehlikeleri öğrenmek istiyoruz.
I'll be back in a few hours. No problem.
birkaç saate dönmüş olurum. sorun yok.
I'm just gonna tell Rodney you'll be back in a few hours.
Rodney'e birkaç saat içinde döneceğini söylerim.
In a few hours we'll celebrate our victory.
Birkaç saat sonra, zaferimizi kutluyor olacağız.
The Police got a tip today, Jordan, that a blue Audi was parked at the glen for a few hours the night Chandling went missing.
Polis bugün bir ipucuna ulaştı, Jordan. Chandling'in kaybolduğu gece mavi bir Audi dere kenarında birkaç saat park halindeymiş.
I mean, there's only two phones in the... well, in the world, and one of them is in my office, and the other's in your office, and those two didn't even exist until about a few hours ago.
Demek istediğim, dünya üzerinde sadece iki tane telefon var. Birisi benim ofisimde, diğeri de senin ofisinde. Birkaç saat önceye kadar ikisi de yoktu.
I took him to the hospital in my car, where he died a few hours later.
Arabamla onu hastaneye götürdüm ama birkaç saat sonra öldü.
I've just got to fill in a few things in this ledger, all the hours I've done this week.
Defterime işlemem gereken şeyler var bu haftaki çalışma saatlerim.
In a few short hours the sun will set you free.
Seni piç!
A few hours later Câline landed in Paris.
Birkaç saat sonra Câline, Paris'e döndü.
I'm, uh, I'm on the next flight out, but it's not for a few hours, and Jane's parents are in Rome.
Bir sonraki uçakla yola çıkacağım. Ama bir kaç saat bekleyecek. Jane'in ailesi Roma'dalar.
Like I say, he's performing above grade level in most subjects, though he could stand to put a few more hours into biology.
Dediğim gibi, Bir çok konuda sınıfının üzerinde performans gösteriyor, ancak biyolojiye biraz daha fazla zaman ayırabilir.
up until a few hours ago, this was considered one of the safest neighborhoods in las vegas.
Bir kaç saat öncesine kadar burası Las Vegas'ın... en güvenli mahallelerinden biri olarak kabul edilirdi.
You're hours away.He'll be here in a few minutes.
O birkaç dakika sonra burada olur.
Whatever secrets the private dick shared with his clients would, in a few short hours, be tucked away in his grave forever.
Ne zaman dedektif bir sırrı müşterisi ile paylaşsa bir kaç saat içinde mezarına doğru yola çıkar.
I went back in time to a few hours ago.
Birdenbire kendimi birkaç saat öncesinde buldum.
I mean, it's just a stopgap, but at least it may buy us a few hours. Do we know what's in these?
Sadece geçici bir önlem, ama en azından bize birkaç saat kazandırır.
Well, according to tox, the hemolytic component of the venom had time to break down tissue, which means that it had to have been in his system at least a few hours.
Toksikolojiye göre, yılan zehiri dokuyu bozacak zamanı bulmuş. Bu da onun, en azından birkaç saattir kanında olduğunu gösterir.
Now, I may lean on you a bit. Especially in the next few hours.
Önümüzdeki birkaç saat daha sizden yardım alabilirim.
It's me. Listen, I have been making some great progress with Mia, and I was hoping to put in a few more hours but I wasn't sure if Jamie and Nathan were waiting on me for dinner.
Dinle, Mia'yla harika bir gelişme sürecindeyiz, ve sanırım birkaç saat daha sürecek, ama Jamie ve Nathan'ın beni akşam yemeği için bekleyebileceklerinden emin değilim.
You just have to make a hole in the ceiling, clean and fill it... a few hours.
Sadece tavana bir delik açacaksın, temizleyip oraya dolgu yapacaksın, birkaç saat sürer.
- I know, but a few hours after I linked up, there was heavy military activity in the area.
Biliyorum ama... Bağlandıktan birkaç saat sonra bölgede önemli bir ordu aktivitesi oldu.
I've only known Claire a few hours, And I'm so in love with her.
Claire'i sadece birkaç saattir tanıyorum ve onu deli gibi seviyorum.
A spokesman for the fire department tells me they hope to have the fire contained in the next few hours.
Bir itfaiye sözcüsü, yangını, önümüzdeki birkaç saat içinde kontrol altına almayı umduklarını söylüyor.
It seems as though there was some kind of disturbance in the planet's ionosphere a few hours ago.
Görünüşe göre birkaç saat önce gezegenin iyonosferinde bir karışıklık olmuş.
Listen, I goto take off for a few hours, so you're in charge.
Bak, benim birkaç saatliğine gitmem gerek. Sorumlu sensin.
in a sense 166
in a row 31
in another life 66
in any case 862
in a nutshell 86
in an hour 114
in a few days 103
in and out 206
in a way 872
in a week 88
in a row 31
in another life 66
in any case 862
in a nutshell 86
in an hour 114
in a few days 103
in and out 206
in a way 872
in a week 88
in any event 133
in a good way 122
in a few minutes 93
in addition 208
in advance 48
in africa 59
in a meeting 17
in an ideal world 29
in a moment 128
in a minute 428
in a good way 122
in a few minutes 93
in addition 208
in advance 48
in africa 59
in a meeting 17
in an ideal world 29
in a moment 128
in a minute 428
in a second 81
in all likelihood 54
in all 68
in a month 82
in a 180
in a year 54
in any way 55
in america 213
in a word 105
in all honesty 63
in all likelihood 54
in all 68
in a month 82
in a 180
in a year 54
in any way 55
in america 213
in a word 105
in all honesty 63