Is it that obvious translate Turkish
444 parallel translation
When you look at me, is it that obvious that I like him when you see it?
Yune'den hoşlandığım bu kadar belli mi?
Is it that obvious?
O kadar belli mi?
Is it that obvious?
- O kadar mı belli oluyor?
Is it that obvious?
Bu çok belli mi?
Is it that obvious?
- O kadar belli miydi?
Is it that obvious?
Bu kadar belli mi?
It is obvious that they love each other dearly.
Birbirlerini sevdikleri ortada.
It's obvious that no matter how good one is it doesn't count if you don't carry a great family name
Durum çok açık ki biri ne kadar iyi olursa olsun eğer muazzam bir aile adını taşımıyorsa bir işe yaramaz.
As I told you in church that day, and as I've repeated many times since the inquiry began, it's obvious that the Raven is one of you.
O gün kilisede size dediğim gibi hatta soruşturma başladığından beri defalarca dile gitirdiğim gibi Karga'nın sizlerden biri olduğu aşikâr.
It is obvious that you are dealing with some remarkable powerful force.
Görünen o ki hatırı sayılır kuvvette bir güçle başetmek zorundasınız.
It is very obvious that this was a conspiracy.
Bunun bir komplo olduğu çok belli.
Very well, I will pipe down, as you put it, but it should be perfectly obvious that with your income gone there's only one course for you to follow, and that is to come home now, with us.
Pekala, istediğin gibi çenemi kapatacağım. Ama gelir kaynağın gittiğine göre izleyebileceğin tek yolun bizimle eve dönmek olduğu gün gibi ortada.
And no matter what my feelings about Mr. Williams now it is still obvious to me that he's no fit father for a little girl.
Bay Williams'a olan şu anki duygularım ne olursa olsun açıkca görülüyor ki küçük bir kız için uygun bir baba değil.
Mr. Benson, it should be obvious to you that if anybody wanted to kill the president, he could do a beautiful job of it right from this window of yours.
Bay Benson, biri Başkanı öldürmek istediği taktirde, tam sizin bu pencereden muhteşem bir iş çıkarabilir.
Miss Travers, I'm sorry, but... it's very obvious now that this is not a forged letter.
Bayan Travers, üzgünüm ama mektubun sahte olmadığı artık çok açık.
That is rather obvious, isn't it?
Çok açık, değil mi?
It is obvious to me that the boy's entire story was flimsy.
Bana açıkça öyle geliyor ki çocuğun hikayesi inanılması güç bir hikaye.
"It is obvious that, in the state organised along modern lines, responsibility is confined to those who act directly for the state."
"Çok açıktır ki, modern çizgilerle kurulmuş bir devlette sorumluluk devlet adına görev yürüten kişilere aittir."
It is quite obvious that you do not understand me and in all probability you never will.
Beni hiç anlamadığınız... ve muhtemelen asla da anlamayacağınız o kadar açık ki.
It should be obvious even to you that my cousin is in no condition to run a household.
Kuzenimin evi idare edemeyeceği sana bile aşikâr olmalı.
Is it not obvious that someone who customarily lives in a state of suffering requires a different sort of religion from a person habitually in a state of well-being?
Acı çekerek yaşamaya mahkum birisinin ; ... refah içinde yaşamayı adet edinmiş başka birisinden farklı bir çeşit dine gereksinim duyduğu gerçeği, pek kesin değildir?
It is obvious that we Daleks cannot use the drug of the Thals.
Çok açık ki biz Dalekler Thallar'ın ilacını kullanamayız.
The court will decide that, it's obvious that our function here is to meditate and judge.
Buna mahkeme karar verecek. Açıktır ki burada bizim görevimiz düşünüp taşındıktan sonra hüküm vermek.
Now, firstly, it is obvious to the logical and well-trained mind that the first thing that Diabolik is going to do is to get those dollars out of the country.
Mantıklı ve iyi eğitimli birinin düşünebileceği üzere, şurası açık ki Diabolik'in yapacağı ilk şey paraları ülkeden çıkarmak olacaktır.
It is obvious to the most simpleminded that Lokai is of an inferior breed.
En saf insan bile, Lokai'nin aşağı bir ırktan olduğunu anlayabilir.
( SPEAKS IN GERMAN ) It is obvious that North Africa will soon be lost.
Kuzey Afrika'nın kısa sürede kaybedileceği kesin.
However, it is obvious that our presence here is no longer appreciated.
Ama, görünen o ki artık varlığımız burada istenmiyor.
And this fine line that runs from ear to chin... is not as obvious any more... but it is etched there by your easygoing, indolent ways.
Ve bu kulağından çenene gelen güzel çizgi artık çok belli olmuyor ama senin tembel ve yumuşak tavırlarınla oraya kazınmış.
It's obvious that Spider is here. The mafia is after him.
Örümceğin burada olduğu iyici kesinleşti dostum.
It's obvious that notice is not important here.
Şu çok belirgin ki, bu durumda bir bildirimde bulunmak önemli değil...
But when the character was changed... to the famous newspaper tycoon, it became obvious... that Orson should play the part, which, of course, he did.
Ancak ana karakter iş adamı değil de büyük bir medya patronu... olarak değiştirildiğinde rol tam Orson'a... göre olmuştu ve o da hakkıyla oynadı, tabii ki.
It's obvious that Il Tempo Gigante is now performing superbly.
II Tempo Gigante muhteşem bir performans sergiliyor.
You see, the trick in magic... is to do the one thing so simple and so obvious... that no one ever thinks of it.
Sihirdeki numara o kadar açık ve basit olmalı ki kimse onu fark edememeli.
Oh, yes. It is obvious to my trained eye... that there is much more going on here... than meets the ear.
Oh, evet. eğitimli bir gÖz için oldukça açık ki... burada gÖzle gÖrünenden... çok daha fazlası dÖnüyor.
It's pretty obvious that Robert here is not going to allow me to attend.
Robert'n katiImama ¡ z ¡ n vermeyeceg ¡ çok açik.
Tell the lady that like all Americans, she is exceedingly rude. Tell his Lordship that it's obvious Americans do not have a monopoly on rudeness.
Leydi ye söyle o da tüm Amerikalılar gibi kaba söyleyin lorda, Amerikalı olmak kaba olmak değildir
'Cause it seems quite obvious that the whole world is going in the same direction.
Çünkü bütün dünyanın aynı yöne gittiği gayet açık.
It should be fairly obvious, Poirot, that that letter, all eight pages of it... is in reply to this one from my stockbroker... which arrived by this morning's post at about 10 : 30.
Çok açık o mektubun sekiz sayfası borsacımdan gelen mektuba cevap olarak yazılmıştır ki oda bu sabahki postayla on buçuk civarında geldi.
It is obvious that this pop-out lighter has reached this specific pop-out temperature and is refusing to pop out.
Belli ki bu çakıcı aygıt... çakması gereken belli bir dereceye geldi ve çakmayı ret ediyor.
It's rather obvious that Mr. Bernstein is on hand to insure your continued good health.
Bay Bernstein " in sizin sağlığınızı korumak için... hazır bulunduğunu biliyoruz.
It doesn't matter how obvious the truth is if the truth is that you'll never escape.
Asla kaçamayacağıın gerçeği apaçık ortada olsa bile aldırmazsın.
Comrade Strahinjic, isn`t it obvious to you, that is actually a mass murderer, a psychopat.
yoldaş Strahinjic, aslında bu bir katil, psikopat olduğu senin içinde açık değil mi? bütün kanıtlar bunu gösteriyor.
It is obvious, that killer is the same guy.
bu çok açık, katil aynı adam.
Also is obvious, that letter has nothing to do with it.
açık olsa bile, mektubun onunla hiçbir ilgisi yok.
It is obvious that letter was sent by some charlatan.-And totally made crazy poor Ognjen.
bu mektubun bir sahtekar tarafından gönderildiği çok açık. - ve bu çıldırtıyor 588 01 : 11 : 59,560 - - 01 : 12 : 03,109 zavallı Ognjen. - bahse girerim, mektup tamamen saçma
It is my custom to walk around to see that the house is secure because for obvious reasons,
Evde her yeri gezerek güvenliğini kontrol etmek benim bir alışkanlığımdır.
But since it is obvious that no crime has been committed I am illegally detained.
Fakat hiçbir şekilde suç işlenmediği açıkça ortada olduğundan belli ben yasadışı gözaltındayım.
It is obvious that we are in a situation which needs resolving.
Çözülmesi gereken bir durumda olduğumuz çok aşikar.
In spite of the unfavorable prize, a great deal of money has been placed upon him, so it is obvious, therefore, that there are many people with the strongest interest in preventing Silver Blaze from being there at the fall of the flag.
Avantajsız ödüle rağmen üzerine bir hayli para yatırıldı bu yüzden Silver Blaze'in yarış başladığında orada olmasını engellemek isteyen birçok insan olduğu çok açık.
It is obvious that whatever we have met sees no value in our life form.
Görünen o ki, karşılaştığımız şeyin, hayatlarımıza hiç değer verdiği yok.
The same way it is obvious that Stone Rigg Cavern has something to do with the Lampton Worm.
Aynı şekilde, Stonerich Mağarası'nın D'Ampton Solucanı ile alakalı olduğu da açık.
is it 9219
is it really you 103
is it working 181
is it good 235
is it you 270
is it your birthday 21
is it worth it 74
is it ok 73
is it bad 168
is it really true 21
is it really you 103
is it working 181
is it good 235
is it you 270
is it your birthday 21
is it worth it 74
is it ok 73
is it bad 168
is it really true 21
is it far 76
is it time 57
is it done 116
is it just me 213
is it yours 151
is it important 74
is it me 259
is it serious 211
is it dangerous 53
is it okay 136
is it time 57
is it done 116
is it just me 213
is it yours 151
is it important 74
is it me 259
is it serious 211
is it dangerous 53
is it okay 136
is it that bad 58
is it possible 178
is it safe 138
is it not 478
is it really 87
is it over 192
is it her 62
is it true 892
is it all right 77
is it true what they say 18
is it possible 178
is it safe 138
is it not 478
is it really 87
is it over 192
is it her 62
is it true 892
is it all right 77
is it true what they say 18