English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just do something

Just do something translate Turkish

2,594 parallel translation
Just do something!
Bir şeyler yap!
I mean, I don't mean to get personal, but I know you have these religious beliefs, and... don't you ever wonder why God doesn't just do something?
Kişisel konulara girmek istemem ama dindar biri olduğunu biliyorum, ve neden Tanrı'nın onlar için bir şey yapmadığını merak etmiyor musun?
Just do something.
Bir şeyler yapmaya çalış.
Let's just do something tomorrow.
- Yarın bir şeyler yaparız.
Just do something!
- Bir şeyler yapın!
Just do something.. For which the world remembers you for 100 years.
İhtiyacı olan tek şey dünyanın onu 100 yıl hatırlaması.
Don't just stare at me. Do something!
Bana öyle bakma da, bir şeyler yap!
It's just something I can do.
Yapabiliyorum işte.
We just could do something wildly irresponsible to earn their trust.
Onların güvenini kazanmak için biraz sorumsuzca davranmalıyırz.
Does it have something to do with the work you owe me that's late that we were just talking about?
Biraz önce konuştuğumuz şu geç kalmış işim hakkında mı yoksa?
Dave, why don't you just go in there and do something?
Dave, içeri girip bir şeyler yapsana! - Sakin ol.
Yeah well, I was just trying to do something different.
Peki, tamam. Sadece farklı bir şeyler deniyordum.
It is just something I do while I'm thinking.
Sadece düşünürken yaptığım bir şey.
I'm just waiting for you to do something for me.
Benim için bir şey yapmanı bekliyorum.
If I had done something that would endanger my family, I would feel just like you do right now.
Bir sey yapmis olsaydim ve bu ailemi tehlikeye sokmus olsaydi ben de su anda tam olarak senin hissettigini hissederdim.
Sorry, I just thought it might be something that you could help me with, like a lot of parents do.
Kusura bakma, bana yardım edebileceğin bir konu olabileceğini düşündüm, diğer ebeveynlerin yaptığı gibi.
There's just something I have to do.
Sadece yapmam gereken birşey var.
Do you think it's possible there's something I could say to this girl just some way I could tell her how I feel in a way that just would make her fall for me?
Sence bu kıza söyleyebileceğim bir cümleyle ya da kendimi nasıl hissettiğimi anlatabileceğim bir yolla bana aşık olmasını sağlamam mümkün mü?
We have to do something. We can't just die here.
Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız, burada ölemeyiz.
Do you really have something, or are you just fucking with me?
Elinde gerçekten bir şey mi var yoksa benimle dalga mı geçiyorsun?
Yeah. Yeah. And what do you do, just, like, or something?
Boşanmadan sonra takımın iflas etmeyeceğini gösteren bir grafik çizsem?
Just give him something to do, give him something small.
Ona bir iş ver, ufak bir iş.
Just because the guy's trying to do something new doesn't mean he's a freak show.
Farklı bir şeyler denemeye çalışması ucube olduğunu göstermez.
I just remember I have something to do.
Yapmam gereken bir şey var.
Look, we think you got something. I'm not exactly sure what that is just yet... but all we know is you got a lot of work to do.
Sende bir şeyler olduğunu düşünüyoruz ne olduğunu tam bilemiyoruz ama tek bildiğimiz seninle çok işimiz olduğu.
I know it's not necessary, but it's just something that I like to do.
- Biliyorum gerek yok ancak sadece birşeyler yapmak hoşuma gidiyor.
I would love to talk about her, but I just have to do something before 8 : 00.
Onun hakkında konuşmayı çok isterdim ama 20.00'dan önce yapmam gereken bir şey var.
Right now we want to just stop them from going to war long enough fro them to forget about it, start something with someone else. Then we do the same thing with those two.
Şimdilik tek yaptığımız, onlar bu olayı unutana kadar savaşmalarına engel olmak, sonra başkasıyla olay yaşarlar, biz de aynı şeyi o ikisi için tekrar yaparız.
Or do we just make out "struggle" to be something meaningful... because that's all most of us have?
Ya da sadece anlamlı bir şey olması için mi "mücadele" ediyoruz... çünkü bu çoğumuzun sahip olduğu şey değil mi?
I know, it's just like, you know, with the baby coming like I felt like this was my last chance to do something to feel better about myself, and I'm just fucking sorry, man.
Bilirsin, hani, Bebek de geliyorken Bu kendimi daha iyi hissetmek
He just... stared at me, like he wanted to do something awful.
Aniden önüme çıkıverdi. Sanki zarar verici bir şeyler yapacakmış gibi.
Yeah, I, uh, just cam town to see if there was something I could do.
Ben belki yapabileceğim bir şey vardır, diye buraya geldim.
Just five minutes and then we will do something fun.
Sadece beş dakika, sonra da eğlenceli bir şeyler yaparız.
Just go do something nice with your kids.
Sen git çocuklarınla ilgilen.
Just I wish there was something I could do.
Keşke onun için yapabileceğim bir şey olsaydı.
I just want to do something special, you know.
Özel bir şey yapmak istiyorum.
I used to do tons of music videos, and we came up with some of the craziest and, I think, groundbreaking visual images, and it was just an amazing ability to come into a room like this and manipulate something to create images that people had
Bir sürü klip yaptım, ve hep en çılgıncalarını yaptık, bence, çığır açan görsellerdi. Böyle bir odaya girip görüntülerle oynayıp görüntüler yaratmak ve insanların daha önce görmediği şeyler ortaya çıkarmak çılgıncaydı.
Do you know when you do something just because you can Or you're bored or whatever?
Hani bir şeyi sadece yapabildiğin için yaparsın ya... ya da sıkıldığında ya da benzer şeylerden işte.
For a long time, doing something we used to do together just made the fact we had to move on without her even more painful.
Çok uzun zamandır, birlikte yaptığımız işi yapıyorum. Sadece o olmadan yola devam etme gerçeği çok acı verici.
Well, that's just not something I'm ready to do right now.
Buna henüz hazır değilim ama.
Okay, anytime a man shows a woman how to do something from behind, it's just an excuse for him to get really close and breathe on her neck.
Tamam, ne zaman bir erkek kadına arkasından bir şey göstermeye çalışırsa bu sadece onun boynunu koklamak için bir mazerettir.
"hey, man, if you don't do something about that voice, man, we just gonna have you write rhymes for sen dog."
"hey, adamım, sesin hakkında bi şeyler yapmazsan, adamım, senin sadece Sen Dog için rhyme yazmana izin vericez."
So before you do something you can't take back... please just... let me go.
Yani geri alamayacağın bir şeyi yapmadan önce... Lütfen bırak gideyim. Olur mu?
After that meeting, I just thought I ought to do something.
Şu görüşmeden sonra bir şeyler yapmalıyım diye düşündüm.
But I got to tell you, to do something like this, when you just starting out something good with Wyatt.
Ama şunu bil Wyatt ile güzel bişeye başladınız.
- I just need to do something.
- Acele etsek iyi olur.
- Do you know, I just saw something rather odd.
- Az önce tuhaf bir şey gördüm. - Neymiş o?
All right, all right, but before we do that- - a moment ago when she was shoving you, there wasn't something deep down inside where you just wanted to pop her back?
Tabii, tabii, ama bunu yapmadan önce - bir dakika önce o kadın senin üstüne yürüyordu, İçinde, derinlerde bir şey ona bir tane patlatmak istemedi mi?
Where a company like yours can just go into Lafayette, Louisiana and do something like that.
Sizinki gibi bir şirketin Lafayette, Louisiana'ya girip bunu yapabildiği bir yerde.
No, I... just came to do something.
Hayır, bir şey yapmak için gelmiştim.
I bet they're all just kinda dying for something to do.
İddiaya girerim bir şeyler yapmak için ölüyorlardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]