English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Is that allowed

Is that allowed translate Turkish

471 parallel translation
- Is that allowed?
- Binemez miyim?
- Is that allowed?
- O yasak değil mi?
Is that allowed?
Buna izin var mı?
You even got yourself hurt today. That much concern is allowed.
Sana bu kadar ilgi gösterebilirim.
Among the most modern settings and decorations you shall be transported back to that Golden Age whose only motto was :'Everything that pleases is allowed.'! "
"Kendinizi, çağdaş düzenlemeler ve dekorasyonlar ışığında, " düsturu'Müşteriyi memnun kılan her şey mubahtır.'olan... "...
So restless that you forgot that no one is allowed to leave or enter our sacred domain?
Öyle bir heves ki, hiç kimsenin kutsal ülkemize giriş ya da çıkışına izin verilmediğini unuttun.
I'm warning you that nobody is allowed to dance... with the same person more than three times.
Hiç kimsenin aynı kişiyle üçten fazla kez dans etmeye izni yok.
Mr. Ricco, I've given the strictest orders that no member of this ship's company... -... is allowed ashore at Gibraltar. - I know, Captain.
Bay Ricco, şirketin Cebelitarık'ta kıyıya kimsenin çıkmamasına izin vermediğine dair kesin emir vermedim mi?
But the beauty of the whole scheme, sir, is that it involves only one man... and therefore might be possible... in the ridiculously short time allowed us.
Bu planın en güzel tarafı da, efendim. Sadece bir kişiyle ilgili olması bu nedenle de çok kısa süre içinde gerçekleştirilebilecek olması.
But that's what happens when the musician who plays the revolver is allowed to improvise.
Topluyu çalan müzisyenin irticalen çalmasına izin verildiğinde olan budur.
Each of you must look into his own conscience, and admit that if this man, Rodman, is allowed to leave the courtroom scot-free, then murder is being rewarded by toleration.
Her birniz kendi vicdanını yoklamalı, ve Rodman adındaki bu adamın mahkemeden elini kolunu sallayarak çıkmasına izin verirseniz, bu taktirde cinayete ödün verilmiş olur.
He says that no one else is allowed to prepare your meals.
Başka kimsenin yemeğinizi yapmasına izin verilmediğini söylüyor.
Now, you know you're not allowed in the house with that toad or turtle... or whatever it is.
Evin içinde o elindekine müsade edemem, kurbağa mıdır, tosbağa mıdır... her neyse.
It is easy to speak of the "basic flaw" in the German character that allowed Hitler to rise to power, and at the same time ignore the "basic flaw" of character that made the Russians sign pacts with him, Winston Churchill praise him, American industrialists profit by him!
Hitler'in yönetime gelmesine izin veren Alman karakterinin temel kusurundan bahsetmek..... ama aynı zamanda Ruslar'ın onunla antlaşma imzalamasını....... Winston Chuchill'in onu övmesini ve Amerikan sanayicilerin onu desteklemelerini gözardı etmek son derece kolaydır!
What won me over was that bit about the serious damage it could do to a boss's reputation if Zatoichi is allowed to keep swaggering around.
Bu iş bittikten sonra benim kazanacağım şey nam olacak. Bir gangsterin unvanı Zatoichi ortalıkta dolanıp dayılandıkça zedelenebilir.
- You think that everything is allowed for beautiful?
- Güzellik herşeyi affetmez!
- And produces too much of it. So much that he decided, that to him everything is allowed.
- çok fazla altın O istediğini yapabileceğini düşündü..
The accused will be allowed to continue but is warned that his story will be checked in every detail.
Sanığın konuşmasına izin veriyorum, fakat aynı zamanda hikayesinin tüm detaylarının kontrol edileceği konusunda uyarıyorum.
I'm afraid that only Professor Langley is going to be allowed beyond this point.
Korkarım ki bu noktadan itibaren sadece Profesör Langley'in izni olacak.
Nobody is allowed inside that theatre at any time without a special clearance. Somebody planted a bomb last week.
Özel izni olmayan hiç kimsenin bu alana girmesine izin verilmiyor. geçen hafta biri bomba yerleştirmiş.
Sir, our captain is still missing, and I now demand that I be allowed to transport to Gideon as we agreed.
Efendim, kaptanımız hâlâ kayıp. Ben de şimdi, anlaştığımız gibi, Gideon'a ışınlanma talebinde bulunuyorum.
Is a visit by that very kind Mr. Spock to be allowed?
Nazik Mr. Spock'ın bir ziyaretine izin var mı?
The captain said that no one is allowed to speak to Dr. Lester.
Ben emrediyorum. Kimsenin onunla konuşmasına izin yok dedi.
And with the truth revealed that I am not really the captain, and knowing that she would not be allowed to serve as the captain, then you would be the captain! It is inevitable.
Kaptan değilsem ve onun kaptan olamayacağını bildiğim için, siz kaptan olursunuz!
That's why it is not allowed the officer to dirty place.
Ve öyle. Bu yüzden Başkan'ın bunu kirletmesine izin veremeyiz.
That is why a thing like this must not be allowed...
Böyle bir şeyin yapılmasına izin verilmemeli...
And that is why institutions like this academy... cannot be allowed to die.
İşte bu nedenle bu akademi gibi kuruluşların yok olmasına izin verilemez.
- Nothing that I like is allowed, Anne.
- Yasak. - Ben izin veriyorum, Anne.
I am going to give you something that I have never allowed to any other species. What is that?
ve güzelliğin peşinde koşmaya neden cüret ettiğini merak edebilirsiniz.
Their dream was able to grow and flourish because of the support of millions of citizens all across America at a time when cynicism was a national epidemic, they gave us something to take pride in. It is a dream that should not be allowed to die.
Amerika'nın her yanındaki milyonlarca vatandaşımızın desteği sayesinde hayalleri büyüyüp gelişecek ve çıkarcılığın ulusal bir salgın haline geldiği günümüzde bize iftihar duyacağımız bir şey vermiş olacaklar Ölmesine asla izin verilmemesi gereken bir hayal.
- Is not allowed. Put that back.
Koy şunu geri.
In that case, a collateral is allowed to be used
O zaman varlığına haciz gelecek!
A rule of the underground palace of the Peacock Kingdom is that no one is allowed to carry weapons in
Tavus Kuşu Sarayının önemli bir kuralı vardır ;... kimse silahla içeriye giremez
I just want to remind you that no one is allowed on the beach early.
Kimse plaja vaktinden önce girmeyecek.
Because the old chief of Huanhua Palace swore that from now on, no one from the White Water Clan is allowed there.
Huanhua Sarayının ihtiyar kralı o günden itibaren beyaz su klanından kimseyi sarayına kabul etmedi
Laughing is allowed here, you just can't walk in here like that. Leave.
Yasak olan gülmek değil... odamıza izinsiz girmek yasak Çık hadi
But the fact is that no one's allowed to be...
Ama gerçek şu ki...
Now, I'd like to begin by saying that my parents were too poor to afford me a childhood in Clifton but the fact is that no one is allowed to be really too poor in Clifton.
Başlarken şunu söylemek istiyorum ailem bana iyi bir çocukluk yaşatamayacak kadar fakirdi. Ama gerçek şu ki Clifton'da hiç kimsenin çok fakir olmaya izni yoktu.
What's best for Sir is that he's allowed to get ready!
Sör için en iyi olan hazırlanmasına izin verilmesidir!
No one is allowed beyond this point. Why is that?
Bu noktadan sonra kimseye izin verilmiyor.
Don ´ t you teenagers know that this is not allowed?
Siz gençler bunun yasak olduğunu bilmiyor musunuz?
The world is overjoyed that we allowed the plane to land.
Dünya uçağın inişine izin vermemizden fazlasıyla memnun.
My ass is the only one allowed on that bike.
O motosiklete benim kıçımdan başkasınınki değemez.
He is sure that this is allowed, Captain Hastings?
Bundan emin misiniz Yüzbaşı Hastings?
And if World War I allowed American cinema to ruin French cinema, with the advent of television, World War II allowed it to finance, that is, to ruin, European cinema.
Dünya Savaşası sırasında televizyonun etkisiyle Amerika sinemasının Fransa sinemasını mahvetmesine izin verseydim İkinci Dünya Savaşı ekonomik olarak Avrupa sinemasını mahvedecekti.
It is possible that this new drive system allowed Captain Ramius...
Bu yeni sistem sayesinde eminim ki Kaptan Ramius...
Any injury I might suffer is instantly detected and repaired. And whatever flaws in my design that allowed the injury are corrected. It's quite remarkable really.
Çılgınca beni yok etmeye çalışsan bile öncekinden daha güçlü olarak kendimi yenilerim!
This is a court order that I be allowed to see the Giuseppe Conlon case files.
Giuseppe Conlon " un dosyalarinin Bana gÖsterilmesini emreden mahkeme karari,
- Because that is what I allowed him to believe.
Çünkü öyle bilmesine izin verdim.
That is, if I'm allowed to leave now.
İyi geceler. Şimdi, gidebilir miyim?
- Put that out immediately, smoking is not allowed in here!
- Onu hemen at! Burada sigara içmek yasak! - Kapa çeneni.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]