In the beginning translate Turkish
2,403 parallel translation
In the beginning I made 200 reais.
Başta 200 reai kazandım.
In the beginning... I felt that, um, Sean and Christian were family, you know.
Başlarda Sean ve Christian'ın aile gibi olduklarını düşünmüştüm.
Mister said they were the worst, hit the hardest in the beginning.
Beyefendi en kötüsünün orada başladığını Ve en kötü şeylerin orada olduğunu söyledi
And that book was so passionate. And in the beginning, you can't have a better press agent than a censor, especially in the'50s and'60s.
Ve bu kitap o kadar tutkuluydu ki, ve başlamak için ayaklarının üstünde duramayacak kadar iyi olan bir basın maddesi olamazdı sansür gibi.
About this whole business with Simon. Neither of us liked you getting involved with gilroy In the beginning.
En başında, senin bu Gilroy işine bulaşmanı istememiştik.
I feel a little stagnant in the beginning of the scene, like I don't know what I'm doing.
Sahnenin başında sadece durduğum bir kısım var, ne yapacağımı bilmiyorum.
In the beginning of this year I was just another football player.
Bu yılın başında, ben sıradan bir futbol oyuncusuydum.
It feels like it did in the beginning.
Başladığındaki gibi hissettiriyor.
In the beginning. lt's part of creation.
Başlangıçta.Yaradılış bölümünde.
See, in the beginning, right, you had your mud people.
Başında, "Çamurdan insanlar yarattık. Fakat onlar ruhları olmadan hayvan olarak da adlandırılabilirler."
That's what we said in the beginning, right?
Başlangıçta bunu söylemiştik, öyle değil mi?
In the beginning...
Başta, evet.
Why, whenever a boy is sent to this class, he seems to think he's in the beginning of a never-ending downward spiral to failure?
Ne zaman bu sınıfa biri gelse başarısızlık döngüsüne gireceğini düşnüyor?
Our suspicions in the beginning were very much validated by that P4 memo.
Başlangıçtaki şüphelerimizi P4 yazışmaları tamamen doğruluyordu.
It feels good to chew in the beginning.
Başlangıçta çok güzeldir.
I mean, at least in the beginning.
En azından daha bu kadar başında.
But they were exposed to it before, in the beginning, like the rest of us?
Ama onlarda başlangıçta bizim gibi, virüse bağişıklıydılar, değil mi?
But in the beginning I didn't see any of this in my future.
Ancak başlangıçta, hayatımda böyle şeylerin olacağını bilmiyordum.
- I don't know. - "In the beginning..."
Bilemiyorum.
In the beginning, it was the same for everyone.
Başlangıçta, herkes için aynıydı.
In the beginning.
En başında.
We're gonna do what we should have done in the beginning.
En başında yapmış olmamız gerekeni yapacağız!
In the beginning, you're, like, thinking, like, "The guy's gonna film me one time, two times, three times, five times, ten times, twelve times,"
Başlarda sadece bu adam en fazla 1 kez, 2 kez, 3 kez, 5 kez, 10 kez, 12 kez kayıt yapar diye düşünüyorsunuz.
It wasn't like that in the beginning, back home.
İşin başında böyle değildi eve dönelim.
In the beginning of time, the Creator asked us to be the Guardians of the Stone.
Zamanın başlangıcında Yaratıcı bizden Taş'ın muhafızları olmamızı istedi.
In the beginning I won't show up
Başta ben ortaya çıkmam.
Well, I can see now that there were signs in the beginning.
Aslında, şu anda en başından beri belli olduğunu anlayabiliyorum.
In the beginning, three, four times a day, we'd make love.
İlk zamanlar, günde üç kere, dört kere sevişirdik.
That's in the beginning.
Başlarda öyle olur.
I don't know you in the beginning.
Başlangıçta, seni tanımıyorum.
- # As it was in the beginning # - # One love #
Başında olduğu gibi Tek aşk
If successful, the agreement could be the beginning of a real lasting peace in a long-troubled region.
Eğer başarılı olursa, bu anlaşma sorunlu bölge için kalıcı bir barış antlaşmasının başlangıcı olabilir.
Well, we believe it's just the beginning, and that the group responsible is in possession of unsecured nuclear materials.
Bunun sadece başlangıç olduğuna inanıyoruz. Grup da emniyetsiz nükleer maddeleri bulundurmaktan sorumlu.
Given the particulars of your condition, in addition to the added stress of a recent trauma, we believe than the work you've done with us is only the beginning of what will be a considerably longer process of rehabilitation.
Son travma stresinin yanında durumunun ayrıntılarına baktığımızda inanıyoruz ki bizim ile geçirdiğin süre rehabilitasyonun çok daha uzun bir sürecinin sadece başlangıcıdır.
The fix was in from the beginning.
Şike başından beri vardı.
And at the beginning of this difficult journey, both Kitty and I insisted that, while we had a tough fight at home, we also had an equally important fight here in the effort to become your governor and to bring this amazing state into remission as well.
Bu zorlu sürecin başında, hem Kitty hem ben evdeki tartışmalarımızda olduğu gibi, burda da büyük bir kavgaya giriştik. Bu valilik yarışında da etkiliydi, ve hem hastalıkta hem de eyalet seçimlerinde savaşı kazandık.
Been around here since the beginning, when Mrs. Herring first commissioned the project after the outbreak.
Salgın sonrası, Bayan Herring'in bu projeyi başlattığı ilk zamanlardan beri buradayım.
Have you ever written a song so epic that by the end of the song you were actually being influenced by yourself at the beginning of the song... ( Audience laughs )... because it happened so much earlier in your career? ( Applause ) You are yet to be inducted in the Rock and Roll Hall of Fame.
Hiç çok uzun bir şarkı yazıp şarkının sonlarına doğru, şarkının başından ilham aldığınız oldu mu...... sonuç olarak kariyerinizin oldukça başıydı daha? Rock and Roll Şöhretler Bulvarı'na henüz kabul edildiniz.
I know that the Sons are in Belfast, and I'm beginning to worry that they may have pissed off the wrong Irishmen.
Sons'ın Belfast'te olduğunu biliyorum ve onların yanlış İrlandalıları kızdırdıklarını düşünmeye başladım.
You start from the end, you from the beginning. You'll meet in the middle and kiss.
Sen sondan başla, sen baştan başla ortada buluşup öpüşürsünüz orada da.
A bowl that starts in the kitchen at the beginning of a meal and ends up in the living room.
Mutfakta başlayıp oturma odasında sona eren yemeğin kabından. - Kapa çeneni!
From the beginning of the 17th century, burning coal began to replace wood in homes and workshops.
17. yüzyılın başlarından itibaren evlerde ve atölyelerde odun yerine kömür yakılmaya başlandı.
Haley hated me in the beginning.
Haley en başta benden nefret ediyordu.
♫ Bones 5x22 ♫ The Beginning in the End Original Air Date on May 20, 2010
5.Sezon 22.Bölüm "Sonun başlangıcı."
I remember at the beginning of the year when we read this in Matthews'class, you went on and on about how much you liked it, and how amazing it was that Flaubert could write from a woman's perspective, and how much that inspired you.
Senenin başında, .. Matthews'un sınıfındayken.. .. bunu okumaktan ne kadar keyif aldığını..... ve Flaubert'in tarzından ve kadınlara bakış açısından ne kadar etkilendiğini söylediğini hatırlıyorum
Yeah, and Alda's free again, which means Demetri was right all along- - that she's been involved in this thing since the beginning, even before you guys started surveilling her.
Evet. Fakat Alda'da tekrardan serbest kaldı. Yani Demetri onun bu işin bir parçası olması konusunda en başından beri haklıydı.
Perhaps it was a very important time, it was beginning of the year in ancient Indian traditions.
Belki de çok önemli bir zamandı, Eski Hint geleneklerine göre yılın başlangıcıydı.
The Sun God was worshiped from the very beginning in the Egyptian history.
"Güneş Tanrısı" na Mısır tarihinin başından beri tapılıyordu.
Ever since the beginning, I have never been.. in Sae's future.
Başlangıcından beri bile senin geleceğinde hiç yer almamıştım.
- Honey, you have the answer, and then you got the beginning part. All you got to do is fill in the middle.
Tüm yapman gereken orta kısmı doldurmak.
- Did you guys know that bears, since the very beginning of their existence, shit in the woods?
Çok bitkin. Ayıların geçmişten günümüze sadece tahta üzerine sıçtığını biliyor muydunuz?
in the beginning was the word 18
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in the middle of nowhere 42
in there 594
in the darkness 43
in the ass 21
in the criminal justice system 149
in the afternoon 211
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the first place 155
in the old days 114
in the 715
in the criminal justice system 149
in the afternoon 211
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the end 1091
in the first place 155
in the old days 114
in the 715
in the future 338
in the name of jesus 26
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the city 96
in the back 227
in the name of jesus 26
in the name of god 118
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the city 96
in the back 227