It's called the translate Turkish
3,312 parallel translation
It's also called the perfect fifth because it's perfectly consonant
Ayrıca Mükemmel Beşli de denir. Çünkü ses uyumu mükemmeldir.
No, it's your so called account of the kidnapping
Hayır, kaçırılma olayı hakkında yolladığın sözde rapor.
The United States government is using an N.S.A. program called Thorngate to spy on millions of American citizens in their homes, in their cars, and their offices. ♪ Don't force it, let it happen naturally ♪
Birleşik Devletler hükümeti Thorngate adında bir NSA programı kullanarak milyonlarca Amerikalıyı evlerinde, arabalarında ve iş yerlerinde gözetliyor.
It's just, the school just called.
- Az önce okuldan aradılar.
It turns out, hypericin is the active ingredient in an organic supplement called Saint-John's-wort.
Görünüşe göre, hiperisin, Aziz John bitkisinde varmış.
Well, he, uh, was parking it out back, but just called to tell me he's gone up the road to Mill creek for a few days.
Normalde arkaya bırakırdı ama beni aradı ve Mill Deresi'ne gideceğini söyledi.
OK, because - and they're great names, by the way... it might be better if it were called something Jewish.
Tamam, çünkü - ve bunlar güzel isimler, sırası gelmişken bu şeylere Yahudi denseydi, daha iyi olabilirdi.
But that person called Toru Hyuga is trying to change the world for me it was a sign of hope
Hyuga Toru denen bu kişi dünyayı değiştirmeye çalışıyor. Bu da benim için umut ışığı oldu.
What? It's the person who called before.
Daha önce arayan kişiyim.
If there was such a thing called "Tae Joon Exam" I would pass it with the top score.
Eğer "Tae Joon Sınavı" diye birşey olsaydı, üstün başarıyla geçerdim.
Then the assistant public prosecutor came with the report and called it a suicide.
Ama sonra Başsavcı Yardımcısı elinde raporla geldi ve olaya intihar dedi.
I mean, it was the very last tally, is from a place called Defiance. Defiance County, Ohio. I mean, can you believe that name?
Oyların sayıldığı son yer Ohio'da Defiance adında bir ilçeydi ve çıkış anketlerinin sonuçlarının tersine o ilçeyi, dolayısıyla da seçimleri biz kazandık.
It's a cafeteria called the Marigold.
- Kuzeyde "Marigold" adında bir kafe.
Its real name was Guanahani - that's what the natives called it.
Asıl adı yerlilerin adlandırdığı şekliyle Guanahani'ydi.
Luther never walked away from a fight, so here in Wittenberg, underneath an oak tree and in front of a cheering crowd, he took the document from the Pope, damning him - it was called a Papal Bull - and he set fire to it.
Luther asla savaşmaktan kaçmadı ve burada Wittenberg'de bir meşe ağacının altında tezahürat eden bir kalabalığın karşısında Papa'dan kendisini lanetleyen Papalık Fetvası adındaki belgeyi aldı ve ateşe verdi.
A Christian called Ananias laid his hands on him and it's said, "the scales fell from Saul's eyes."
Ananias isimli bir Hristiyan onunla ilgilendi. Ardından "Saul'un gözlerindeki örtü kalktı" denir.
And on the day the council got blown up at the farm, he called it ten times.
Çiftlikte konseyin patlayarak öldüğü o günde ise numarayı tam 10 kez aramış.
It's called the Scauldron.
Ona Scauldron adı verilmiş.
It's called "undermine." I wrote the first verse. She wrote the rest of it.
Bunun adı "Undermine", ilk dörtlüğünü ben yazdım, gerisini o yazdı.
Like, maybe two of'em wanted to be the pirate, and then one of'em's like, "I called it," and the other one's like, "You always get to be the pirate. I never get to be the pirate."
Mesela içlerinden 2 tanesi korsan olmak istedi ve bir tanesi de "Ben söyledim" ve diğeri de " Her defasında korsan sen oluyorsun.
The new movie is called : "Tracy Jordan's Aunt Phatso's Jack Donaghy's We At It Again".
Yeni filmin adı Tracy Jordan'ın Phatso Teyze'sinin Jack Donaghy'sinin Yeniden Yapıyoruzu.
Anyway, I called President Siebert and told him it's not worth fighting over the spot, so you keep it, and I'll park in the structure across the street.
Neyse işte, Rektör Siebert'ı arayıp bir yer için tartışmaya gerek yok dedim.
Confucius died aged 72, and his story might have ended in failure were it not for the fact that his followers wrote down his wise sayings and his teachings in a book called The Analects.
Konfüçyüs 72 yaşında öldü ve eğer yandaşları bilgece özdeyişlerini ve öğretilerini Analektler adlı kitapta toplamasaydı hikayesi başarısızlıkla sonuçlanabilirdi.
And while being called Mommy didn't make all the monotonous, boring parts of raising a kid any easier, it made them worth it.
Anne denilmesi çocuk yetiştirmenin mototon ve sıkıcı kısımlarını kolaylaştırmadı buna değmesini sağladı.
Yeah, but that's what the song is about... that it's offensive to be called a half-breed.
Evet, ama şarkı bunun hakkında zaten melez denmesinin kırıcı olmasıyla ilgili.
For Nazi propaganda, it was a gift, the reason to keep fighting was clearer than ever... to stop people Hitler called "animals from the steppes of Asia"
Neredeyse herkesi tek bir çatı altında topladı. Onları birleştirdi. İnsanlar Hitler'in bir mıknatıs etkisi yarattığını Alman halkının kafasından geçeni anladığını söylediler.
It's a region bounded by something called the event horizon within which all events are beyond the horizon of someone outside, meaning they cannot see anything that's happening inside there, so it's a region of space from which no information can ever escape.
Bir bölge tarafından sınırlandırılmıştır ki biz bu bölgeye olay ufku diyoruz. Tüm olaylar olay ufkunun berisinde gerçekleşir. Olay ufkunun dışındaki bir kişi içerde olan hiç bir şeyi göremez.
It's clear she called you the dumb one.
Sana aptal olan dediği çok belli.
The manager called it in'cause one of his staff, a girl by the name of Abby Monroe, downloaded a file illegally.
Daire müdürü, Abby Monroe adlı çalışanlarının bir dosyayı yasadışı olarak indirdiğini haber verdi.
It's just that you called me today without any explanation, all weeping You said that all women are the same and we're just holes
Bugün durduk yere beni arayıp ağlayarak tüm kadınların aynı olduğunu hepimizin birer delikten başka bir şey olmadığımızı söyledin.
It's you who called the cops, isn't it?
Sen aradın değil mi?
It's called The Seed.
Adı Tohum.
It's called The Seed.
The Seed.
This is the Sunday edition of the Hindustan Times and it's got a section called "Matrimonials", in which fathers advertise for husbands for their daughters.
Elimdeki, Hindustan Times gazetesinin Pazar sayısı ve "Evlilikler" isimli bir bölüm içeriyor. Bu bölümde, babalar kızlarına koca bulmak için ilan veriyor.
It's called : "The time Grunkle Stan got us all thrown into a bottomless pit. Where we spent the rest of our natural lives!"
Adı da "Stan amcanın, bizi, hayatımızın geri kalanını geçireceğimiz dipsiz kuyuya düşürdüğü zaman"
It's called "Grunkle Stan wins the football bowl."
Adı da "Stan amca futbol kupasını kazanıyor.".
It's called the bait and switch.
Buna müşteri daima enayidir denir.
It's called The Trouble I've Seen.
Adı Gördüğüm Bela.
It's called adapting to the situation.
Buna duruma göre adaptasyon denir.
We worked with him on a movie called Anonymous where he played the- - Sort of as the movie would have it the actual author of Shakespeare's body of work and he's just a spectacular actor.
Biz onunla Anonymous adlı bir filmde çalıştık. Oradaki şeyi oynadı... Filmde yer alan Shakespeare'in eserlerinin gerçek yazarını.
It's called The Day Amanda Came.
Adı "Amanda'nın Geldiği Gün"
It's being called the largest scientific experiment in history, and some say one that could cause Armageddon.
Tarihteki en büyük bilimsel deney olarak biliniyor MEYRIN İsviçre ve bazıları da mahşere sebep olabileceğini söylüyor.
It isn't your job to investigate the expansive memory that's called "the past" and judge what is right and what is...
"Geçmiş" denen geniş anılar dizisine ve neyin doğru, neyin yanlış olduğuna kafa yormak senin görevin değil.
It's absolutely fascinating that he would actually do the opposite of what any so-called decent American would do, which was to go and marry a Nazi.
O günlerde düzgün diye ifade bulacak Amerikanların yapacağı şeyin tam tersini yapmıştı. Nazi bir kadınla evlenerek.
The Glass family were seven children, all geniuses, who each appeared on a show called'It's a Wise Child', the sons and daughters of two vaudevillians.
Glass ailesinin hepsi pürzeka yedi çocuğu vardır. Hepsi de "Dahi Çocuklar" adlı bir programa katılırlar. İki vodvil oyuncusunun çocuklarıdırlar.
It's called'Catcher in the Rye', and it has some very risqué parts.
İşte bu, Çavdar Tarlasında Çocuklar. Muzır neşriyattan.
What's it called when the rules don't matter?
Kuralların önemli olmadığını?
It's called the Spirit Mobile.
Adı "Ruh Mobil".
Working for the man, wearing a cute little suit. It's called growing up, dude.
-... biri için çalışman gerektiğini söyleyeyim.
You've got what's called the visible light spectrum, and it's, like, 5 % of all of the other waveforms that exist in the electromagnetic spectrum.
Elektromanyetik spektrumda görülebilir ışık spektrumu bulunur.
It's called the "placebo effect."
Buna plasebo etkisi denir.
it's called 789
it's called a 51
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
it's called a 51
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
these 760
theodore 193
they 3238
theater 45
the simpsons 168
therefore 1419
them 588
there you are 4720
the world is yours 18
these 760
theodore 193
they 3238
theater 45
the simpsons 168
therefore 1419
them 588
there you are 4720
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
thee 27
therapy 98
there's always hope 39
the times 79
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
thee 27
therapy 98
there's always hope 39
the times 79