Just go on translate Turkish
4,032 parallel translation
I'll just go on doing my thing
Ben kendi işimle meşgulüm
- You just go on with your Viking thing.
- Sen şu Viking şeyine devam edebilirsin.
Can I just go on record one more time saying what a bad idea it is, hiring her?
Bir kez daha onu işe almanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu dile getirebilir miyim?
I must warn you, you don't just go on plane.
Seni uyarmalıyım, öylece uçağa binip gidemezsin.
You just go on home, boy.
- Evine git, evlat.
Why can't we just go on as we are?
Neden olduğumuz gibi kalamıyoruz?
Go help out on Kate's campaign, where I'm just some lawn ornament sitting around, twiddling my thumbs, or... or hang out with you guys in Granby, where I can spend the entire day being reminded...
Kate'in kampanyasına yardıma gidip, süsleme yapıp, ortalıkta dolanıp, oturup, parmaklarımla oynamamı, veya... ya da sizinle takılıp bütün günü Granby'de geçirebilirim. Ha? hatırlatması...
He's not a peaceable God and it would be hypocrisy for me to rely on the sixth commandment just as it's hypocrisy for Christians to believe in it and then go and kill each other in France.
O, barışçıl bir Tanrı değil ve altıncı buyruğa inanmak benim için bir iki yüzlülük olurdu tıpkı Hristiyanların inanıp da Fransa'da birbirini katletmesinde olduğu gibi.
I let Irwin drag you into this business, you kept telling me you'd get out, and I just let it go on.
Irwin'nin, sizi bu işe sürüklemesine ben müsade ettim. Sen sürekli çıkmak istediğini söyleyip durdun. Bendese devam et dedim.
Just to be on the safe side, I'm gonna go to your apartment and bring all your stuff back here.
Sadece güvenli bir yerde olman için, dairene gidip eşyalarını getireceğim. Hayır, hayır, olmaz.
So then I go outside on the porch, and there's the Novak kid, and he's just out there grinning at me!
Verandaya çıktığımda ise bu Novak orada durmuş bana sırıtıyordu.
Lyn, please just get out of your house right now. Either go out the front...
Lyn lütfen, evinden çık sadece, Ya ön tarafa git...
Come on. Don't look at me like that, just go.
Bana öyle bakma, sadece git.
Daddy, move. Okay, I guess I'll just go sit on the groom's side.
Tamam, sanırım ben damat tarafında oturacağım.
Come on. I guess afterwards, I'll just go to the post office and not mail anything.
Ondan sonra da postaneye gidip mektup atmayayım bari.
Just go maury povich on his ass.
Herifin başına musallat ol.
Keep on trying to get up and go, but... just don't.
Ayağa kalkıp denemeye devam et diyeceksin ama... Yapma.
You know what, honey, m-maybe... maybe it's best if you just go work on the case a little bit.
Canım belki de... Belki de bu dava üstüne biraz çalışsan fena olmaz.
Go on, just go.
- Çekil haydi.
Whenever I talk to you, you just go off on me and whenever I try and visit, you don't even want to see me.
Ne zaman konuşmaya kalksak kontrolünü kaybediyorsun. Ziyaretine gelsem benimle görüşmüyorsun.
I don't want to go on working near you and not with you, so if we can't ever be partners again, can you just let me know now?
Etrafında olup ortağın olmayarak çalışmaya devam etmek istemiyorum,... eğer bir daha ortak olamayacaksak lütfen bunu şimdi söyler misin?
He's just gonna show his face, shake a few hands, hear ten minutes of the briefing, and go back to bed, and Sally disappears forever into that political black hole called the vice presidency.
Yüzünü gösterip birkaç kişinin elini sıktıktan sonra brifingin on dakikasını dinleyecek ve yatağına dönecek. Böylece Sally, sonsuza dek başkan yardımcılığı denen o siyasi kara delikte kaybolmuş olacak.
No, come on, let's just go there, come on!
Hayır. Gel, oraya gidelim. Haydi.
Come on. Just let go of me.
Bırak beni.
I'm just dizzy, okay? Go. Come on.
- Siz gidin.
Just hold on a minute. Go ahead.
- Bekleyin bir dakika.
If I couldn't help a friend like you, well, just wouldn't want to go on living.
Senin gibi bir arkadaşa yardımcı olamayacaksam, en iyisi yaşamaya devam etmemem.
I'll just stand back while you go on some urban safari across London?
Sen Londra'yı dört köşe gezerken ben arka planda öyle bekleyecek miyim?
Just go easy on him, Ray.
Üzerine çok gitme, Ray.
Somehow I have the feeling you'll just keep on growing and go somewhere far away.
Böyle hep büyüyüp başka yerlere gideceksin diye korkuyorum.
I'll have to just go and be a good loser on TV1.
Ben de kanala gidip mağlup rolü oynayayım.
I think it was just an excuse to go downstairs and get coffee without his pants on.
Bence pantolonsuz aşağı inip kahve almak için bahane olarak kullandı.
Didn't you just tell me you'd never go on a date with me because it would ruin your life?
Benimle yemeğe çıkmayacağını net olarak ifade etmemiş miydin? Hayatını mahvedermiş falan.
And from now on, if I see something or someone I want just sitting there in front of me, I'm gonna go for it.
Artık, istediğim bir şeyin ya da birinin önümde olduğunu görürsem, durmayacağım.
Look, you go down to Ops and tell all them that instead of shutting this place down and earning their freedom, they're just gonna have to shine it on a little bit longer for Uncle Sam.
Sen merkeze git ve herkese Bölüm'ü kapatıp özgürlüklerini geri almak yerine bunlarla ilgilenmeleri gerektiğini söyle.
Just so you know, Alicia, I didn't break off our friendship, and if you could let go of this victimhood pose that you're hanging on to...
Bil diye söylüyorum Alicia,... arkadaşlığımıza ben son vermedim,... ve eğer bu tutunduğun mağduriyet pozuna son verebilirsen...
Go on, you do it. Just a little flick and lick.
Hafifçe vurup yalayacaksın.
What about this- - go with me- - what if, um, what if my character lives and the book just goes on?
Peki şöyle yapsak? Benim karakterim yaşasa, kitap da bitmese?
Come on, let's just go.
Hadi, sadece gidelim.
Come on, let's just go to your place.
Sana gidelim.
I'm just gonna go check on Jonah and then I'll meet you back at your place?
Gidip Jonah'ı kontrol edeyim. Sonra senin evinde görüşürüz.
But just one, because after, we're gonna have a big old Thanksgiving at my cousin, Neicey, house, and we probably gonna go out dancing at the Monte Carlo Room, and I'ma order a Sex on the Beach
Ama sadece bir tane çünkü sonra kuzenim Neicey'nin evinde büyük bir Şükran Günü yemeği yiyeceğiz. Sonra da muhtemelen Monte Carlo Room'a dansa gideriz.
So you just go ahead and work on whatever secret project you're working on, and I am going to check out that new Yoga studio.
Yani devam et ve üzerinde çalıştığın ne gizli projeyse çalışmaya devam et, ben yeni Yoga yerine bakmaya gidiyorum.
Go help out on Kate's campaign, where I'm just some lawn ornament sitting around, twiddling my thumbs, or... or hang out with you guys in Granby, where I can spend the entire day being reminded...
Kate'in kampanyasına yardıma gidip, süsleme yapıp, ortalıkta dolanıp, oturup, parmaklarımla oynamamı, veya... ya da sizinle takılıp bütün günü Granby'de geçirebilirim. hatırlatması...
No, just get on the stage and make the crowd go nuts.
Şimdi sahneye çıkın ve kalabalığın aklını başından alın.
How many pages do I have to fill out just so you can go on a field trip to feed the homeless?
Sırf sen geziye gidip evsizleri doyur diye daha kaç sayfa doldurmam gerekiyor?
So we'll have to keep an eye on him because I don't want him to go crazy just like Ric did.
Ona göz kulak olmamız gerekiyor. Çünkü onun da Ric gibi delirmesini istemiyorum.
I just thought it would be fun to go on a trip, the two of us for a bit without the kids.
Düşündüm ki, çocuklar olmadan,... baş başa biraz vakit geçirmemiz eğlenceli olabilir.
To just go out on dates whilst I'm stuck at home with our daughter?
Sen dışarıda randevu da olurken ben de evde kızımızla mı takılacağım?
He'll just get you on his cell phone, and then that'll go viral.
Seni telefonuyla kaydedecek, sonra o video da meşhur olacak.
I just think it's stupid to go spend on a fortune on some fancy meal just'cause everybody else does.
Herkes yaptığı için lüks yemeklere servet harcamanın aptalca olduğunu düşünüyorum sadece.
just go 1748
just go with it 127
just go away 152
just go for it 29
just go home 199
just gonna 20
just go ahead 63
just gone 41
just goes to show 16
just go back 28
just go with it 127
just go away 152
just go for it 29
just go home 199
just gonna 20
just go ahead 63
just gone 41
just goes to show 16
just go back 28
just go back to sleep 27
just go in 31
just go to sleep 48
just go to bed 26
just got here 29
just go now 17
just go inside 16
just got word 18
just go back to bed 17
go on 13820
just go in 31
just go to sleep 48
just go to bed 26
just got here 29
just go now 17
just go inside 16
just got word 18
just go back to bed 17
go on 13820
go on then 265
go on now 98
go on in 178
go on without me 34
go on home 110
go on ahead 60
go on through 17
go on up 45
go on inside 28
go on now 98
go on in 178
go on without me 34
go on home 110
go on ahead 60
go on through 17
go on up 45
go on inside 28