It's me you want translate Turkish
2,002 parallel translation
If that's the way you want toleave it, that's fine with me.
Eğer istediğin buysa, bana uyar.
Oh, I feel likeI want to vomit, and the deep breaths are notcutting it, so please, you need to tell me the end.
Oh, kusacakmış gibi hissediyorum, ve derin nefes almak işe yaramıyor, lütfen, şu hikayenin sonunu anlat bana.
You're the one that knowswhat's best for you, and whatever you wantor don't want- - just tell me what to do, and I'll do it.
Kendin için en iyi olan şeyi sen bilirsin, nezaman neyi yapmamı istersen yada istemezsen, sadece bana söylemen yeter.
You want me to tell you it's serious.
İlişkimizin ciddi olduğunu mu duymak istiyorsun?
And until I know what it is, until he's ready to face what it is, trust me, you don't want him working here.
Ben ne olduğunu öğrenene dek, o bununla yüzleşene dek inanın bana, burada çalışmasını istemezsiniz.
I know you want to help me bring down the Dollhouse, but maybe it's too much.
Dollhouse'u çökertmemde bana yardımcı olmak istediğini biliyorum ama belki de sana fazla geliyordur.
When I asked why Dan didn't want me to meet his family you said it's because they look down on Hollywood.
Sana Dan'in beni neden ailesiyle tanıştırmak istemediğini sorduğumda, sen onların Hollywood yıldızlarını... -... sevmediğini söyledin.
It's me! Four : "unless you want to see it 80 times a day, for the next month, never show Robin a youtube clip of an animal playing a musical instrument."
Eğer onu gelecek ay günde 80 defa görmek istiyorsan asla ona hayvanların çalıp söylediği Youtube kliplerinden gösterme.
You want me to say it because you want me to roll my R's.
R'leri bastırdığım için söylememi istiyorsun değil mi?
You know, honey, there's a gun in the footlocker in the garage. If I ever say no to that question, I want you to use it on me.
Tatlım, garajdaki sandığın içinde tabanca var ya bu soruna hayır dediğim zaman beni onunla vur.
It's just... you confuse me with your musky man smell and your accent that makes me want to throw you down on a bed and eat you like a crumpet.
Bu erkeksi misk kokunla beni serseme çeviriyorsun. Aksanın beni, seni yatağa atıp ekmek kadayıfı gibi yemeğe itiyor.
You don't want to talk to me about it, that's fine.
Bunun hakkında konuşmak istemiyorsan, sorun değil.
You want to tell me how we went from a 7-figure payday to nothing? It wasn't an ideal outcome...
Bana nasıl o kadar sıfırlı bir ödemeden elimize hiçbir şey geçmediğini söylemek ister misin?
Plse tell me that there's a severed head in that bag and you want me to hide it.
Lütfen, o çantada kesik bir baş olduğunu ve benden saklamamı istediğini söyle.
Now you tell me you messed up some guy's car while playing like a child. And now they want you to pay for it
Ve sen bana buraya gelmiş anlatıyorsun ki otoparkta çocukların yaptığı şeyi yaptığın için adamın birisinin arabasına zarar vermişsin, onlarda senden para istiyorlar.
So I know it's weird we're not spending Christmas together, but trust me, you don't want to be here with my parents.
Noel'i birlikte geçirmiyor olmamızın tuhaf olduğunu biliyorum ama inan bana, burada ailemle olmayı istemezsin.
Do you think it's messed up that Billie didn't want me to meet her parents?
Billie'nin, ailesiyle tanışmamı istememesi, sence de garip değil mi?
If that's what you want me to do, I'll do it.
Yapmamı istediğin şey buysa, yapacağım.
I want to tell you what I think of your brother's girlfriend so badly it's killing me.
Kardeşinin kız arkadaşı hakkındaki düşüncelerimi sana anlatmak istiyorum. Anlatamazsam, patlarım.
Don't suppose you want to do it for me?
Benim için bir şey yapar mısın?
You want out of this, you tell me now before it's too late.
Bu işe bulaşmak istemiyorsan, geç olmadan söyle.
And when I do, I want you to know it's going to make me very happy.
Bunu yaptığım zaman da çok mutlu olacağımı biliyorsun.
It's bad enough my face has wrinkles. Now you want me bald like an old man?
Yüzümün kırışık olması yetmezmiş gibi beni kel yapmaya mı çalışıyorsun?
But it's time for me to grow up and I'm gonna have to ask you to leave my house because I want my husband.
Ama artık büyümem lazım ve senden evimden gitmeni isteyeceğim çünkü kocamı istiyorum.
That's why you didn't want me to go to the crust pit, isn't it?
Onun için moloz çukuruna gitmemi istemedin, değil mi?
Animal's doctor, I just want to say this.... as much you gave me your love since past years, now give it to my daughter too.
Veteriner olmak istiyordum. Sadece bunu söylemek istiyorum geçmiş yıllardan beri aşkını bana verdin şimdi onu kızıma da ver.
'Cause it's what I want, and I just wanna know if you want to marry me.
'Çünkü bu benim istediğim... Ve ben senin benle evlenmek isteyip istemediğini Öğrenmek istiyorum.
It's like I want. And I thought you would not do that to me.
ben varken onu çekmeyecektin hani.
I know you want me to tell you more about the movie... but it's a little fuzzy.
Sana film hakkında daha çok bilgi vermemi istiyorsun ama bu biraz karışık bir durum.
I want you to start thinking about me the way Cliff would think of her. Even if it's not real.
Cliff, Cydney hakkında ne hissediyorsa, senin de benim hakkında hissetmeni istiyorum.
It's just, um... given the fleet's mood toward Cylons... you might not want me taking point on this.
Sadece filonun Saylonlara karşı tavrı belliyken bu konuyu benim açmamı istemeyebilirsin.
See, I got a feeling you may want to be seeing me again and if she knew we had this little pow-wow, she's not gonna let it happen.
İçimden bir ses benimle tekrar görüşmek isteyebileceğini söylüyor ama eğer bu küçük sohbetimizden haberi olursa buna izin vereceğini sanmam.
And if you want me out of it, that's what it's gonna cost you.
Hayatından çıkmamı istiyorsan sana bu kadara patlar.
Look, I know you want me to do it for awhile, but we finally talk about it as a family and that's the decision we have reach.
Uzun zamandır bunu beklediğinizi biliyorum. Nihayet ailece görüşüp bu karara vardık.
You want me in your band, it's'cause I'm a fucking turntablist.
En iyi plak döndürücü DJ olduğum için beni grubunda istiyorsun.
He didn't want me to lose my job and he doesn't wanna get in trouble either, so he said it's you.
İşimi kaybetmemi istemedi kendi başını da belaya sokmak istemedi, o yüzden senin ismini verdi.
It's just that, you know, I want her to like me and I can already tell she thinks I'm a loser.
Sadece beni sevmesini istiyorum ve şimdiden benim bir ezik olduğumu düşünüyor.
- You want me to tell you it's OK...?
- Sakıncası yok mu diyeyim...?
It's not fair of you to keep asking me to spend time with you when I didn't even want you here.
- Ben sadece... - Seni burada istemediğim halde benimle vakit geçirmek istemen haksızlık.
In fact, my maman did say to me : "If you want a sweet nice ripe peach, you have to wait a while, fallin under the tree." I like it ripe and nice and juicy this way.
Bunun yanı sıra annemin hep söylediği gibi eğer tatlı, sulu bir şeftali istiyorsan ağacın altında olgunlaşana kadar beklemelisin.
That's what you want me to say... but it is not true.
bunu mu söylememi sen istiyorsun... fakat dogru degil.
Hello, hello, my name is Angel, but I'm not from around here, I'm from the south, no, no, it's my first time, but I can do whatever you want, how much are you going to pay me?
Merhaba, Merhaba, Benim adım Ancıl, ama ben buralı değilim, Güneyli yim, hayır, hayır, bu benim ilk gelişim, fakat ne istersen yapabilirim, bana ne kadar ödeyecek siniz?
Jason's voice : I want you to feel free to say what is on your mind, good or bad. Even if it's 20 pages long, I want you to tell me everything about you.
İyi veya kötü aklında ne varsa söylemekten asla çekinme 20 sayfa bile sürse, bana hakkındaki herşeyi anlat.
Look, it's not that I don't want you to teach me...
Bak, öğretmeni istemediğimden değil...
Today when you're before me I want to see whether it's a dream or reality.
Karşımda olduğuna göre.. .. rüya veya gerçek mi olduğunu görmek istiyorum.
If you want to offer me a job, you should make it the best damn offer possible because, Mr. Bannen, no matter how enchanting you think you are, people get one chance with me, and if you screw up that chance, you may never see me again.
Bana bir iş teklifi yapacaksan, en iyi teklifi yapmalısın, çünkü Bay Bannen, sizi ne kadar çekici bulsam da insanlara tek bir fırsat veririm ve bu fırsatı boşa harcarsan, beni bir daha asla göremeyebilirsin.
Trust me. It's exactly what Kimmy would want you to do.
Kimmy, bunu kesinlikle isterdi.
And if you decide that you never want to see me again, then that's it.
Yarından sonra beni bir daha görmek istemediğine karar verirsen bir daha seni rahatsız etmeyeceğim.
It's you Making me want to be strong
Beni güçlendirmek isteyen sensin.
Now if there's something you want to say to me, Ms. Reed, now is the time to say it.
Eğer bana söylemek istediğiniz bir şey varsa Bayan Reed şimdi tam sırası.
Look, you want to step out on your fiancé, it's fine with me.
Bak, nişanlınla sadece gönül eğlendiriyorsan hiç umurumda olmaz.
it's me 10254
it's me again 322
it's mean 27
it's meant to be 26
it's meat 16
it's messy 53
it's messed up 26
it's me and you 19
it's meaningless 29
it's meredith 19
it's me again 322
it's mean 27
it's meant to be 26
it's meat 16
it's messy 53
it's messed up 26
it's me and you 19
it's meaningless 29
it's meredith 19
it's medicine 27
it's metal 17
it's medicinal 26
you want some tea 39
you want me to come 17
you want to see me 30
you want to die 96
you want to talk to me 36
you want something 175
you want more 86
it's metal 17
it's medicinal 26
you want some tea 39
you want me to come 17
you want to see me 30
you want to die 96
you want to talk to me 36
you want something 175
you want more 86
you want it 343
you want some 400
you want to play 93
you want to kill me 68
you want me to leave 56
you want me to stop 34
you want to go home 38
you want some of this 80
you want me to do it 47
you want me to help you 28
you want some 400
you want to play 93
you want to kill me 68
you want me to leave 56
you want me to stop 34
you want to go home 38
you want some of this 80
you want me to do it 47
you want me to help you 28