Just go in translate Turkish
4,490 parallel translation
Gene, on the other hand, would just go in there and pummel you until you agree with him, until you just say, " All right, Gene!
Diğer taraftan Gene, onunla hemfikir olana kadar sizi bıktırır en sonunda, " Pekala, Gene!
Sure, I'll just go in there right now and break up with him.
Tabi, hemen şimdi buradan gitmeli ve ondan ayrılmalıyım.
They couldn't just go in there guns blazing.
Tüm çabalarına rağmen giremediler.
Tell me we didn't just go in a circle.
Bana daire çizmediğimizi söyle.
Hey. No, you can't just go in...
Olmaz, oraya girmezsin...
No, you cannot just go in there.
Olmaz, oraya giremezsiniz. Bir şey olmaz.
Listen I don't think I'll go back to the house just yet there's a bar in town I used to drink in and I'm just going to check and see if it's still the same.
Şimdilik eve gitmeyi düşünmüyorum....... eskiden gittiğim bir bar var oraya gidip her şey aynı mı diye kontrol edeceğim.
Okay, we just change the from, two Men go in, one comes out again,
Sadece durumlar değişti, şuan iki adam var.
Did we just go back in time?
Zamanda yolculuk mu yaptık?
Just wouldn't go in.
İçeriye girecek cesareti bulamıyorum sonra.
Anything. Her purse, her jacket, her ID badge. Just go get her things and bring them in here.
Kaybolanlara ait ceket, giysi gibi şeyleri bana getirebilir misin?
OK, just keep talking and do not make me go back in there.
Beni konuşmaya tut ki, oraya geri dönmek zorunda kalmayayım.
[Sighing to herself] Just go in and tell him.
İçeri gir ve ona söyle.
You just have to go in and meet.
- Sadece oraya gidip buluşman gerek.
You just have to go in and meet.
- Sadece gidip görüşeceksin.
So I just had to go in...
Bu yüzden sadece içeri girmek zorunda kaldım...
But I don't believe in coincidences so I thought I just had to go to you and then ask you.
Ama tesadüflere inanmam. Bu yüzden yanına gelmeli ve bizzat sana sormalıyım diye düşündüm.
No, but if you really think that there's a chance for you and Michael, don't go hooking up with every guy in New Jersey just to prove to yourself you're single.
Evet, ama Michael'la aranda gerçekten bir şans olduğunu düşünüyorsan bekar olduğunu ispatlamak için New Jersey'deki her erkekle çıkmamalısın.
And, urn, lavatories are just through the door where we came in, so you don't have to go through the main bar to access the facilities.
Lavabolar hemen kapının yanında. Yani aşağıya inmenize hiç gerek yok.
So, I figured I'd just get a couple of classes going... and then go back to the full load in the fall.
Ben de yazın birkaç ders alıp... güz döneminde diğer derslerle devam ederim diye düşündüm.
So I guess we'll just figure out who wants to go in there first.
Sanırım oraya ilk kimin girmek isteyeceğini belirleyeceğiz.
So since we're just kind of like dipping our toes in here, I think maybe we shouldn't spend too much time in there the first go-around.
Burada yeni bir şey deniyor gibiyiz ilk etapta orada fazla zaman geçirmesek iyi olur sanırım.
Sorry, Andrew, it's just I need to... Come on. In you go.
- Üzgünüm Andrew, benim gidip...
Oh, yeah, all right, well, I'll tell them I'll go in just for the afternoon.
- Evet, tamam, öğleden sonra gideceğimi söyleyeyim.
Let's just get off camera. Let's go back in the car.
Kurtulalım kameradan arabaya gidelim.
Nah, nah, I'm like, you know... I'm not stand-up funny, I'm just, like, the funny dude. Like, you know, put me in a scenario, and I'll go buck wild.
- Yok, yok ben daha çok stand-up ayarı komik değilim ben komik elemanım yani beni bir senaryoya koyarsın ve bende sahneyi uçururum.
In that last nanosecond, they saw what they were, that you, yourself, this whole big drama, it was never anything but a jerry-rig of presumption and dumb will and you could just let go finally now that you didn't have to hold on so tight... to realize that all your life- -
Ve gördüler o son nanosaniyede. Ne olduklarını gördüler. Sen, kendin, bu büyük drama hiçbir zaman küstahlık ve aptal arzulardan ibaret geçici bir çözümden başka bir şey değildi.
You go see Sting in concert, he's not gonna just jump into The Police songs.
Sting konserine gittiğinde direkt olarak The Police şarkılarından başlamaz.
I know I'm not supposed to just stand up and blurt things out in here and I really don't want to go to jail today, but... I need to say that I was wrong about Eloise's grandfather.
Biliyorum, böyle kalkıp konuşmaya hakkım yok. Üstelik bugün hapse girmek gibi bir isteğim de asla yok. Ancak Eloise'in büyükbabası hakkında yanıldığımı söylemeliyim.
Will you just let her go in and get the ball?
İçeri girip topu almasına izin verir misiniz? Tamam.
Because if I wanna hang around with a jerk, I'd just go oh, look in the mirror talk to myself.
Çünkü pislik bir adamla oturmak isteseydim aynaya bakıp kendimle konuşurdum.
Why don't you just go and wait in the back...
Neden gidip de arkada beklemiyorsun?
They're at the range - in my locker. - Could you maybe just go and fetch us one,
- Gidip bize bir tane alabilir misin lütfen?
In conclusion, I'm gonna go ahead and say that it's possible, though not probable, that maybe, just maybe, this was, in fact, murder.
Sonuç olarak, daha ileri gidip, diyorum ki : Bu muhtemel, gerçi çok olası değil belki, sadece belki, bu gerçekten cinayet olabilir.
If you want to be arrested, why not just go turn yourself in?
Tutuklanmak istiyorsan neden gidip teslim olmuyorsun?
Oh, God. 1958. Go back in time and just come up here with Gina Lollobrigida and just snog her.
- Tanrım. - 1950'lere dönüp Gina Lollobrigida'yla buraya gelmek, onunla sarmaş dolaş öpüşmek.
I'm just gonna go ahead and talk in your back swing from now on if it doesn't make any difference. Sorry.
- Affedersin.
Why didn't you just go after Joey Lisk?
Joey Lisk'in peşine düşseydiniz ya?
"Uh, Joaquín and I are planning on putting the Ewings in jail for framing Cliff, but, mom, please just go with it."
"Joaquin ve ben Cliff'i suçlamaktan Ewingler'i hapse yollamayı planlıyoruz ama anne, lütfen bunu kafana takma."
Maybe I should just go back to Dallas and turn myself in.
Belki de Dallas'a geri dönüp teslim olmalıyım.
Just go right on in there.
Sen içeri geç.
You can just go ahead and leave that in the back room with the rest of the presents.
Arka taraftaki odaya gidip bunu da diğer hediyelerin yanına bırakabilirsin.
♪ I'm just another fish in the mud ♪ ♪ But I am not about to waste my time explaining ♪ ♪ As soon as I go talking, you fade ♪
â ™ ª I'm just another fish in the mud â ™ ª â ™ ª But I am not about to waste my time explaining â ™ ª â ™ ª As soon as I go talking, you fade â ™ ª
Okay, well, I think I have to go to a Starbucks to study because I'm, like, in the middle of exams and I just, like, can't work here anymore.
Evet her neyse. Benim ders çalışmak için Starbucks'a gitmem lazım. Çünkü sınavların arasındayım ve burada artık daha fazla çalışamayacağım.
You know, I'll just go to a pharmacy in another town.
Ben de başka bir kasabadaki eczaneye giderim.
You can just go on back. I'm just gonna put your suitcase in your room.
Sen arka tarafa geç, ben bavulunu odana koyayım.
Just saying you could serve at 120 instead of 130, and 20 % more of your serves would go in.
Demek istediğim 120 yerine 130 tane isabet ettirebilirsin, bu da senin atışlarının % 20 fazlası demek oluyor.
Just tell me where Marcel would go.
Bana Marcel'in nereye gideceğini söyle.
I was just gonna go in for a sauna. Want to join?
Bir saunaya gireceğim, katılmak ister misin?
Maybe you can tell me how it is that patients here just go missing, or how a member of my team is attacked by an infected monkey she was told didn't exist in the first place.
Belki hastaların öylece ortadan kaybolmalarını bana açıklayabilirsin. Ya da ekibimden birinin en başta varlığı bile inkar edilen hasta bir maymun tarafından saldırıya uğramasını açıklayabilirsin.
We know he rented a car, but we don't know exactly where from, so as soon as we land in Winnipeg, we're just gonna go to every rental desk at the airport and see if anyone recognizes him.
Bir araba kiraladığını biliyoruz ama tam olarak nereden olduğunu bilmiyoruz biz de olabildiğince çabuk Winnipeg'e gidip havaalanındaki bütün yerlere bakıp... -... onu tanıyan biri var mı diye soracağız.
just go inside 16
just go 1748
just go with it 127
just go away 152
just go for it 29
just go home 199
just gonna 20
just go ahead 63
just gone 41
just go back 28
just go 1748
just go with it 127
just go away 152
just go for it 29
just go home 199
just gonna 20
just go ahead 63
just gone 41
just go back 28
just goes to show 16
just go back to sleep 27
just go to sleep 48
just go to bed 26
just go on 29
just got here 29
just go now 17
just got word 18
just go back to bed 17
go inside 366
just go back to sleep 27
just go to sleep 48
just go to bed 26
just go on 29
just got here 29
just go now 17
just got word 18
just go back to bed 17
go inside 366
go in peace 51
go in there 78
go in 254
ines 33
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
go in there 78
go in 254
ines 33
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
intelligent 217
indiana 185
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
interior 21
inside 950
indian 84
intelligent 217
indiana 185
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
intelligence 152
internal 17
interview 123
inch 105
interpol 81
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
intelligence 152
internal 17
interview 123
inch 105